KÖTÜ
YOLA DÜŞENLERİN ORUCU OLUR MU?

Zina,
içki, kumar en büyük günahlardandır. Bu günahların işlendiği mekanlar da
lanetli yerlerdir. Hayır gelmez; ne gidene,ne orda yaşayana?

Ramazan
ayında meyhane,gazino, kumarhane gibi mekanlarda şu tür yazılara rastlandığı
haberlere konu olmuştur: ?Ramazan dolayısıyla kapalıyız.? Kandil dolayısıyla
kapalıyız

Buna
benzer bir olay Adana?da yaşanmış. Haberi özür dileyerek aynen paylaşıyorum.


Adanada Sosyal Evler
denilen genelevde asayiş, sağlık ve mali denetim yapılmış. İsme bakar mısınız?
Sosyal evler?Zina haramdır. Günahtır. Suçtur. Bu tür isimlerle bu tür
mekanların pisliği ve laneti kapatılamaz.


Merkez
Seyhan İlçesinin Sarıhamzalı Mahallesinde bulunan fuhuş evlerini denetlemek isteyen Emniyet Müdürlüğü, mahkemeden
karar aldı. SGK İl Müdürlüğü, Sağlık İl Müdürlüğü, Maliye ve belediye zabıta
ekipleriyle birlikte 170 polis, geneleve geldi.


Uygulama sırasında bir genelevin
penceresindeki Ramazan dolayısıyla kapalıyız yazısı ise dikkat çekti. Bu
odada bulunan kadınların, Ramazan ayı nedeniyle oruç tuttukları için müşteri
kabul etmediği öğrenildi. Haberdeki ifadeye bakar mısınız? Müşteri?Haram ve
günahın müşterisi de olunuyor böyle?

Bu kadınlar
oruç tutamaz mı? Tabiki tutabilir. İşledikleri günah ayrı, orucun sevabı
ayrıdır. Ne olursa olsun Ramazan ayına gösterdikleri saygı ve hürmet de,
açıktan saygısızca oruç yiyen herkese örnek olsun. Allah kimseyi böyle yerlere
düşürmesin. Umulur ki Ramazan ayına gösterdikleri bu saygıdan dolayı hidayete
erip, kötü yoldan kurtulurlar.

EZAN ERKEN OKUNURSA ORUÇ AÇILIR MI?

İstanbul Başakşehirde geçen hafta yaşanan bir
olay.Bütün camilerde merkezi sistemle okunan ve iftarı bildiren akşam ezanı
saat 20.20de okunması gerekirken, 20.15te okunmuş. 5 dakika önce?

Ezanın okunmasıyla birlikte vatandaşların bir kısmı
oruçlarını açmış.Kimi oruç tutanlar ise
takvim ve imsakiyeye bakarak ezanın erken okunduğunu anlamış ve orucunu
bozmamış.

Yetkililer yanlışın farkına varırlar ve yanlış
Ezanın okunmasından 5 dakika sonra da ezan tekrar edilerek doğru ezan okunur.

Okunan ilk
ezandan dakikalar sonra ikinci ezan okunması şaşkınlığa neden olur. Saatlerini
kontrol edenler o an ezanın erken
okunduğunu ve orucu yanlış açtıklarını anlarlar. Kimi, mahalle hocalarına giderek
orucun ne olacağını sorar.

Cami görevlileri de vatandaşlara durumu izah ederek
Ramazan Bayramından sonra bir gün kaza orucu tutmaları gerektiğini söyler.

Bu olay bize ders olsun. 2-3 dakika da olsa erken
açmışsan gün boyu tuttuğun oruca yazık olur. Orucun bir vakti vardır. İmsak ile
başlar. İftar anı ile biter. Orucun ölçüsü belirlenen vakittir. Bunun haricinde
ne hoca ne de ezan orucun ölçüsü olamaz. Hoca yanlış yapabilir. Ezan zamansız
okunabilir. Yanlışsa ne ezana ne de hocaya uyulmaz.

Ayrıca ihmalkar davranıp o kadar insanın orucunu
zayi eden yetkilinin günahı ayrı tabi. Madem ezan okumaktan sorumlusun. Dikkat
edeceksin. Yanlış okumayacaksın.

?Hoca yanlış yapmasaydı, günahı boynuna, ben ona
uydum.? diyemezsin. Herkes önce kendi hata ve kararından sorumludur.

Havalar sıcak. Susuzluğumuz çok. Günler uzun.
Açlığımız çok. Ezanı duyduğumuz an hemen sofraya saldırıyoruz. Yanlış. Bir
kontrol et bakalım. Gerçekten iftar vakti girdi mi?

ZEKATI FİTREYLE
KARIŞTIRMAYALIM

Zekat ve sadak
ayındayız. Müslümanlar zekatlarını da ramazan ayında vermeyi tercih ediyorlar
daha çok.Zekât, malı temizlemenin en güzel yoludur.

