1875 yılında, Bayat'ın Toyhane köyünde doğdu.

1905 yılında, İstanbul'daki Fatih Camii'nde ders vermeye başladı.

15 Şubat 1919'da kurulan Cemiyet-i Müderrisin'in kurucuları arasında yer aldı.

Yunanlılar İzmir'e çıktığında ilk tepkiyi, kurduğu 'Teal-i İslam cemiyeti' vasıtası ile yaptı. Daha sonra bu cemiyetin kurtuluş mücadelesi karşısında kullanılması sebebi ile cemiyetten ayrılmıştır. Atıf Hocayı bugün dahi karalamaya çalışanlar bu cemiyet üzerinden hareket etmektedirler.

Atıf Hoca ile ilgili asıl tartışma, şapka devriminden önce yayımlamış olduğu Frenk Mukallitliği ve Şapkaisimli risalesiyle alakalıdır.

Atıf Hoca bu eserinde; Müslümanların Müslüman olmayanların kılık kıyafet ve kültürel alışkanlıklarına benzemeye çalışmasının caiz olmadığını söylüyordu. Bir Müslüman ile Hıristiyan'ın veya bir Yahudi'nin kılık kıyafetinden ayırt edilebileceğini, hatta edilmesi gerektiğini savunuyordu.

İskilipli Atıf Hoca bu kitabı Şapka Kanunu'nun çıkmasından 1,5 yıl kadar önce bastırmıştır. Daha da ilginç olan, 32 sayfalık bu broşür Milli Eğitim Bakanlığı onaylıdır.

Şapka kanunundan sonra Erzurum, Rize ve Elazığ gibi şehirlerde şapka kanuna karşı protestolar yapılmıştı.

Bu protestoları planladığı iddia edilenlerle birlikte Atıf Hoca da 7 Aralık 1925'te tutuklandı. Ankara İstiklal mahkemesi tarafından Giresun'a gönderildi. Buradaki mahkemede suçsuz olduğu anlaşılıp beraatine karar verilmesine rağmen salınmadı. Ankara ve İstanbul'da yargılanmaya devam edildi.

BAYRAK VE ŞAPKA

Mahkeme hakimi Kel Ali Hocaya suçunu sordu.

Hoca sakin ve vakur (ağırbaşlı) bir tavırla: "Evet efendim. Şapka kanunu çıkmadan iki sene önce, şapkanın bir Müslüman kisvesi olmadığına dair bir risale yazmıştım."dedi. Kel Ali: "Şimdi ne yapıyorsun?" diye sordu. Hoca: "Kanunlara itaat ediyorum" cevabını verdi. Bunun üzerine Kel Ali hiddetle bağırarak: "Sen bilmiyor musun ki şapka da bezdir, fes de bezdir" deyince hoca sükunetle: "Evet biliyorum, ancak hakim heyetinin arkasındaki bayrak da bezdir, lütfen o bezi kaldırınız da yerine bir İngiliz bayrağı asınız." karşılığını verdi.

Kel Ali hiddetlenmişti. Celse tatil olundu ve savunmasını yapmak için mahkeme bir gün sonrasına ertelendi.

Bir gün önce Savcı Necip Ali'nin 3-15 yıl ağır hapis cezası istediği İskilipli Atıf Hoca'yı, mahkeme reisi Ali Çetinkaya, idama mahkum etti.

ATIF HOCA VATAN HAİNİ Mİ İDİ?

Atıf Hoca 1 hafta sonra Ankara Samanpazarı Meydanı'nda asıldı. İskilipli Atıf Hoca'nın hukuki değil, siyasi bir yargılama sonunda idam edildiği çok açıktır.

Bu hukuksuzluğu örtme gayretiyle bazı çevreler, Atıf Hoca'nın aslında şapkadan dolayı değil, İstiklal Savaşı aleyhine fetva verdiği için asıldığını iddia etmektedirler. Hatta "vatan haini" demeye kadar iftiralarını ilerletmektedirler.

Böyle bir fetvanın altında imzası olmadığını, hatta bu fetvaya karşı geldiğini, bu sebeple söz konusu cemiyetten ayrıldığını, hem kendisi, hem de dostu Tahirü'l-Mevlevi bizzat mahkemede açıklamışlardır. Söz konusu fetvaya karşı olduğunu da zamanın Vakit gazetesine ilan vererek ortaya koymuştur. Bu açıklama mahkeme tutanakları ile sabittir.

Yazımızı İskilipli Atif Hoca'nın idama giderken söylediği son sözü ile bitirelim. "Zalim ve katillerle elbette mahşer günü hesaplaşacağız".

KAYNAKLAR:
1- Son Devrin Osmanlı uleması- Cilt:3- Sadık Albayrak
2- İslam Ansiklopedisi- Cilt-22- İfav yayınları
3- İnkılap Kurbanları- Hüseyin Yılmaz- Timaş yayınları

4- Türkiye'de İslamcılık Düşüncesi-Cilt:2- İsmail Kara- Risale yayınları-

5-Son Devrin Din Mazlumları- Necip Fazıl Kısakürek- Büyük Doğu yayınları
6- Ankara İstiklal Mahkemesi Zabıtları(1926İşaretyayınları

7-Matbuat Alemindeki Hayatım Ve İstiklal Mahkemeleri-Tahir-ül Mevlevi-Nehir yayınları-

TARİHTE BUGÜN


Şapka devrimi. Mustafa Kemal
Paşa ünlü şapka konuşmasını yaptı. (1925)

Dünyanın ilk petrol kuyusu Amerika Birleşik Devletleri Pennsylvania eyaletinde açıldı. (1859)

GÜNÜN SÖZÜ

"Zalim ve katillerle elbette mahşer günü hesaplaşacağız" (İskilipli Atıf Hoca)

.