İnegöl Mobilyacılar Odası Başkanı Özcan Ayhan'ın İzmir Fuarı ile ilgili görüşlerini bugün gazetemizde okumuşsunuzdur.

Ayhan, İzmir ile İnegöl'ün arasındaki farkı şu cümlelerle özetliyor: "İzmir Mobilya Fuar gezisine katılan firmalarımız ilçemizin mobilya sektöründe ne kadar ileride olduğunu kendi gözleri ile görmüş oldular"

"Fuar incelemelerimiz esnasında gerek stant kalitesi gerekse ürün kalitesinin İnegöl mobilyacısının gerisinde kaldığını bir kez daha gösterdi"

İnegöl, mobilya denilince ilk akla gelen yer artık. Bu önemli. Samsun'da, Aydın'da, Türkiye'nin farklı noktalarında mobilyacılar, bir araya gelip kendi yörelerindeki sektörel sorunları konuşurken; ulaşılabilecek hedef olarak İnegöl örneğini veriyorlar.

Cumartesi günü İMOS'un toplantısında Ankara firması olan ERSA Mobilya'nın Yönetim Kurulu Başkanı Ercan Ata da bu konuya özellikle değindi.

Ankara Mobilyası, Siteler'de tıkandı kaldı. İleriye açılamadı ve bugün artık Ankara mobilyası gibi bir gerçekten bahsedilemiyor.

O dönemde İnegöl'e kamyon kamyon mobilya gönderilirken; artık oradaki nakliye firmaları İnegöl'e gelmeye başladı. Zira mobilya kamyon kamyon, hatta TIR TIR İnegöl'den gönderilmeye başlandı.

Geldiğimiz noktayı bilmek önemli. Ayrıca önemli olan bir şey daha var. Mobilyanın neredeyse tüm şehre hakim olduğu bir başka şehir yok. İnegöl'ün en önemli artısı bu.

İnegöl, bir mobilya şehri. İnegöl mobilyacısı daha fazla ihracat yaparsa, daha fazla para kazanırsa bu ilçedeki herkes gelecek adına daha umutlu ve de mutlu oluyor.

İşte bu noktada Siteler örneğindeki gibi geriye gitme ve Allah muhafaza daha kötü sonuçlarla karşılaşmama adına yapmamız gerekenler var. Bunların başında da kurumsallaşma ve tasarım geliyor.

İnegöl firmalarının daha kurumsal hale gelme adına adımlar atması gerekiyor. Küçük bir mobilya atölyesinden çıkıp birçok ülkede ihracat yapan mobilyacıların küçük atölyeleri yönetir gibi firmalarını yönetmemesi gerekiyor.

Bunu başaranlar çok ciddi yol alıyor. Aynı zihniyeti sürdürenler ise kaybediyor, kaybetmeye de mahkum.

Evet, bu ülkenin mobilyada başkenti olmamıza az kaldı. Evet, bizim önümüzde bir şehir yok. Fakat bunun sürdürülebilmesi için de yeni ufuklar, çalışmalar, en önemlisi de tasarıma yatırım gerekiyor.