Zekat; Varlıklı
Müslümanların malı üzerinde ihtiyaç sahiplerinin hakkı olan miktardır. O miktar
sana ait değil. Fakire ait. Vermezsen haram mal yemiş olursun.

Peygamber Efendimiz
(sas), bir hadis-i şeriflerinde Zekât vererek mallarınızı kale içine
alınız. buyurmuşlardır ki, bu ifade malı koruyacak manevî sigortanın
zekât olduğuna işaret etmektedir.

Zekât, bir yıllık kar
olan malın kırkta biri olarak tespit edilmiştir.Ramazan ayında yapılan az bir
miktar yardımla ve verilen sadaka ile zekat verilmiş olmaz. Fitre,fıtır
sadakası, yoksula yardım ayrı şey, zekat ayrı şeydir. Zekat ilsmın şartlarından
olan önemli bir farzdır. Sadaka vermek ize sünnettir.

Zekâtı sadece bir sadaka
yahut zenginlerin lütfu gibi algılamak çok yanlıştır.Aslında Zekâtın fakirin
bir daha yardıma ihtiyaç duymayacağı şekilde verilmesi lazım. Ama zekat bugün
maalesef Müslüman toplumlarda sadakaymış, fitreymiş gibi anlaşılıyor.

Marmara Üniversitesi
İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Murat Yel hoca bu konuda demiş
ki:

Zekât vermek öyle beş on kuruş sadaka vermek değil. Zekât, sadaka gibi
algılanmamalı. Zekât verme durumunda olan kişi, muhtaç insanı bir daha zekât
almayacak duruma getirmeli. Apartmanlara girişine Mülk Allahındır
yazılıyor; ama Kiralar benimdir deniyor. Mülk Allahınsa kiraların
da Onun yolunda harcanması lazım. İslam temelde sosyal bir din. Zekât, aslî
fonksiyonundan uzakta şu an. Toplum, zekâtı, Ramazanın son günü sadaka vererek
ya da cep telefonundan bir yerlere mesajlar atarak gerçekleştirmeye çalışıyor.
Dünyada hiçbir devlette bu kadar düşük vergi yok. Yüzde 2,5tur zekâtın
karşılığı. İslamın vergi oranı olarak tanımlayabileceğimiz zekatın oranı:
yüzde 2,5. Bundan daha küçük vergi olamaz. Ama insanlar, bundan bile kaçıyor.

Zekât, maldaki fakirin
hakkıdır. Bu, kuruşu kuruşuna hesap edilip; oradan çıkarmadıkça o hak malda
kalır. Malı temizlemenin yolu, zekâtı ehline vermektir. Bir insan zekâtı, lütuf
gibi veriyorsa çok kötü bir davranış içindedir. Nefsine gurur geleceğini
düşünenler, zekâtı, açıktan değil de gizlice vermeli.

BÖYLE SADAKA OLUR MU?

Bursa Yıldırım
ilçesi?nde meydana gelen bir olayı paylaşacağım.

5 yaşındaki kardeşi
Elif ile sokakta oynayan 11 yaşındaki Gülbahar?ın yanına gelen çarşaflı bir
kadın Gel seninle çarşıya gidelim. Sana bayramlık alayım dedi. Küçük kızın
elinden tutup yürümeye başlayan kadın, 100 metre ilerde otobüse bindi. Bu
esnada evden çıkan anne Naile hanım, kızının otobüse bindirildiğini görünce
arkasından koşup yakalamaya çalıştı, ancak otobüs hızla uzaklaştı.

Önce polisi, sonra inşaat işçisi olan eşi
Osman D.yi telefonla arayan anne, ardından çevrede kızını aramaya başladı.
Olay yerine gelen polis ekipleri küçük kızı bulmak için çalışma başlattı.

Anne Naile D.,
yaşadıklarını gözyaşları içinde anlatır: Evdeydim, aniden oldu, bir anda
oldu. Kadın uzun boyluydu, çarşaflıydı, bir tuhaftı. Arkasından, peşinden
koştum bulamadım, yer yarıldı yerin dibine girdi. Nasıl olduğunu anlamadım.
Arabaya bindi herhalde.

Aile karakolda ifade
verirken kızlarının eve geri döndüğü haberi gelir. Küçük kızı götüren kadının,
elbise aldıktan sonra geri getirip evin önünde bıraktığı öğrenilir.

Eve gelir gelmez kızını
kucaklayan anne- baba gözyaşlarına hakim olamadı. Anne Naile D. kızına
sarılarak Bir daha seni bir yere bırakmayacağım. diyerek ağladı.

