Türkler tarihte atlara olan ilgisi ve at yetiştirici özellikleri ile bilinirler. Koşum takımlarını, üzengi, eğer ve dizgini keşfederek ata binmek ve ona hakim olmak sayesinde hızlı bir nakil ve muharebe aracı elde etmişlerdir. Dolayısıyla bu at sevgisi atlı araba kültürünü de beraberinde getirmiştir.

Divan-u Lügat'it Türk'de "At Türkün kanadıdır" şeklinde geçmektedir. 7-10. Yüzyıl Bizans Kaynakları "Türkler sanki at üstünde doğmuşlardır, yerde yürümesini bilmezler" şeklinde ifade bulur. Çin kaynakları M.Ö.2000 yılında Türklerin atlı araba kullandıklarını belirtiyor. Araba kelimesinin diğer dillere Türkçeden geçmiş olması da bölge halklarından önce Türklerde arabanın varlığını gösterir.

Osmanlı dönemi İstanbul'unda hayvan koşulan ilk araba iki öküzün çektiği koçu imiş. 18. Yüzyılda Avrupa'daki aydınlanma ile Osmanlı Devleti'nde de etkilenmeler görülmüştür. Renkleri ve süslemeleri daha güzel Katipodası denilen araba kullanılmaya başlamıştır. 19. Yüzyıl'ın son çeyreğinde Avrupa'dan ithal faytonlar, landonlar, kupalar, talikalar devreye girmiştir.

20. Yüzyılın ilk yarısında motorlu araçların hızla yaygınlaşması atlı araba kullanımında da hızlı bir azalmaya sebebiyet vermiştir. Yine de binek aracı olarak kullanılan faytonlar eski şaşaalı günlerine benzemese de 1960'lı yıllara kadar ülkemizde ve ilçemizde hizmet vermiştir.

19. Yüzyılın sonlarından 1960'lı yıllara kadar ülkemizin önemli at araba üretim merkezlerinden biri olan İnegöl'de at araba üretimi azaldığı gibi teknolojik değişiklikler de yaşandı. 1970'li yıllardan itibaren lastik tekerlekler takılmaya başlandığı gibi. Şehir içinin beton ve asfalt olması nedeniyle atlara da lastik nal çakılmaya başlanmıştır.

İlçemizde şehir içi nakliye işlerinde at arabalar önemli bir yer tutmuştur. Seksenli yıllara kadar Bakkaliye Şirketi, Akansu Gıda, İnbak gibi işyerleri ilçe bakkallarına mal sevkiyatlarını at arabaları ile yaptı. Aynı şekilde süt toplayıcılar, uncular, inşaat ve mahrukat firmaları sevkiyatlarını at arabalarıyla yapmışlardı. At arabaları ile perşembe günleri pazar dönüşü sepet ve insan taşımacılığı da yapılıyordu.

1970'li yıllardan itibaren at arabaları kereste ve mobilya sanayine yöneldiler. Birçok bölgede at arabalarının bekleme noktaları vardı. 1990'lı yıllardan itibaren traktörlerin devreye girmesi at arabalarının rekabet edebilmesini iyice güçleştirdi. Toplumda çevreci bir bakış açısının oluşması da işlerini zorlaştırdı. 31 Mart 2008 tarihinden itibaren de Belediyemizce trafiğe çıkışları yasaklandı.

Kaynakça : Yrd.Doç.Şayan Ulusan Şahin Türk Kültürü'nde at Arabası (At Arabalarının Dili) http://www.acarindex.com/dosyalar/.../acarindex-1423873411.pdf

1) At Arabası Sürücü Ehliyetnamesi 2)09 Nisan 1994 tarihinde bir at arabası kazasında vefat eden Tahsin Acar