KİTAP MI YAZSAM?
Ben her ne kadar “Kitapsız bir şairim” diye etrafa caka satsam da zaman zaman “Uydurmacılık ve inkârcılık üzerine lakırdılar” diye bir kitap mı yazsam diye aklımdan geçmedi değil aziz okuyucular.
Bilgi çağı dedikleri bu yalan yanlış çağın, beyinleri kirli bilgilerle dolu birer zavallı mahkûmu olarak emimin benimle aynı sancıları sizlerde yaşadınız, yaşıyorsunuz ve maalesef yaşayacaksınız.
Çünkü dün “ak “dediklerine bu gün “kara” diyen bilim adamları var bu ülkede, birbirini acımasızca yerle yeksan eden siyasetçiler var.
Sistemi eleştirip kendini eleştirmeyen eğitimciler var maalesef. Yani yazacak olsam binlerce sayfalık bir kitap olacaktır eminim Ama kendi doğrularımı ortaya koyamadıktan sonra başkalarının yanlışlarını yazmak ne kadar işe yara bunu bilmediğimden yazmıyorum işte.
İfrattan tefrite savrulup durduğumuz en önemli konuların başında “Din “ geliyor. Örneğin hadis uydurmacıları ile hadis inkârcıları kıyasıya kapışıyorlar. Olan işin ehli masum hadis takipçileri ve uygulayıcılarına oluyor arada.
Yine bir başka konu Kuran’cılar ve hadisçiler arasındaki savaş. “Kuran bize yeter” diyenlerle “Hadissiz din olmaz” diyenlerin savaşından bahsediyorum.
Ve tabi yine tarikatçılar ile tarikat düşmanları arasında ki düelloyu da unutmamak lazım. İktidar ve muhalefet taraftarları ise zaten herkesin malumu.
“Bunlar olacak elbette. Olmalı da”. Dediğinizi duyar gibiyim. Elbette olmalı ve olacak. Lakin adaleti elden bırakmadan tartışmayı, eleştirmeyi ve kabullenmeyi bir türlü öğrenemedik.
Sevdiğimizi ilahlaştırdık sevmediğimiz çamura attık hemen. Oysa biz adil olmak zorunda olan bir yaratılmış idik bunu unuttuk ve hırslarımıza, heveslerime kapıldık.
Şimdi önümüzde yerel seçimle var. Umarım aday adayları birbirlerine karşı adaletli olurlar ve açıklamalarında, eleştirilerinde insafı elden bırakmazlar.
Bir gün öleceklerini ve söylediklerinden de yaptıklarından da imtihana çekileceklerini unutmazlar. Güzel İnegöl’ümde birbirinden değerli adayların yarışacağı bir sürece giriyoruz.
İnşallah gönüller yıkmadan kalpler kırmadan geçer bu süreç. Bütün adayların İnegöl’e hizmet için yarıştıklarından, yarışacaklarından eminim.
Lakin 12 Eylül öncesinde gayesi vatanı kurtarmak olan gençlerin nasıl sağcı solcu denilerek birbirini kırdığına şahit olduğum için küçük bir hatırlatma yapayım dedim. Asıl olan kardeşliktir, barıştır, insanlığa faydalı olmaktır.
Barışa ve insanlığa hizmet ettiği sürece hiç kimsenin, kimliğiyle, diniyle, mezhebiyle, meşrebiyle, partisiyle, tuttuğu takımla, yediğiyle içtiğiyle bir sorunumuz olmaz.
Ama kim zemzem içip vatana ve insanlığa ihanet ediyorsa, o zaman o içtiğini haram etmeyi de biliriz halk olarak vesselam.