Hamd alemlerin Rabbi olan Allah’a (c.c) mahsustur. Salat ve Selam, Hz. Muhammed (sav)’in, O’nun Ashabının, yolunda gidenlerin, hakkın hak bilip hakka tabi olan ve batılı şer bilip ondan kaçan tüm mücahid ve mücahidelerin üzerine olsun.
Suudi Selefiler ile Cihadi Selefiler’in siyaset anlayışları arasında dağlar kadar fark vardır. El Kaide Hareketi’nin online yayın organı olan ‘Savtû’l Cihâd’ın Haziran 2004’de çıkan 20. sayısında örgütün liderlerinden Şeyh Ubey Abdurrahman el-Escrî, Suudi Kraliyet Ailesi’ni “İngiliz uşağı” olmakla suçlamıştır.

Suudi Arabistan Başmüftüsü ve Hey’etül Ulema Başkanı önce bir bildiri yayınlamış, sonra yaptığı konuşmada; ‘Haricilikle alakalı Hadisler eşliğinde’, El Kaide’yi ve IŞİD’i İslâm’ın en büyük düşmanı ilan etmiştir.

IŞİD BİLMECESİ VEKOMPLO TEORİLERİ

Amerika’nın Irak’ı işgal etmesi ve Saddam Hüseyin Yönetimi’nin devrilmesinden sonra Irak’ta kendisine hareket alanı bulan ve kurucusu Ebu Musab Zerkavi’nin 2006’da öldürülmesine kadar “Irak el-Kaidesi” olarak anılan örgüt; 13 Ekim 2006’da ‘Irak İslâm Devleti’ (IİD), 9 Nisan 2013 tarihinde de ‘Irak ve Şam İslâm Devleti (IŞİD) adını aldı.

29 Haziran 2014’te örgütün sözcüsü Muhammed Adnani’nin örgütün lideri Ebu Bekir el-Bağdadi’nin hilafetini ilan etmesinden sonra örgüt İslâm Devleti (İD) veya ‘Hilâfet Devleti’ ünvanını kullanmaya başladı. ABD başkanı Barack Obama’nın Ulusal Güvenlik Danışmanı Yardımcısı Ben Rhodes ‘IŞİD’in yükselişinden Esad rejimi kadar, Irak’ın eski Başbakanı Nuri El Maliki’nin de sorumlu olduğunu’ ileri sürdüğü malûmdur.

IŞİD’in Suriye’den sonra Irak’a yönelmesi ve bazı şehirleri işgal etmesi, siyasi anlamda yeni bir 11 Eylül psikolojini ön plâna çıkardığını gizlemek mümkün değildir. Son günlerde akla-hayale gelmeyecek komplo teorilerinin ve kuyruklu yalanların piyasaya sürülmesi, mücadelenin yıllarca süreceğini göstermektedir.
Halifelik ilan etmeden önce IŞİD mensuplarının da takip ettiği ve görüşlerini benimsediği şahıslardan olan Ebu Katade Filistini, Ebu Muhammed Makdisi ve Abu Basir Tartusi’nin de aralarında olduğu bir çok Selefi alim IŞİD’i Haricilikle itham ederek onların hak yoldan saptığını bildiren fetvalar yayınladılar.

En son dünyaca ünlü selefi âlimlerden akaid profesörü olarak Mescid-i Nebevi’de dersler veren Şeyh Abdullah b. Muhammed el-Guneyman’ın; ‘IŞİD’in Müslümanları öldürmekle suç işlediğini ve onların Harici hükmünde olduğunu’ belirten bir konuşma yapması, Selefiler arasındaki ihtilâfın arttığını göstermektedir.

Tekfir hususunda aşırı giden IŞİD Örgütü, daha önce kendileriyle aynı dünya görüşünü paylaşan Selefi âlimlerin ’hedef tahtası’ haline gelmiştir.

Son aylarda hiçbir gerçekliği olmayan komplo teorilerinin piyasaya sürüldüğünü de söylemek mümkündür.

BAE’de yaşayan Şeyh Ahmed el Kubeysi’ye göre, IŞİD lideri Ebubekir Bağdadi, İsrail’in emellerine hizmet eden bir Yahudi ajanıdır. Halife ilan edilen şahsın fikri soy kütüğü İhvan’dan ziyade, onların da ilk kuşağı olan Muhammed Bin Abdulvehhab’a dayanır.

Şeyh Ahmet Kubeysi’ye göre, Muhammed Bin Abdulvehhab İran asıllı bir Yahudi’dir. Bu iddia üzerine Suudi Arabistan yönetimi harekete geçmiş ve Şeyh Ahmet Kubeysi’nin BAE’den sürülmesini istemiştir. BAE’nin eski Polis Şefi Dahi Halfan, bu sözleriyle Şeyh Kubeysi’nin Suudi Arabistan’dan önce kendilerini rencide ettiğini ifade etmiştir.

Görünen odur ki, yaşanan hadiseleri ‘efradına cami, ağyarına mani’ bir şekilde tahlil etmeyi akıl edemeyen Selefi âlimler, ‘uçurumları lafla doldurmak’ için birbirleriyle yarışmaya başlamışlardır.