Deseler ki "İshakpaşa Camisinde namaz kılmak yasaklanmıştır" ne yaparsınız? Ne yapacağımızı bilmez bir halde durmazsınız herhalde. Tarihi bir miras olarak inşa edildiği günden bu güne kadar Allah'ın huzurunda secdeye varılan bir cami, neden kapalı kalsın? Hiçbir gerekçe mantıklı gelmez, değil mi?

Ortadoğu'da kurulduğu günden bu güne bir çıbanbaşı gibi duran İsrail, insanlığın baş belası olmaya devam ediyor. Mübarek peygamberlere neler çektirdiklerini Kitab-ı mübinde de okuyoruz. Şairin de sorduğu gibi "Beni candan usandırdı cefadan yar usanmaz mı?" insanlığı candan usandıracak kadar melun bir millet olmuştur?

Mescid-i Aksa'nın kapılarına yerleştirilen metal arama detektörleri Filistinliler tarafından protesto ediliyor. Sadece Filistinliler değil tüm dünya protesto ediyor, kınıyor ve yapılanın doğru olmadığını haykırıyor. Bu güne kadar o aletler olmadan insanlar giriyorlardı mescide ve herhangi bir güvenlik problemi olmuyordu da şimdi oluyor. Sırf Müslümanları dara sokmak, bir yarayı derince kaşımaktan başka bir iş yapmıyor zalim Yahudi.

Herkes biliyor ama kimse ses çıkartmıyor insanlığın yüz akı birkaç devletten başka. Katar'a ambargo uygularken bir araya gelen ve güya tavır takınan küçük Arap devletleri, İsrail'e karşı gıkı çıkmıyor. Yoksa Kabe kendi topraklarındadır da onun için mi ses çıkartmıyorlar. Kudüs Müslümanların ilk kıblesi iken, Müslümanlara ne oluyor böyle?

Protestolara devam etmek gerek. Meydanları doldurmak gerek. Hükümetin elini güçlendirmek gerek. İşi siyasilere bırakmak doğru olmadığı gibi yeterli de değildir. Ayrıca sadece Anadolu insanı olarak değil, uyuşuk ve umarsız tüm insanları uyarmak lazım. Zalim Yahudi mademki ilk gün olduğu gibi hala bir tehdit unsuru olarak orada Müslümanlar da orada olmak zorundadır.

Filistinli anneleri, bacıları kardeşleri kutluyorum, şehit olanların şehadetlerini tebrik ediyorum. Düşmanının gözlerinin içine baka baka yaşıyorlar hayatı. Bir adım attırmamaya çalışıyorlar. Kutsallarımıza bizim adımıza sahip çıkıyorlar. İslam ümmetinin öncü birliği gibi vazife yapıyorlar. Bizim de onları desteklememiz gerekiyor.

Desteklemek biraz ciddiyet istiyor. Bugün gazeteleri okuyunca haberleri dinleyince derdimizin derinliğini anlıyoruz. Müslümanları boğmak isteyen Siyonist bir gözü dönmüşlükle kasıp kavuruyor. Geri adım atmıyor, zira Müslümanları sesi yeterince çıkarmıyor.

Meydanlardaki haykırışlarımıza bir ekonomik tarafı da ekleyelim. Gönderilen mesajlarda kullanmayı alışkanlık haline getirdiğimiz mallarını kullanmayalım. Gerçi "neyi kullanacağız?" diyen sesinizi duyar gibiyim. Açın gözlerinizi belki onun kadar iyi olmasa da benzeri ürünler de vardır. Demek ki huylarımızı, alışkanlıklarımızı değerlendirmemiz gerekiyor.

Sarayın damında deve arayan dervişin cevabını hatırlayalım; kuştüyü yataklarda(yani rahatlıklar içinde) Allah'ı arayan gafiller gibi olmayalım. Filistinlilerin canı, malı gidiyor; sen de, ben de, o da biz de hep birlikte biraz gayretli olalım. Biz değişirsek, nefsimizdekini değiştirirsek Rabbimiz bizim değişmemize katkı sunacağını beyan ediyor.

Filistin bizim en güneydeki sınırımızdır. O sınırı kaybedersek yakın güney sınırlarımıza uzanacaklardır. Hep birlikte, her zaman kahrolsun İsrail, Kahrolsun Siyonizm deyip mallarını kullanmayalım. Onları reyonlarında bulunduran firmalar da üzerine düşeni yapsınlar aynı işi gören farklı marka ürünler getirsinler. Hep birlikte direnelim.