SORU: Kur'an ve sünnette işçi ve memurların emeği ile ilgili düzenleyici hüküm var mıdır?

CEVAP: İslam el emeğine ve alın terine büyük önem vermiştir. Kur'an-ı kerimde; adaleti, iyiliği, insanlara muhtaç oldukları şeyleri vermeyi emreden,1 emanetlerin ehline verilmesini isteyen,2 ölçü ve tartının tam yapılmasını ve insanların haklarını eksiltmemeyi bildiren ayetler3 genel anlamda işçi ve memur haklarını da kapsar.

Hadislerde şöyle buyurulur: "Bir işçi çalıştıran kimse, ona vereceği ücreti bildirsin."4 "İşçiye ücretini teri kurumadan veriniz."5 Bir kudsi hadiste de şöyle buyurulur: "Üç kimse kıyamet gününde beni karşılarında bulacaktır. Benim adımı verip haksızlık eden; hür insanı satıp parasını yiyen; bir kimseyi çalıştırıp da, ona ücretini vermeyen."6

Hz. Peygamber, eski toplumlardan üç kişinin bir dağ yolundan geçerken fırtınaya tutulduğunu ve sığındıkları bir mağaranın ağzını yuvarlanan bir kayanın kapatması üzerine, içlerinden birisinin şöyle dua ettiğini anlatır: "Ey Rabbim! Ben birtakım işçiler çalıştırdım. Ücretlerini ödedim. Ancak işçilerden birisi ücretini almadan gitti. Onun hakkını ticaretle işletip arttırdım. Bir çok malı oldu. Bir süre sonra gelerek ücretini istedi. Ben, gördüğün şu deve, sığır, koyun ve hizmetçiler senin ücretinden meydana geldi, alıp götürebilirsin, dedim. Benimle alay etme diye cevap verdi. Seninle alay etmiyorum, dedim. Bunun üzerine bütün malını alıp gitti, hiç bir şey bırakmadı. Ey Rabbim; bunu sırf senin rızanı kazanabilmek için yapmışsam, bizi bu mağaradan kurtar!" Bu duanın arkasından mağaranın ağzını kapatan taş yuvarlanır ve oradan kurtulurlar."7

SORU: İslam'a göre, işçi ve memur maaşları konusunda bir ölçü var mıdır?

CEVAP: Belirlenecek temel ücret veya maaşta; çalışan işçi veya memurun kendisi ve bakmakla yükümlü olduğu kimseler için yapmak zorunda olduğu masraflar ve ailenin içinde yaşadığı sosyal çevre dikkate alınmalıdır. Çünkü İslam'a göre evli bir erkek; eşinin ve henüz iş ve meslek edinmemiş olan küçük çocuklarının geçim masraflarını karşılamak zorundadır.Bir İslam toplumunda emeği ile geçimini sağlayanlar için öngörülen hayat standardı bir hadis-i şerifte şöyle belirlenmiştir:

"Kim bizim bir işimize tayin olunursa, evi yoksa ev edinsin, bekarsa evlensin, hizmetçisi yoksa hizmetçi ve biniti yoksa binit edinsin. Kim bunlardan fazlasını isterse o, ya hilekardır yahut hırsız."8 Emevi Halifelerinden Ömer b. Abdülaziz'in (ö.101/720) geçimini maaşla sağlayanlara söylediği şu sözler yukarıdaki hadisin uygulaması gibidir. "Herkesin barınacağı bir evi, hizmetçisi, düşmana karşı yararlanacağı bir atı ve ev için gerekli eşyası olmalıdır. Bu imkanlara sahip bulunmayan kimse borçlu (garim) sayılır ve zekat fonundan desteklenir."9

Hz. Peygamber bir hadisinde işçi-işveren ayırımı yapmaksızın mü'minin dünya ve ahiret mutluluğunu yakından ilgilendiren unsurlara şöyle işaret etmiştir: "Üç şey mü'min için mutluluk kaynağıdır. Geniş ev, iyi bir binit ve iyi bir eş."10

Dipnotlar: 1) en-Nahl, 16/ 90. 2) en- Nisa, 4/ 58. 3) el-A'raf, 7/ 85. 4) Nesai, Eyman, 44. 5) Zeylai, Nasbu'r-Raye, IV, 129. 6) Buhari, Buyu', 106 , İcare, 12, 15; İbn Mace, Rehin, 4; A. İbn Hanbel, II, 292. 7) Buhari, İcare, 12; Miras, Tecrid-i Sarih Tercemesi, VII, 37 vd. 8) Ebu Davud, İmare, 10; A. İbn Hanbel, IV, 229. 9) Ebu Ubeyd, el-Emval, s. 556. 10) A. İbn Hanbel, I, 168. ALTINOLUK 2004 - Ekim, Sayı: 224, Sayfa: 040