Ruhumuzun derinliklerinde kimin/ kimlerin izleri varsa onlara karşı duygularımız daha farklı oluyor. Minnet duyduğumuz bu güzel insanların başında öğretmenlerimiz/hocalarımız gelir. Varlık sebepleri ile mesleklerini bütünleştirmiş bu değerli insanları bir vesile ile anmak gerekiyor. Yoksa vicdan kendini suçlu hissediyor.

Hikmet Şahin Hocam, 11 Kasım günü aramızdan ayrıldı. Bugünlerde gazeteler birkaç ifade ile ondan bahsedince gönül tellerimin titreştiğini hissettim. Gönle düşen hayat a düşer. İşte gözlerinizin önünde akıp giden bu satırlar saygıdeğer Hocam Hikmet Şahin'i anma vazifesi görürken kendisine olan minnettarlığımın da küçük bir ifadesidir.

Kendisiyle İmam Hatip Lisesinin orta ikinci sınıfında tanışma imkanımız oldu. Sınıfa girdiğinden devasa bir ciddiyet ile muhatap olduk. Prensipli ve kararlı bakışlar, ama ürkütmedi bizi. Asıldık derslere. İki Arapça kitabı bitirdik. Günlük hayatta bile pratik Arapça konuşurduk. Sevdik mi hocalarımızı, ne derlerse yapardık.

"Anmak" kelimesi bana her vakit "anlamak" kelimesini anımsatır. Anlamak ise bir uygulamayı barındırır bağrında. Hocamız bizi çağırdı ve biz diz çöktük önünde. Sokak sokak sevk etti, oraya gönderdi, şurayı işaret etti, uçarak gittik. Hala o elin gösterdiği yolda/istikamette ilerliyoruz.

Sevgili Hocamın kabri başında durup el kaldırmak hayatımın en anlamlı işlerinden biridir. Zira Yunus Vehbi Hocamdan dilemiştim: "Babamın talebeleri Trabzon'a geldiklerinde evlerine uğramadan hocalarının kabrine uğrarlar. Onun hürmetine bizlere bile saygı gösteririler" şeklindeki beyanlarını.

Bu kadim saygı anlayışı, yaş kemale erdikçe bizlerin davranışlarına siniyor ve gönlümüze hoş görünüyor. Bazı insanlar herkesten çokturlar demişti bir şairin biri. Sanırım hocam da bunlardan biriydi. Çok kişiye el uzatmış geleceklerine ışık olmuştu.

İmam Hatip nesline özel bir çaba sarf etmiş, hayatını bu uğurda gayretle geçirmişti. Bir İngilizce sınavında öğrencilere olumsuz yaklaşan bir hoca hanıma, "Siz kantine gidin, ne isterseniz yiyin, bendensiniz" demiş olduğunu, kendisinden gerekli yardımı gören öğrencilerinden dinlemiştim. Nasıl da minnetle anıyorlardı.

Bir anlama programında eski bir öğrencisi Mısır'daki olayları takip ettiğini ve zalimlerin devrildiğini öğrendiği gün okula beyaz takım elbiselerini giyerek geldiğini ve günün bir bayram olduğunu ifade etmişti. İnegöl gibi küçük bir Anadolu kentinde sınırlar ötesi için atan yürekti Hikmet Hocam.

Asıl adının Halil olduğunu arabasıyla bir yerlere giderken söylemiştim. Çok haylazlık yaparmış küçükken. Futbolu iyi oynadığını kurumlar arası düzenlenen bir turnuvada gördük. Maç boyunca komik hareketlerle maç yapmaya çalışan hocalarımızın hareketleri biz öğrencilerini gülmekten kırıp geçiriyordu. Kale de Hikmet Hocamız vardı. Bir penaltıyı bile kurtarmıştı. O koca cüssesiyle yapmış olduğu ufak tefek hareketlerle rakiplerine çalım atıyordu. Ağzımız uçukluyordu.

Bizleler ilgilendiği yıllarda Oylat'a gitmiştik. Oylat'ta otoparkın olduğu yerde maç yapıyoruz. Kendisine sevgili Hocam Abdülvasi Bey de eşlik ediyordu. Takımlar kuruldu. Maç başladı. Ayağına top değen Abdülvasi Hocam, denk getirse topa vuracak bir kez, bir daha denk gelirse pas bile verecekti. Hikmet Hocam, "Abdülvasi ictimai oyna Abdülvasi ictimai oyna" diye sesleniyordu.

Bizlere, hepimize aynı kitaptan alır, dağıtırdı. İlk okuduğum kitaplarından biri de "Müslümanca Düşünce Üzerine Denemeler" kitabı idi. Rasim Beyin o kitabından 3. Sınıfta bir şey anlamamıştım ancak 11. Sınıfta okuyunca her satırın altını çizdim neredeyse... Çok değerli bir kitaptı. Çocuklar izlesinler diye vakıftan benim ahşap evime televizyonu ve videoyu getirmişti arabasıyla. Sanayideki iş yerinde her hafta sonu görüşürdük. Öğrenci olarak büyük işler yapmışız gibi geliyor bana, onun sayesinde. Söz dinlerdik ve her denileni aynen yapmaya çalıştık.

Şimdi hocamdan öğrendiklerimin üzerine bir şeyler daha ekleyerek öğrencilerime hizmet etmeye çalışıyorum. Bu, yani bendeniz onun ve onun gibi saygı değer hocalarımın bir eseri olarak varlığımız sürdürüyorken Hikmet Şahin Hocamın şahsında BİR ÇOK HOCAMA sonsuz saygılarımı iletir, ellerinden hürmet ve muhabbetle öperim.

.