İnsanoğlunun geleceği önemli ölçüde şu 3 kavrama bağlıdır.Eğer bu 3 kavram yerli yerinde ve doğru olarak kullanılabilirse o insanın geleceği aydınlık ve mutlu olur.Aksi takdirde geleceğini tehlikeye atmış olur.Bu 3 kavram şunlardır: 1)YÜRÜMEK:Yürümek insan hayatın en önemli parçasıdır.Daha doğrusu hedeflere yürüme ile varılır.Hedefe varanlar yürüyenlerdir.Ama her yürüyen hedefe varmayabilir.Öyleyse hangi hedefe doğru yürüdüğümüzün bilincinde olmamız gerekir. 2)YOL: “Yol” kavramı İslam dininde en çok kullanılan kelimelerden bir tanesidir. Bu kelime bir çok şekilde kullanılmıştır. “Allah’ın yolu”, “Doğru yol”, “Hak yol”, “Batıl yol”, “Şeytanın yolu” v.b. bir çok deyim şeklinde geçer. Yol kavramı hem maddi hem de manevi hayatımızda önemli yer tutar. Maddi hayatımızda yaşamımız hep yollarda geçmiyor mu? Çarşıdan eve, evden iş yerine, ziyaretler, seyahatler hep yollarla yapılır. Bu nedenle yolumuzu şaşırdığımızda ya zaman kaybına uğrar veya büsbütün hedefimize varamayız. Hele bir de tehlikeli yollara girdiğimizde ya hayatımıza ya da onarılması imkansız zararlara mal olur. Maddi anlamda yollar bu denli önemliyken manevi hayatımızdaki yollar ise ya bizi ebedi kurtuluşa ulaştırır veya ebedi felakete götürür. Bunun içindir ki Kur’an’da bize yollar tanıtılmış ve bu yolların bizi nereye götürdüğü belirtilmiştir. Kur’an’ın daha giriş suresi olan Fatiha suresinde Yüce Rabbimiz bize şöyle duada bulunmamızı istemektedir: “Bize doğru yolu göster. Kendilerine nimet verdiğin (lütuf ve ikramda bulunduğun) kimselerin yolunu; gazaba uğramışların ve sapmışların yolunu değil” (Fatiha-6,7) ‘Nimet verdiklerinin yoluna’ dediğimizde bunların kimler olduğunu şu ayet açıklamaktadır:” Kim Allah'a ve Resûl'e itaat ederse işte onlar, Allah'ın kendilerine nimet verdiği (lütuflarda bulunduğu) peygamberler, sıddîkler, şehidler ve salih kişilerle beraberdir. Bunlar ne güzel arkadaştır”(Nisa-69). Doğru yol gibi yanlış yollar konusunda da yüce Rabbimizin uyarısını yine Fatiha da görüyoruz “… gazaba uğramışların ve sapmışların yolunu değil”. İşte Müslüman bu yanlış yolları tanımalı ve yolunu şaşırmamalıdır. Şeytan bazen “Doğru yolun” üzerinde oturup iman edenleri şaşırtmaya çalışabilir. Mü’mini bu şekilde aldatmak suretiyle ona doğru yolda olduğunu söyleyebilir.” İblis dedi ki: Öyle ise beni azdırmana karşılık, and içerim ki, ben de onları saptırmak için senin doğru yolunun üstüne oturacağım.”(A’raf-16). Şeytan birkaç metot dener. Bu metotlardan birisi fayda vermezse ötekine geçer. O da işe yaramazsa diğerini deneyerek sonunda bizi doğru zannettiğimiz yanlışa götürür.” «Sonra elbette onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından sokulacağım ve sen, onların çoklarını şükredenlerden bulmayacaksın!» dedi.”(A’raf-17) 3)KİMLERLE YÜRÜMELİ?: Resulullah (sav) şöyle buyuruyor:”Kişi sevdiğiyle beraberdir”.Öyleyse kimi sevdiğinize,kiminle beraber olduğunuza bakın.Seçeceğin insanın/arkadaşının Dinine,Diyanetine,Kur’an’ına ,örtüne,kıblene ve ümmetine sahip çıkacak birisi olmasına dikkat et.Kimi seviyorsanız,kimi dost edinmişseniz sadece bu dünyada değil ahirette de beraber olacağını unutma. Kur’an-ı Kerimi inceleme fırsatını bulanlar Zümer suresini mutlaka okumuşlardır. Bu sureye ismini veren 2 ayet vardır.71 ve 73. ayetler.Bu ayetlerde Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: -” İnkar edenler grup grup cehenneme sevk edilirler…”(Zümer-71), -” Rablerine karşı gelmekten sakınanlar da grup grup cennete sevk edilirler. Cennete vardıklarında oranın kapıları açılır ve cennet bekçileri onlara şöyle der: “Size selam olsun! Tertemiz oldunuz. Haydi ebedi kalmak üzere buraya girin.”(Zümer-73). Bu iki ayete baktığımız da Cehenneme de ,Cennete de yalnız gidilmiyor.Mutlaka beraber gidiliyor.Öyleyse yanınızda kimlerin olduğuna dikkat edin.Kiminle dost ve kiminle berabersiniz.Çünkü o gün (ahiret günü) bazı dostlardan dolayı pişmanlık duyabilirsiniz. - “Yazıklar olsun bana, keşke falanı dost edinmeseydim!”(Furkan-28) ve -“O gün Allah’a karşı gelmekten sakınanlar dışında, dostlar birbirine düşman olurlar.”(Zuhruf-67). Bizden hatırlatılması.