Yüce Rabbimiz çeşit çeşit meyveler ve sebzeler yaratmıştır.Her birinin tadı ,lezzeti,rengi başka başkadır.Her birinin insana verdiği vitamin ve güç farklı farklıdır.Her meyve insana apayrı bir tat ve lezzet vermektedir.Aynen bunun gibi Kur?an surelerini de okuduğunuz da her biri sizlere ayrı bir manevi tat ve lezzet vermekte ve imanınıza güç katmaktadır.Her bir surenin sizlere verdiği mesaj farklı farklıdır.Önemli olan bu farkı görmek ve verilen mesajı anlayabilmektir.
İşte Kur?an-ı Kerimin o eşiz güzellikteki surelerinden bir tanesi
de ?KEHF? suresidir. Kehf sûresi
Mekke´de nazil olmuştur ve yüz on âyettir. Bu Sûre hikmetlerle dolu birkaç
kıssayı anlatmaktadır. Bunlardan birisi Ashab-ı Kehf? kıssasıdir. Kehf´ Mağara demektir.
Ashab-ı Kehf´ ise Mağara
arkadaşları (mağaraya sığınanlar) anlamına gelmektedir. Sûre, ismini de
buradan almaktadır.
Ashab-ı Kehfın kimler oldukları, niçin oraya
girdikleri ve orada ne kadar kaldıkları gibi hususlar etraflıca ayetlerde
açıklanmaktadır. Ashab-ı Kehf i anlatan âyetlerde buyurulmaktadır ki: Biz sana onların haberlerini gerçek olarak anlatıyoruz: Şüphesiz
onlar Rablerine inanmış birkaç genç yiğitti. Biz de onların hidayetlerini
artırmıştık.?(Kehf-13) ?(İçlerinden
biri şöyle dedi:) ?Madem ki onlardan ve Allah?tan başkasına tapmakta
olduklarından yüz çevirip ayrıldınız, o halde mağaraya çekilin ki, Rabbiniz
size rahmetini yaysın ve içinde bulunduğunuz durumda yararlanacağınız şeyler
hazırlasın.?(Kehf-16)
Allah´a
iman etmiş olan bu gençlerin, kâfirlerin zulmünden kaçarak sığındıkları
mağarada ne kadar kaldıkları da şöyle ifade ediliyor: Mağarada ne kadar zaman kaldıklarını
birbirlerine sormaları (İlahî kudretin sırrına ermeleri) için biz onları
uyuttuğumuz gibi uyandırdık. İçlerinden biri: Ne kadar zaman kaldınız
dedi. Onlar da Bir gün veya günün bir bölümü kadar bir zaman
kaldık dediler. Bunu bilemeyince aralarında şöyle konuştular, Ne
kadar kaldığınızı Rabbiniz daha iyi bilir. Şu gümüş parayla birinizi şehre
gönderin. Yiyeceklerin hangisi daha iyi ve temiz baksın, ondan size erzak
getirsin. Fakat nâzik davransın. Sakın sizi kimseye sezdirmesin(Kehf-19).
(Ashab-ı Kehf) mağarada üç yüz yıl
kaldılar. Buna dokuz yıl daha ilave ettiler.(Kehf-25)
Ashab-ı Kehfin sayılarının ne
kadar olduğu da şöyle beyan ediliyor:? Ey
Muhammed) Bazıları bilmedikleri şey hakkında atıp tutarak: ?Onlar üç
kişidirler, dördüncüleri köpekleridir? diyecekler. Yine, ?Beş kişidirler,
altıncıları köpekleridir? diyecekler. Şöyle de diyecekler: ?Yedi kişidirler, sekizincileri
köpekleridir.? De ki: ?Onların sayısını Rabbim daha iyi bilir. Zaten onları pek
az kimse bilir. O halde onlar hakkında (Kur?an?daki) apaçık tartışma (yı
aktarmak) dan başka tartışmaya girme ve bunlar hakkında onlardan hiçbirine bir
şey sorma.(Kehf-22)
Sûre de,
bahçe sahibi kibirli bir insana ait bir kıssa da şöyle anlatılıyor: Onlara şu iki adamı örnek ver: Onlardan
birine iki üzüm bağı vermiş, bağların çevresini hurmalarla donatmış, ikisinin
arasına da bir ekinlik koymuştuk.(Kehf-32). Her iki bağ da meyvelerini vermiş ve
ürünlerinden hiçbir şeyi eksik bırakmamıştı. Bu iki bağın arasından bir de
nehir fışkırtmıştık.(Kehf-33). Derken
onun büyük bir serveti oldu. Arkadaşıyla konuşurken ona dedi ki: ?Benim malım
seninkinden daha çok. Adamlardan yana da senden daha üstünüm.?(Kehf-34)
Kendine zulmederek bağına girdi ve
şöyle dedi:Bunun hiçbir zaman yok olacağını sanmıyorum(Kehf-35)....
Derken
bütün serveti helak edildi. (Yıkılmış) çardakları üzerine çökmüş haldeki bağına
yaptığı harcamalar karşısında ellerini oğuşturuyor ve şöyle diyordu: ?Keşke
Rabbime hiçbir kimseyi ortak koşmasaydım...? (Kehf-42)
Yine Sûre de Hz. Musa (as) ile Salih bir kulun
(Hızır ?as?) kıssası anlatılıyor.Hz. Musa (a.s) ile Salih bir kulun (Hızır
?as?) bundan sonra neler yaptıkları,
yolculuklarını nasıl devam ettirdikleri ve araların da geçen olaylar
açıklanıyor. Salih kulun (Hızır) bindikleri gemiyi delmesi, bir çocuğu
öldürmesi ve yıkılmak üzere olan bir duvarı düzeltmesi, Hz. Musa (as),
başlangıçta yaptıkları anlaşma gereğince bunların neden böyle yapıldıklarını
Hızır?a (as) sormaması gerekirken sabredemeyerek sorması ve Hızır?ın da (as) da
bunların sebeplerini anlatarak arkadaşlıklarının sona ermesi anlatılıyor.
Sûre son olarak Zülkarneyn kıssası beyan ediliyor. Ey Muhammed, sana, Zülkarneyn´den sorarlar.
Onlara: Size onun hakkında bazı hatıralar anlatacağım de.
Biz ona yeryüzünde büyük bir güç ve mevki verdik. Biz ona, ulaşmak
istediği her şeyi elde etmenin yolunu gösterdik.?Kehf-83-84)
Zülkarneyn´in
batıya ve doğuya yaptığı uzun seferler, oralarda yaptığı işler ve karşılaştığı
olaylar, Ye´cüc ve Me´cüc hadisesi anlatılıyor.
Yüce Rabbimizin sözlerinin, yazmakla
bitirilemeyecek kadar çok olduğu beyan ediliyor ve Sûrenin sonunda bulunan âyet
te şöyle buyuruluyor. (Ey
Muahmmed), de ki: Eğer, Rabbimin sözlerini yazmak için denizler mükerrep
olsa ve bir o kadar da ilave getirsek dahi ,Rabbimin sözleri bitmeden önce
deniz tükenecektir? (Kehf-109)
Unutmayın Eğer hala Kehf suresini okumamış iseniz bu akşam açın bir Kur?an tefsirini okuyun.İnanıyorum ki okudukça bitmesini istemeyeceksiniz.Yarın sabah daha bir farklı olduğunuzu göreceksiniz.