Küçük kız ise elindeki
bayramlıkları göstererek, Benim elimden tuttu sana bayramlık alıp geri
getireceğim dedi. Beraber gittik. Çarşıda elbise ve ayakkabı aldı. Bana çok
iyi davrandı. şeklinde konuştu.



Polis, Gülbahar?ı kaçırıp, 45 liraya ayakkabı, 35 liraya elbise, iç çamaşırı
alan ve 10 lira da harçlık verdikten sonra tekrar evine bırakan çarşaflı kadını
arıyor.

Yorumu size
bırakıyorum. Kadının çarşaflı olmasına takılmayın. Açık bir bayan da
yapabilirdi bunu. Hızır olduğunu düşünenler de olabilir. Biz zahire bakarız.
Çıkarılacak ders: 1-Hızır değilse, böyle yardım ve sadaka olmaz. 2-Hiçbir
çocuğu ana babasından habersiz alı koymayın. 3- Sokağa saldığınız çocukları
kontrol ve takipsiz bırakmayın. Hele hele bayramda?

TUTTUĞUMUZ ORUÇ MU, AÇLIK MI?

Oruç imsak vakti ile iftar vakti arasında tutulur.
Bu vaktin haricinde oruç olmaz. Yarım oruç olmaz. Saatlik oruç olmaz. Bir bütün
olarak orucun vakti budur. Ve bu vakit içerisinde helal olan şeyler bile insana
haram olur. Hem de su ve yemek gibi temel ihtiyaçlarımız? Oruç Allah için
hakkın olan şeyden vaz geçmektir.

Her açlık oruç değildir. Bu sebeple
oruç tutacak kimsenin önce oruca niyet etmesi gerekir. Sadece Allah için
oruç tutulur. Başkası için oruç olmaz. Oruç tuttuğunun farkında olmalı. Orucu
bilinçli tutmalı. Ramazan ayında sahura kalkmak da bir niyet sayılır. Sahura
kalkanın ayrıca niyet etmesine gerek yoktur.

Niyetin sözle olanı, Yarın Allah rızası için
oruç tutmaya niyet ettim gibi bir ifade yerine getirilebilir.Bunu dili
ile söylemeyip kalbinden geçirmek de yeterlidir.Niyetin oruç günü, güneşin tepe
noktasına gelmesinden önce yapılmış olması şarttır.



Oruca niyet eden kimse imsaktan
itibaren yeme ve içmeyi eşi ile cinsî birleşmede bulunmayı terk eder. Bunların
dışında terk etmesi farz olan bir şey yoktur; normal, günlük işleri ile meşgul
olabilir.

İftar vakti girdiği an İftarın geciktirilmemesi gerekir.
Peygamber Efendimizin sünnetine uygun olan; sahuru geciktirmek, iftar da ise
acele etmektir.

İftarda mutlaka dua yapın. Bu vaktin duası çok
önemli bir duadır. Efendimiz şöyle dua ederdi: Allahım senin için oruç
tuttum, sana iman ettim, sana güvendim ve dayandım, senin lûtfettiğin rızık ile
orucumu açıyorum, geçmiş ve gelecek günahlarımı bağışla Rabbim



Şu da Peygamberimizin yaptığı
dualardan biridir: Allahım Her şeyi kuşatan rahmetinle senden beni
bağışlamanı diliyorum Susuzluk gitti, damarlar ıslandı ve
inşaallah sevap kazanıldı. Allahım senin için oruç tuttum ve senin
rızkınla orucumu açtım.

RAMAZAN SİGARAYI
BIRAKMAK İÇİN BİR FIRSAT

Sigara bir hastalık.
Hastalık olduğu için içen bırakamıyor. Zararını bile bile yaşaya yaşaya içmeye
devam ediyor. Bırakmak için irade gösteremiyor.Sigarayı bırakmayı isteyenler
için Ramazan ayı kaçırılmayacak bir
fırsattır.

Bu mevsimde oruç
günlerinde 16 saat boyunca sigara içmeyen kişinin gün geçtikçe sigara içme
isteği azalır. Sigara bırakmakla beraber, yaklaşık 3 hafta boyunca kişinin
yaşadığı geçici psikolojik ve fiziksel sorunlara karşı direnç göstermek için
Ramazan ideal bir zamandır.



Ancak
oruçlu iken sigaradan uzak kalan kişiler, iftardan sonra ve sahurda adeta
sigaraya saldırıyorlar. Üst üste sigara yakıyorlar. İftar ve sahur vaktinde
içilen sigaranın normal zamandaki sigara
tüketiminden daha zararlı olduğunu hatırlatalım.

