Hafta sonu Baykoca'yı ziyaret ettim. Baykoca kayıtlara göre Osmanlı hanedanının ilk şehididir.Yoldaki izlenimlerinden itibaren paylaşayım.

İnegöl'den Alanyurt'a uzanan bu asfalt yolun toprak olduğu günleri hatırlıyorum. Adibinli Köyü vardı Alanyurt dediğimiz yerin girişinde. Çocukken tek başımıza gidemezdik. Yol boyunca uzanan yeşillik alandan ve bahçelerden yola çıkan köpeklerden korkar çekinirdik.

Şimdi bu bölgenin ismi Alanyurt. Yeşili öldü ama binası çok, bir şehir doğdu burada. Keşke doğayı katletmeden bu işleri başarabilseydik. Keşke İnegöl ovasını tüketmeden, Adibinli gibi tepelere konutlar dikebilseydik. Geç kalınmış olsa da bu anlamda doğru adım olan Yeni İnegöl ve TOKİ alanının, hala beklenen ilgiyi görememesi ne kadar acı.

Modern bir yol uzanıyor İnegöl'den Alanyurt'a artık. Ancak Alanyurt girişinden itibaren bu yolun güzelliğinin devam ettiğini söylemek mümkün gözükmüyor. Alanyurt'tan Hamzabey'e kadar yolda, daha yapılacak çok çalışma var.

Bir zamanlar sadece İnegöl'e bakan Alanyurt evleri artık Hamzabey Köyüne ve baraj gölüne bakıyor. Baraj suları Hamzabey Köyü kıyılarında göl oluşturduğunda, buraları daha da güzelleşiyor. Alanyurt'un bu göle bakan evleri de harika bir doğa manzarasına kavuşuyorlar.

Hamzabey köyü İnegöl'ün en eski köylerinden biri. Köye ismi verilen Hamza Bey, Osmanlı'nın önemli devlet adamlarından biri. İstanbul'un fethinde Rumeli Ordusuna komuta etmiş. Sancakbeyliği ve Rumeli Beylerbeyliği yapmış. "Kazıklı Voyvoda" tarafından şehit edilmiş. Hamzabey'in türbesi Bursa'da. Hamzabey'den sonra torunları, İnegöl'ün tımar sahibi olmuş. 1900'lü yıllara kadar asırlar boyunca bu sülale, İnegöl'ün yönetiminde söz sahibi olmuş. İşte bu önemli Osmanlı beyinin ismi, Hamzabey köyünde yaşatılıyor.

Osmanlı Hanedanı'nın ilk şehidinin türbesi bu köyün girişinde bulunuyor. Adı: Baykoca. Amcası Osman Gazi. Babası Sarı Batu Savcı Bey. Anası Melek Hatun. Dedesi Ertuğrulgazi, ninesi Halime Hatun. Sahip olduğu künye, ne kadar önemli bir şehidimizin olduğunu anlatmaya yetiyor. Kaynaklarda şehidimizin 1268'lı yıllarda doğduğu rivayet ediliyor.

Malumunuz Hamzabey köyünden Yenişehir'e doğru bir geçit var. İnegöl'ün tüm dereleri de bu geçitte birleşerek Yenişehir ovasına geçer ve oradan Karadeniz'e akar. Bu geçidi kapatırsanız işte o zaman İnegöl gerçekten göl olur.

Çocukluğumdan hatırlıyorum bu geçitte mağaralar da vardı. Yenişehir'e giderken yoldan görürdük bu mağaraları. Yol genişletme çalışmaları sırasında görünen mağaralar kayboldu gitti. Osmanlı zamanında buralara Ermeni Beli denirmiş.

1299 öncesi İnegöl Bizans şehridir. Burada Osmanlı, Bizansa karşı ilk savaşlarından birini vermiş. Baykoca da bu savaşta şehit olmuştur. Şehidimiz tahminen 16 yaşında bir delikanlıdır. Tarih bu şehadet için 1284 kaydını düşmüş.

2012 yılında İnegöl Belediyesi Baykoca'nın türbesini yeniledi. Ziyaretim esnasında gördüm ki; Türbe arkasındaki Mehmet Bey camii'nde ve alanda düzenleme çalışmaları devam ediyor. Şehidimizin türbesi başında, vatanımız ve dinimiz uğruna canlarını veren tüm şehitlerimiz için Fatiha okudum.

Şairin dediği gibi; "Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, Toprak; eğer uğrunda ölen varsa vatandır" Bayrak ve vatan sevgisine sahip herkes Baykoca'yı ziyaret etmeli. Hatta okullarımız öğrencilerini buraya getirerek ilk dersi burada vermeli.

Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un dediği gibi; "Bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı, Düşün altında binlerce kefensiz yatanı" Gençliğimiz bastığı yerleri tanımalı.

Tavsiye ederim, ailenizle birlikte mutlaka gidin ve orada kefensiz yatan şehidimiz Baykoca'yı ziyaret edin.