Allah Teala kadınları, erkeklerin sekreterleri olarak yaratmadı. Erkeklerin ve kadınların anneleri olsunlar diye yarattı... Böyle olduğundan kimsenin şüphesi yok. Buna rağmen anneliği aksatacak tutumlara gelince sessiz kalabiliyoruz.

Kadın, evinden çıktıkça annelik değer kaybediyor. Kaybedilen her annelik ve anne, insanlığın kaybıdır. Allah Teala'nın yaratma maksadına aykırı bir tutumdur.

Batılı kültür, erkekle kadını her alanda eşit tuttuğu için erkeğe açtığı iş alanlarının tamamını kadına da açmıştır. Kadının giremediği ya da girmesi yasak olan bir alan yoktur.

Batının bunu neden yaptığı ayrı bir konudur. Bu tutumlarında ne kadar samimi oldukları da bir başka sorudur.

Batı, bunu kadını gerçekten erkeğin eşiti gördüğünden ötürü mü yoksa erkeklerin karşısında ucuz iş gücü oluşturmak ve benzeri menfaatlerinden ötürü mü yapmaktadır. Bu konu tartışılmaya bile gerek kalmayacak kadar açıktır.

Müslümanlar olarak; dünya hayatını, önümüze çıkan fırsatların yönlendirdiği şekilde yaşama hakkına sahip değiliz.

Erkeğimizle kadınımızla, bizi yaratanın yaratma maksadına göre yaşamaya mecburuz. Ne erkeği bir adım öne çıkarabiliriz ne de kadını... Herkes Allah'ın koyduğu yerde durmalıdır.

Allah Teala kadınları, erkeklerin sekreterleri olarak yaratmadı. Erkeklerin ve kadınların anneleri olsunlar diye yarattı. Böyle olduğundan kimsenin şüphesi yok. Buna rağmen anneliği aksatacak tutumlara gelince sessiz kalabiliyoruz.

Kadın, evinden çıktıkça annelik değer kaybediyor. Kaybedilen her annelik ve anne, insanlığın kaybıdır. Allah Teala'nın yaratma maksadına aykırı bir tutumdur.


Son yıllarda Müslüman ailelerin kızları büyük bir okuma iştahı göstermişlerdir. Özel okullarda, dershanelerde Müslümanların kızları büyük ücretler karşılığında diploma ve meslek sahibi olmanın hırçınlığıyla kendilerini feda etmektedirler.

Meydana çıkan herkes genelde şu gerçeği öne sürmektedir: Doktor olup hizmet etmek! Neredeyse hasta sayısından fazla doktorumuz olacak! Bu taleple dershanelere yığılan kızlarımızın, sonra ne kadar doktor ne kadar hasta olduklarını incelemek istemiyoruz.

Bizim cevabını merak ettiğimiz sorular var: Ne verip ne alıyor kızlarımız? Sadece bir isteklerinin yerine getirilmesi midir mesele? Ahlak da sahiplenilmesi gereken bir fazilet değil mi? Annelik heyecanının doktorluktan daha kutsal ve daha kadınca olması gerekmiyor mu?

Böyle bir soruşturmada, kızı dershanelerde yorulan her ailenin cevabı vardır:

Biz, çok özel şartlarda okutuyoruz. Özel okul, özel hoca... Bizim kız çok yetenekli, sanki doktor yaratılmış!

Bir başka cevap da:

Sözümüz geçmiyor; tutturdu 'Okuyacağım' diyor. Ne yapabiliriz?

Kimin neyi neden yaptığını Allah Teala'dan başkası bilemez. Kimse de kimsenin kalbindeki için yorum yapamaz. Biz, sadece asıl gayenin unutulmasına karşı ikaz vazifesi yapabiliriz.

Kesinlikle kadınlarımızın okumaları, iş sahibi olmaları kökten reddedilsin diyemeyiz. Ne veriyor ne alıyoruz, şunu bir hesap edelim diyoruz. Farzlarla nafileleri, hatta farzı ayınla farzı kifayeyi karşılaştıralım diyoruz.

Kadınlar çalışsın çalışmasına da, Allah'ın haramlarını çiğnemesinler, eşleri dışındaki erkeklerin hizmetçisi olmasınlar. Bedenlerini kullanmasınlar, kulandırtmasınlar çalışırken.

Tıp için de böyle ilahiyat için de...