Bugünlerde doğup büyüdüğüm sokağa girdiğimde çocukların, bizim çocukluğumuzdaki gibi eğlenmediklerini, oynamadıklarını görüyorum. Çocukluğumuz dediğim 50?60 sene değil, şunun şurasında 15?20 sene. 15?20 senede müthiş büyüyen bir şehir çocukların oyun oynama şekillerini de değiştirdi. İnegöl?de artık çocuklar sokaklarında rahat rahat top oynamıyorlar. İnegöl?de artık çocuklar buranın tabiri ile cilli genel anlamda da bilye denen oyunu oynamıyorlar. Erkek kısmından bakmayalım evcilik de oynamıyorlar, ipte atlamıyorlar. Sokaklarında istedikleri gibi koşturamıyorlar. Zira artık o sokaklar onların rahat ve güvende oynayacakları alanlar değil. Her gün vızır vızır arabalar geçiyor. Biz çocukken Kurtuluş Sahasına, Endüstri Meslek Sahasına bazen de Doğan Sahaya giderdik top oynamaya. Şimdi onların etrafları da çitle çevrili. Güven Sahadan başka çocukların rahatlıkla top oynayabilecekleri alan yok. Çocuklar onların yerine Play-Station salonlarında ya da evlerinde sanal alemde futbol oynamayı tercih ediyorlar. Aslında son 5-6 yıldır İnegölspor?un altyapı anlamında da sıkıntılarının başında bu geliyor. Oyun alanları kısıtlanmış, sanal oynayan ve sanal düşünen çocukların gelecekte nasıl bir psikoloji içerisinde yer alacaklarını da hep beraber göreceğiz. Asosyal bir gençliğin, paylaşımdan, birliktelikten uzak bir gençliğin bizi beklediğini düşünenlerdenim. Bir de son zamanlardaki dizi çılgınlıkları ile gayri meşru hadiselerin normalmiş gibi gösterildiği bir dünyada gelecek nesil adına fazlasıyla endişelenmemiz gerekiyor diye düşünüyorum. Hepsini yan yana koyunca da İnegöl?ün daha fazla büyümesini istemiyorum. Çocuklarımızın oyun alanlarının yerini daha fazla beton binaların almasını da endişe ile takip ediyorum.