Önceki gün Kahire?de bir konuşma yapan ve İslam dünyasına önemli mesajlar veren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan dün de 8. Avrasya İslam Şurasında önemli açıklamalarda bulundu.

Erdoğan?ın yapmış olduğu konuşmaları satır başları ile kısaca hatırlayacak olursak;

Son dönemlerde Müslüman ve yabancı düşmanlığı artıyor. Avrupada giderek ağırlaşan ekonomik şartlar bu söylemleri besliyor. Irkçılığın yeni bir tezahürü anlamına gelen bu akım ciddi bir teh oluşturmaya başladı. İnsanlar din ve kültür farklılıkları ile bir birine yabancılaştırılmaya başlanıyor. Bölgede yeni çatışma tohumları ekiliyor.

İşte İsrailin son günlerde yaptığı olay. Gazze 4 günde bakın ne hale geldi. Ölü sayısı 94e ulaştı. Batılı güçler nerede... Hiçbirinin ne yapıyorsun dediği yok, çünkü karşı tarafta kim var, İsrail. Konuştuğumuz liderlerin açıklamaları da çok tuhaf; İsrail savunma hakkını kullanıyor diyorlar. Bu nasıl adalet saldıran İsrail savunma hakkını kullanan da İsrail...

Dünya üzerinde yaygınlaştırılan söylemler ve yapılanlar ile İslam dünyası adeta köşeye sıkıştırılmaya çalışılıyor. Bizlere düşen görev bu fütursuz çabalara karşı özgüvenli ve sağlam bir duruş sergilemeliyiz. Gazzede olanlar karşısında biz başımız öne eğik duramayız, tam aksine dik duracak ve omurgalı olacağız.

O yüzden buradan çıkacak ortak kararlar çok önemli. Biz hala dini bayramlarımızı ortak yapamıyoruz. Bakıyoruz birçok meselede kaynaklar çoğaltılıyor. Bizim bunu da toparlamamız lazım.

Son dönemlerde İslama ve Hz. Peygambere hakaret içeren film yayınlamış ve İslam ülkelerinde infial yaratmıştır. Bu tarz kışkırtma ve İslamofobinin hiçbir zaman son bulmayacağını çok iyi biliyoruz, o yüzden buna karşı bir birlik oluşturacağız.

Öncelikle BMnin bu doğrultu da bir çalışma başlatmasını bekliyoruz. Şunu söyleyeyim ben Birleşmiş Milletlere de güvenmiyorum açıkçası. Çünkü savaş şartlarının oluşturduğu bir yapının bugün ki tezahürü adil değildir. BM Güvenlik Konseyi üyeleri içinde halkı Müslüman olan tek bir ülke yok. İsrail bugüne kadar BMnin hiçbir kararına uymamıştır, ama kendisine yaptırım uygulayan var mı? Yok...

BMnin 5 üyesinin dudakları arasına 7 milyar insanın kaderini hapsedemezsiniz. Biz herkes daimi üye olsun diyoruz. Bu daimi üyeler arasında her dinin her ülkenin temsilcisi olsun istiyoruz.

O yüzden buradan tüm uluslararası kuruluşlardan küresel adaletsizliğe karşı etkin bir tavır almalarını bekliyoruz. İslam İşbirliği Teşkilatının çok daha hareketli ve etkin olması gerekiyor.

Yukarıda sadece birkaç satırbaşına yer verdiğim konuşmada Başbakan Recep Tayyip Erdoğan açıkça ?İsrail bir terör ülkesidir? diyerek Türkiye?nin tavrını net bir şekilde ortaya koydu?

Başbakanın yaptığı konuşmasını nasıl okumak gerek?

Bu konuşma kesinlikle bir meydan okumadır?

Kime karşı meydan okumadır?

İsrail?e karşı, Birleşmiş Milletlere karşı?

ABD, Rusya, Almanya, Fransa ve diğerleri de bu kapsam içerisinde yer almaktadır?

Peki, bu meydan okuma karşısında ne gibi bir pozisyon almayı düşünüyor Türkiye?

Öncelikle İslam İşbirliği Teşkilatının harekete geçirilmesi ve etkin olmasını planlar arasında?

Diğer yandan ?Biz hala dini bayramlarımızı ortak yapamıyoruz? sözü ile İslam dünyasının bölünmüşlüğüne dikkat çekiyor?

Sözün devamında da ?Bizim bunu da toparlamamız lazım? şeklinde konuşuyor?

Tüm İslam dünyasına artık birlik olmanın vaktinin geldiğini, bu konuda Türkiye?nin liderlik yapmaya hazır olduğu konusunda mesaj veriyor?

Velhasıl-ı kelam İslam dünyası inşallah bir toparlanma sürecine doğru giriyor ve bu toparlanmanın önderliğini de Türkiye yapıyor?