MEMUR VE ÖĞRENCİLERE ORUÇ YASAK

Halimize ne kadar şükretsek az. Ramazan?ı yaşayabilmemiz için aşmamız gereken tek engel: nefsimiz. Diğer Müslümanlar öyle mi peki? Suriye?de örneğin. Savaş var. Karışıklık var. Ölüm var. Zülum var. Açlık var.

Arakan?da örneğin. Müslümanlar öldürülüyor, yakılıyor, katlediliyor. Evleri yakılıyor, yıkılıyor. Sığınacak yer yok. Yemek yok. Su yok. Mısır örneğin. İnsan hakları çiğneniyor. Demokrasiye bile tahammül yok. İnsanlar katlediliyor. İki yüzlü dünya katliama sessiz kalıyor.

Ya başka coğrafyalar? Doğu Türkistan?ı, Sincan?ı örnek verelim. Sincan, Çin?e bağlı, 9 milyon nüfuslu, Müslüman Türklerin yaşadığı bir Uygur Özerk Bölgesi. Burada da Müslümanlar baskı ve zulüm altında yaşıyorlar.

Çin yönetimi sürekli Müslümanların inancına karşı yasaklar koyuyor. En son baskıları şu: devlet memurlarının ve öğrencilerin Ramazanda oruç tutması, camiye gitmesi yasak. Yasaklara uymayanlara büyük cezalar var. İsyancı ve terörist ilan ediliyor. Doğu Türkistan?da Müslümanlar özgür değil. Ramazan ibadetini yapmamaları bile sözde kanunlarla yasaklanmış.

Yaşadığımız ülkede rahat,keyif ve ikram dolu iftarlarımıza otururken, sahurlarımızı yaparken, çok yorgunum camiye gideyim mi, gitmeyeyim mi, diye düşünürken, onca baskı ve zorluğa rağmen Ramazan?ı yaşamaya çalışan Müslümanları unutmayalım. Ve karar verelim: halimize şükretmeli miyiz? Yoksa ne yapmalıyız?

ATEŞ SENİ ÇAĞIRIYOR

Rize?den bir Ramazan Haberi?Rize?de dünyaca ünlü bir fast food firması vardır. Ramazan ayında Rize?de oruç tutmayanlar için burasının adeta bir üsse dönüşmesi, dışarıda ve açıktan oruç yenilmesi, bazı vatandaşları rahatsız eder.

Fast food firmasının tam karşısında bir gençlik derneği vardır. Dernek, binasına astığı pankartla, söz konusu restoranı protesto eder. Derneğin astığı pankartta, firmanın ünlü sloganı kullanılmış: ?Ramazan?da oruç tutmuyor musun, Ateş Seni Çağrıyoooo?

Firmanın ve derneğin karşılıklı bu tutumları tartışılır. Biz mesajımızı verelim. Önceden İnegöl?de oruç tutmayanlar mahçup olur, gizlice yerlerdi. Maalesef artık çarşımızda, pazarımızda, parklarımızda Ramazan var mı, yok mu, belli değil.

Hoş görelim, saygı duyalım. Bu ülkede oruç tutanın hakkı olduğu kadar, oruç tutmayanın da hakkı vardır.Eyvallah Müslüman olamayanlara, Yolcu olanlara, hasta olanlara, mazereti olanlara ve yaşlılara zaten dinimiz bu hakkı vermiş. Lakin inancından dolayı oruç tutan kişiye hakaret edercesine Ramazan ayına hürmetsizlik yapmaya da kimsenin hakkı olmamalı.

Oruç tutanlar, tutmayanlar diye bir ayrıma girmemiz tabi ki doğru değil. Bu tür hareketler, kavgalar, tartışmalar Ramazan ayının ruhuna aykırıdır. Ramazan ayı sevgi, birlik, paylaşım, anlatma, anlama, anlaşma,öğrenme ve öğretme ayıdır.

İSLAM?DA TERAVİH NAMAZI VAR MI?

İslam?da teravih namazı var mı? Bunu sormak bile çok garib Geçen yıl İlahiyatçı Yaşar Nuri Öztürk başlatmıştı bu tartışmayı.

