Üniversite?yi Malatya?da okudum. Uludere Kaymakamı olarak ünlenen Naif YAVUZ, İnönü Üniversitesi?nden sınıf arkadaşım. Hala çok yakın görüştüğüm bir dostumdur. Ben medya sektörünü tercih ederken o kaymakam olmayı tercih etti.

Aralık ayında düzenlenen hava operasyonunda 34 köylü ölmüştü. Kaymakam Naif Yavuz, bu kişilerin taziyesine gittiği Gülyazı köyünde bir grup tarafından linç edilmek istenmişti.

O gün tüm Türkiye tanımıştı Uludere Kaymakamı Naif Yavuz?u?

Son kaymakam kararnamesi ile Uludere Kaymakamı Naif Yavuzun tayini Balıkesirin Gömeç İlçesine çıktı. Kararname yayınlanmadan önce paylaşmıştı. Arayıp kendisine hayırlı olsun dileklerimi ilettim.

PKK saldırıları ile teyakkuzda olduğumuz, şehit haberleri ile yaralandığımız günlerde hatıralarımı paylaşmak değil niyetim. Söylemek istediğim başka bir şey var.

PKK, devletin kürt halkıyla ilgilenmesini, kürt halkına sahip çıkmasını istemiyor. Devletine sahip çıkan Kürtleri de bir şekilde provoke etmeye çalışıyor. Söz konusu Uludere kaymakamı olayında bunu çok iyi görebiliyoruz.

Anadolu coğrafyasında büyük bir oyun oynanıyor. Dış güçler bu oyunda kürt ismini kullanıyor. PKK; bırakın kürt halkı adına ortaya çıkmayı, Türkiye ve İslam düşmanı güçlerin maşasından başka bir şey değildir.

PKK İFTAR VAKTİNDE SALDIRIYOR

Haberlere dikkat edin. PKK?lılar Siirt?te, Eruh?ta, Şemdinli?de iftar vakti askeri karakollara saldırı düzenledi. Bunların Ramazanla, iftarla işleri yok. Bırakın işlerinin olması Ramazan ayı ve iftar saatini saldırmak için bir fırsat görüyorlar.

Basit gibi görünen bu nokta önemli. PKK ya da diğer terörist unsurlar bunu hep yapıyor. Ya inancımızı, manevi değerlerimizi istismar ediyor ya da manevi değerlerimizle bizi zaafa uğratmaya çalışıyor.

Selçuklu ve Osmanlı hatırasına sahip, en önemlisi kökleri , gövdesi ve dalları İslam olan, Türk, Kürt, Laz, Gürcü, Macır , Boşnak , Arnavut vs, kim olursa olsun, birazcık bilinci ve şuuru olan insan böyle bir oyuna gelmez.

Bu toprakların tarihini bilen, Alnı secdeye giden, ramazan bilincine sahip hiçbir kürt de bu tür oyunların kuklası olmaz.

Ramazan ayı gibi birlik,beraberlik ve kardeşliğin zirve yaptığı bir ayda, bu rahmeti bozmaya kimsenin gücü yetmeyecektir.

O HEM BİR ASKER, HEM DE BİR TERÖRİST ANASI

Şehit haberleri geldikçe inancımız ve vatan sevgimiz gereği üzüntümüz, tepkimiz artıyor. Ancak hiçbir üzüntü ve tepki PKK unsurlarının gerçekleştirmek istediği; karışıklık, iç savaş, Türk-Kürt kavgası gibi kalleşçe emellere alet olmamalı.

Şu haber Anadolu fotoğrafını ve bölgemizde oynanan oyunu çok güzel özetliyor aslında. Haber şöyle: Kaçırılan askerin abisi PKK?lı çıktı.

Diyarbakırın Lice İlçesi yakınlarında yol kesen PKKlıların kaçırdığı 3 askerden biri olan Reşat Çeçanın ağabeyinin yıllar önce PKKnın dağ kadrosuna katıldığı ortaya çıktı.

Reşat Çeçanın babası Cemal ile annesi Fatma Çeçan, oğullarının serbest bırakılması için yardım istedi.

Kaçırılan askerin annesi Fatma Çeçan diyor ki: Bu kavgalar dursun, barış olsun, anneler ağlamasın. Barış istiyorum. Bu mübarek günde Allah için, peygamber için barış olsun bu kan dursun.

Bir oğlu asker, bir oğlu terörist. Şimdi bu anneye ne diyeceksiniz? Bu anne asker anası mıdır, terörist anası mıdır? Hangi oğlundan dolayı bu anayı yargılamalıyız?

Anaları bu işe karıştırmamak gerekiyor.

PKK?LILARIN YARISI YABANCI ÜLKE VATANDAŞI

İçişleri Bakanı Şahin dün önemli bir açıklama yaptı. Yakalanan teröristlerin yarısının İran, Suriye, Irak, Ermenistan ve İsrail kimliği taşıdığını söyledi. Ölü ya da diri, ele geçen her dört teröristten ikisi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı değil.

Bu yapı sorgulanmalı. Bu yapının arkasındaki dış güçler görülmeli.

İNEGÖLLÜ GAZİMİZE BÜYÜK AYIP

Hakkari?de terör örgütü PKK?nın hain saldırısı sonucu Geçimli Karakolunda yaralanan askerler arasında İnegöllü Jandarma Komando Er Erhan Yakut da vardı.

Gazi askerimiz dün sabaha karşı yolcu otobüsü ile İnegöl?e geldi. Otobüsten indiği yol kıyısında Babası Cengiz Yakut, annesi Arzu Yakut, kız kardeşi Büşra Yakut tarafından karşılandı. Bu tablo İnegöl?e yakışmadı. Yetkililerimizin iletişimsizlik yaşadığını düşünüyorum. Halkla ilişkilerinin sınıfta kaldığını düşünüyorum. Adım adım gazimizin durumu takip edilmeli, hatta gazimiz özel olarak Ankara?da uçak çıkışı karşılanmalı idi.

Erhan Yakut?un babası Cengiz Yakut ise, oğlunun otobüsle gönderilmesine tepkili. Babanın tepkisi dün ulusal basında ayrıntıları ile yer aldı. Tepkiye konu olan ihmal zincirini tekrar dile getirmeyeceğim. Çatışmadan çıkmış, yaralı, gazi bir askerimiz böyle sıradan bir yolcu gibi otobüsle gönderilmemeli idi. Bu yaralı baba tepkisinde haklı değil mi?

Gazimizi Bursa Valisi Şehabettin Harput, Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin, İlçe kaymakamı Aziz İnci, İnegöl Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Garnizon Komutanı Mehmet Terzi karşılamalı idi. Yakışan buydu. Ben bu yazıyı yazarken Bursa Valimizle birlikte bu isimlerin gazi askerimizi evinde ziyaret ettiği haberini almış oldum.

Erhan Yakut, şu an Orhaniye Mahallesi?ndeki evinde dinleniyor. Sırtında, ayaklarında ve kollarında çatışma izleri taşıyor.

20 günlük hava değişimi ile baba ocağında. İnegöl?e adımını attığı sabah çatışma gecesini anlattı. 300 kişilik terörist grubunun saldırdığı karakolda 130 asker, 4 saat süren çatışma boyunca kahramanca savaşmışlar.

Şimdi bu askerimiz bu çatışmada gazi değil de şehit olsaydı, nasıl olurdu İnegöl?ün havası?

Askerimizin ortaya koyduğu kahramanlığın değer bulması için illa şehit olması mı gerekiyordu?