İnegöl İmam Hatip Lisesinin değerli mezunları her fırsatta çeşitli ortamlarda bir araya geliyorlar.Örneğin, Pilav günü,Futbol turnuvaları ve en önemlisi de İftar programları buluşmaları.

Değerli mezunlarımızın bu ortamlarında bulunmak bazen bize de nasip oluyor.Tabii ki bu buluşmalar bizim için çok değerlidir.Takdir edersiniz ki yıllar yılı özlediğiniz ,emeğinizin geçtiği ve ortak hatıralarınızın çokça olduğu ortamların manevi tadına doyum olmuyor.Çünkü böylesi buluşmalar hatıraların tazelenmesine ve muhabbetin artmasına sebep oluyor.

Mezunlarımızla buluşmaların en sık ve katılımların en fazla olanları şüphesiz Ramazan ayındaki iftar programlarıdır.Amaç yemek değil bir araya gelmektir.

Hanı meşhur bir söz vardır:
"Gönül ne çay ister ne çayhane,
Gönül bir dost ister kahve bahane."

Bizleri bir araya getiren yeme içme değil ,Ramazanın manevi hatırı ve birbirimize karşı olan muhabbetimizdir.Ya değilse sırf bir yemek için olsa İstanbul'dan gelip yine aynı gece İstanbul'a dönülür mü?İşte gelenlerin bir kısmı sadece o gece için bulunduğu şehirden geliyor ve tekrar aynı gece geri gidiyorlar.Bu fedakarlığı sadece Allah rızası için yapabilirsiniz.

İmam Hatip mezunlarımız genellikle kendi dönem arkadaşlarıyla bir araya geliyorlar.En son katıldığım iftar sohbeti gece saat 02.00 ye kadar uzamıştı.Ama doyamadan ayrılmıştık.
Mevlana hazretlerinin dediği gibi "Dilleri aynı olan değil,duyguları aynı olanlar anlaşırlar" sözü ne kadar da doğru bir sözdür.

İmam Hatip mezunları dışında ki mezuniyet programlarının fazla sürmemesini o okullardan mezun olan bir arkadaş şöyle anlatmıştı:"Bir araya geldiğiniz insanların çoğuyla ortak noktanız yoktur.Zaten öğrenciyken de farklı dünyaların insanlarıydınız.Geçen yıllar bu farklılığı daha da artırdığını görüyorsunuz.Bir kaç hal hatır sorma, havadan sudan konuşma dışında konuşacak bir şeyiniz kalmıyor ve insanlar sıkılıp kalkıyor.Bir daha ki seneye de bir araya gelmeyi düşünmüyorlar.Ama İmam Hatipliler öyle değil.Duygu ve düşünce dünyaları aynı olduğu için muhabbete doyum olmuyor.Herkes bir sene sonrasını dört gözle bekliyor".

İmam Hatip mezunlarımızla bir araya gelirken genelde sohbet programımızı 2 bölüme ayırıyoruz.Birinci bölüm de hasret giderme ve hatıralar yer alır.İkinci bölümde ise Yeni İmam Hatipli kardeşlerimize ne yapabiliriz ,konusu ele alınıyor. Zaten mezun kardeşlerimizin büyük çoğunluğunun okulumuzla irtibatı devam etmektedir.Arayıp sormakta , ihtiyaçlarına yardımcı olmaktadırlar. İmam hatip mezunu kardeşlerimiz yabancı kültürden gelen "köprüyü geçene kadar ayıya dayı demek" sözünün bize uymadığının bilincindedirler.O nedenle imam hatipli o söze değil şuna inanmaktadır."Köprüyü geçtikten sonra, bizden sonra gelenlere köprü olabilmek".

Çoğumuz ilkokulda şöyle bir şiir ezberlemiştik."Orada bir köy var uzakta o köy bizim köyümüz.Gitmesek de görmesek de o köy bizim köyümüz".Bu şiiri yazan şairin o anki duygularını bilmiyoruz ama, bence orada bir köy varsa ve o köy bizim köyümüz ise gitmeli ve görmeliyiz.
İmam Hatip Liselerinin geçirdiği sıkıntıları (28 Şubat Darbesi) hepimiz biliyoruz ve unutmadık.Büyük İmam Hatipli abımızın(Cumhurbaşkanımız) üstün gayretleri neticesinde İmam Hatiplerimizin içi doldu.Allah sebep olanlardan razı olsun.Ancak hepimize düşen ve hiçbir İmam Hatiplinin kaçamayacağı bir görev bizi bekliyor.İçinin içini doldurmak.Yani yeni İmam Hatiplileri de eski ağabeyleri gibi yetiştirmek.

FETÖ'den sonra İmam hatiplere ne kadar ihtiyaç olduğu bir kez daha ortaya çıktı.Bu konuda hepimize her zamankinden daha çok görevler düşüyor.Onun için çeşitli vesilelerle bir araya geldiğimiz de birazcık hatıralardan sonra mutlaka bize düşen görevleri masaya yatırmalı ve alınmış hayırlı bir kararla kalkmalı ve verdiğimiz sözlerin takipçisi olmalıyız.

Şu hikayeyi çok seviyorum.Gözü görmeyen bir dilenci boynuna "bu köre yardım edin" şeklinde bir yazı asmış, ama nedense hiç kimse yardım etmiyormuş.Yoldan geçen bir reklamcı kör adamın bu durumunu fark etmiş,hemen levhadaki "bu köre yardım edin" yazısını silmiş yerine başka bir şey yazmıştır.Biraz sonra köre yardımlar başlayınca adamın biri merak etmiş ,reklamcının yazdığı yazıya bakmış ,yazı şöyleymiş:":BAHAR GELDİ AMA BEN GÖREMİYORUM"

Unutmayın: Bahar (maddi-manevi) geldi.Yeni nesil sizler sayesinde görecek veya...