Mobilya, köfte, oylat gibi önemli markalarımız var.

Markalarımız sayesinde ekonomimiz canlı. Turizm geleceğimiz de parlak gözüküyor.

Modef fuarlarının da etkisi büyük. İnegöl?e gelen turist ve iş adamı sayısı her geçen gün artıyor.

İşte bı noktada tartışmamız gereken bir konu var.

O da şu; İnegöl turizm alt yapısına sahip mi?

Çok basit bir örnek vereyim. İnegöl?e ait hediyelik eşyalarımız ve turistik broşürlerimiz bile yok.

İnegöl?ü adam gibi tanıtan bir kitapçığa bile sahip değiliz.

İnegöl?e ait, bizim yöremize has, İnegöl?ün hayat tarzını, markalarını yansıtan objelerimiz var mı? Maalesef yok. Olan da yeterli değil.

Dükkanlarımızda satılan obje ve hediyelik eşyaların çoğunda Made in China etiketi var.

Bu konuda bir gazete haberi okumuştum.

Ucuza ürettiği sanayi mallarıyla dünyanın kâbusu haline gelen Çin, yöresel ürünlere de el atmış.

Şehirlerin simgesi, yöresel ve hediyelik eşyalar artık Çinlilerin elinden dünyaya dağılıyormuş.

Erzurum?un sembolü Oltu taşından Sürmene bıçağına, Nasrettin Hoca?dan Kemalpaşa?nın nazar boncuğu ve Safranbolu evlerine kadar her türlü hediyelik eşya artık Çin?de üretilip,?Çin malı? damgası taşıyormuş.

Yani yakında Çinliler mobilyamızı ve köftemizi keşfedip, ?Made in China? damgası ile yine bize satarlarsa şaşmayın.

Nitekim Çin mobilya fuarlarında, patentli ürününü sergileyip, Çinlilere kaptıran Mobilyacı arkadaşların varlığını biliyorum.

Hediyelik eşya konusuna dönelim.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre geçen yıl Türkiye?ye gelen turistler hediyelik eşyaya 1,6 milyar dolar harcadı.

Ancak bu ürünlerin büyük bir kısmı Çin?den ithal edildiği için ülke ekonomisi bu kazançtan mahrum kaldı.

İstanbul Esnaf ve Sanatkâr Odaları Birliği Başkanı Faik Yılmaz, ?Hediyelik eşyanın yaklaşık yüzde 90?ının Çin?den geldiğini söyleyebiliriz.? diyor.

Macaristan bu konuda bizlere örnek olmalı. Macaristan, kendi yöresel ürünlerini sistemli bir şekilde hâlâ kendisi üretiyor.

Tavsiyem şudur.

Halk Eğitim Merkezi, Belediye ve Ticaret Odası gibi kurumlarımız bu konuya el atmalı.

Özellikle kadınlara yönelik açılan sanat ve meslek kurslarında yöresel ürünlerin üretilmesi sağlanmalı.

Mobilyacımız sadece katalog çıkarmayı marifet sanıyor. Reklam ve pazarlama departmanları, mobilyamızı yansıtan yöresel ve hediyelik eşyalarla desteklenmeli.

İnegöl?e ait bir mobilya kültürü, mobilya turizmi oluşturmak istiyorsak ve dünya markası olma gibi bir hedefimiz varsa, bu tür ayrıntıları kaçırmamalıyız.

Maalesef bırakın İnegöl?ü, Türkiye?de hediyelik eşya sektörünün seri üretime dayalı altyapısı yok.

Mobilyayı standart ölçülerinde üretmeyi bildiğimiz gibi biblo kalıplarında üretecek sanat ve sanatkârlara da sahip olmalıyız.

Bugün çok basit gibi görünen bu sektör, İnegöl?de geleceğin mesleği olarak başı çekmektedir diye düşünüyorum.

Bir kenara yazın.

Bu sanata sahip olan yok ve bunu başarabilen az sayıda kişi de en yüksek kazançları elde edecektir.

Eğitimi ve ticareti yönlendirenler, Sanat okullarında atölyelerde çalışacak elemanı yetiştirmeyi ve meslek liselerinde hediyelik eşya bölümlerini açmayı hedeflemeli