Uzmanlara göre: İftar
sonrası yoğun sigara içen kişilerde kanda aniden nikotin ve karbonmonoksit
düzeyinde yükselme oluyor, bunların etkisiyle damarlarda daralma meydana
geliyor. Damarlar daraldığı için bu kişilerde tansiyon yükselmesi ve buna bağlı
beyin kanaması riski artıyor. Ani nikotin artışı kalp çarpıntısına ve kalp
enfarktüsüne neden olabiliyor.



Uzmanlar; akciğer ve kalp sağlığı için Ramazanı fırsat bilerek sigarayı
bırakmak isteyenlere şunları öneriyor:



Orucunuzu 2 bardak su ile açın. İftardan sonra sigara içme arzusunun
yoğun olduğu anlarda bir bardak su için. Su içmek hem sigara içme arzusunu
giderir hem de gün boyunca susuz kalmış vücudun su ihtiyacını karşılar.



Yemeklerin ardından sigarayı çağrıştırabilecek çay, kahve gibi içecekler yerine
meyve suyu ve bitki çayları tüketin. Sigara bırakma sürecinde sigara içen
kişilerden ve sigara içilen yerlerden uzak durun





SAHURDA SÜT, İFTARDA
MEYVE SUYU İÇİN

Uzmanlar yaptıkları
açıklamalarda, ramazan ayının sıcak aylara denk gelmesi nedeniyle sıvı kaybının
yüksek olduğunu ve bol sıvı tüketilmesi gerektiğini belirtiyor.

Sağlık uzmanları, doğru
beslenme konusunda önerilerde bulunuyor. Bir bardak sütün mide boşluğunu
hissettirmeden insanı beş saat tok tuttuğunu belirten doktorlar, sahurda süt
içilmesini öneriyor.

Sağlıklı bir oruç için mutlaka sahura
kalkılması gerektiğini ifade eden uzmanlar, sahurda mideyi daha geç terk eden,
kan şekerini çok hızlı değiştirmeyecek besinlerin tercih edilmesini önerdi.

Protein içeriği yüksek
olan besinler midenin boşalma süresini uzatarak acıkmayı geciktirir. Süt hem
protein içeriği yüksek olan bir besin olması nedeniyle tokluk hissetmemize
yardımcı oluyor hem de sıvı ihtiyacının karşılanmasına destek sağlıyor. Sütün
bileşimindeki yağ da midede uzun süre kalarak tokluk duygusunun uzun sürmesini
sağlıyor. Ayrıca ramazanda sıcak hava nedeniyle terle kaybedilen kalsiyum başta
olmak üzere mineral ve vitamin gereksiniminin karşılanmasına destek oluyor.

Özellikle beyin ve sinir
hücreleri glikoz formunda enerji ihtiyacı duyar. İftarda 15 - 16 saatlik bir
açlıktan sonra düşen kan şekerimizin en kısa zamanda yükselmesine bir bardak
meyve suyu yardımcı olur. Ayrıca, bir gün içerisinde almamız gereken 5 porsiyon
meyve ihtiyacımızın da yaklaşık 2-3 porsiyonunun karşılanmasına destek olur

ALO FETVA
HATTI

Alo 190
Fetva hattını arayarak dilediğiniz dini konuda soru sorabilirsiniz.Özellikle Ramazan
ayının gelmesiyle birlikte vatandaşlar, Alo 190 Fetva Hattını arayarak oruçla
ilgili merak ettikleri konularda bilgi alıyorlar.

Hattın diğer
ucunda konusunda uzman hocalar var. İşte Alo 190 Fetva Hattı kayıtlarına göre
bu ayda vatandaşın en çok merak ettiği konular:

Astım
hastalarının kullandıkları spreyin veya astım hastalarının kullandığı oksijen
tüpünün, göz, kulak ve burun damlalarının, kalp hastalarının dil altı ilacının
kullanılmasının orucu bozup, bozmayacağı soruluyor. Bu tür soru yönelten
kişilere yetkililer, oruçlarının bozulmadığını, rahat olmaları gerektiğini
belirtiyor.



Alo 190 Fetva Hattına gelen ilginç
soruların başında, boy abdesti veya duş almanın, denize girmenin orucu bozup,
bozmayacağı var. Orucu ihlal edecek bir durum yoksa bu durumlarda oruç
bozulmaz.

Uzun ve sıcak günleri bahane ederek, sıcağı
gerekçe göstererek Oruç tutmasam olur mu diyenler var. Kendiliğinden mazeret
üretenler oluyor. Oruç tutmamayı mübah kılan özürlerde böyle bir hal yoktur.

Başım
ağırdı, dişim ağırdı, başım döndü, hava sıcak oruç tutmasam olur mu gibi
sebeplerden dolayı oruç tutulmaması doğru değil.

Aşırı sıcak
oruç tutmamayı mübah kılmaz. Kişi ağır işlerde çalışıyorsa, bu işi yaparken
bayılırsa orucunu bozar ve bunu kaza eder.