Bu ilim dışı, magazinsel yaklaşımlara Diyanet Başkanlığı gereken yanıtı vermişti. Diyanet?ten yapılan açıklamada ?İslam?da teravih namazı vardır. Bu namazı Hz. Peygamber bizzat kendisi kılmıştır.? denildi.

İşte Diyanetin görevi bu. Diyanet bu tür tartışmalarda son sözü söylemesini bilmeli.

Ramazan ayının ruhu ile hiç bağdaşmayan inanmış gönülleri kuşku ve tereddüde sevk eden tartışmalar hiç hoş değil.

Hele bu tartışmalara teravih namazı gibi bir ibadeti malzeme yapmak ne kadar acıdır?

Çünkü Teravih namazını ilk kılan kişi Peygamber Efendimizdir. Teravih namazı kuvvetli bir sünnettir. Bütün İslam coğrafyasında Peygamber Efendimizden beri kılınmaktadır. Teravih namazı konusunda başta Ashab-ı kiram olmak üzere tüm alimlerimizin ittifakı vardır.

TERAVİH NAMAZINA DAİR

Ramazan ayında bu namazı Peygamber Efendimizin kıldığını gören sahabiler Medine Mescidinde bu namazı kılmışlardır. (Kaynak: Buhari, Salatut-Teravih 1)

Hatta o kadar çok ilgi göstermişlerdir ki sevgili peygamberimiz bu namazın onlara farz kılınmasından yahut onlar tarafından farz telakki edilmesinden kaygı duyduğu için bilahare bu namazı daha sonraki günlerde mescitte değil evinde kılmayı tercih etmiştir.

Peygamber Efendimiz, Teravih namazından bahisle Ramazan orucunu samimiyetle tutan gece ibadetini de içtenlikle yerine getirenlerin bağışlanacağı müjdesini vermiştir.

Ve ilk Müslümanlar Hz. Peygamber (sav)in vefatının ardından Hz. Ebubekir devrinde ve Hz. Ömer devrinin ilk iki senesinde Ramazanlarda bu namazı ya evlerinde yahut Medine mescidinde kılmaya devam etmişlerdir.

Hz. Ömer döneminden itibaren Devlet Başkanının imamları görevlendirmesi ile teravih namazı camilerde düzenli olarak bugüne kadar kılına gelmiştir.

Teravih namazı Hz. Peygamber (sav) zamanında hadislerde kıyamul-leyl olarak geçer. Bu namaza daha sonraları her dört rekatta bir oturulup istirahat edildiğinden terviha/teravih ismi verilmiştir.

BİR AYET-İ KERİME

Biz, gerçekten insanı en güzel bir biçimde yarattık.Sonra onu, işledikleri sebebi ile aşağıların aşağısına indirdik. Ancak, iman edip salih ameller işleyenler başka. Onlar için devamlı bir mükafat vardır. (Ey insan) Böyle iken, hangi şey sana hesap ve cezayı yalanlatıyor?Allah, hükmedenlerin en iyi hükmedeni değil midir? (TİN SURESİ)

BİR HADİS-İ ŞERİF

Resulullah (sav) buyurdular ki: Kim yalanı, dedikoduyu, iftirayı, vb kötü ameli terk etmezse, bilsin ki; onun aç ve susuz kalmasına Allahın ihtiyacı yoktur. (Buhari, Savm 8)

GÜNÜN SÖZÜ

Felaketlerin en büyüğü vakti boşa geçirmektir.(Ebu Hanife)

BİLİYOR MUSUNUZ?

Oruçlu olduğunu unutarak yemek, içmek, cinsi münasebette bulunmak orucu bozmaz. Hatırladığı an oruca kaldığı yerden devam eder.

TARİHTE BUGÜN

İlk Selçuklu devleti hükümdarı Tuğrul Bey öldü. (1063)

Osmanlı Devleti?nin kurucusu Osman Gazi?nin vefatı (1326)

Kıbrıs?ın fethi (1571)

İlk Türkçe gazete Ceride-i Havadis yayımlanmaya başlandı. (1840)