Alemlerin Rabbi olan Yüce Allah'a sonsuz hamdu senalar, O'nun kutlu nebisine verdiği nimetler ve faziletler adedince salat ve selam olsun

Cenabı Hakk, varlık alemini iki yönlü yaratmıştır. Kadın erkek, iyi kötü, maddi manevi, zahir batın gibi. Bizler alemdeki bu dengeyi işlerimizde de gözetmek durumundayız. İşimizdeki maddi başarılar bizim egomuza tavan yaptırmaya başlamışsa belalara hazır olalım, zira kaçınılmaz bir sarsıntıya uğrayacağız.

Dengeli olmak lazım, Allah Teala Rahman suresinde: Göğü Allah yükseltti ve dengeyi koydu sakın dengeyi bozmayın buyurmaktadır. Göğün kendisi de alemin tamamına varıncaya kadar her şeyde bu ikili denge vardır.

Bu alem atomdan başlar, evrenin tamamına ulaşır. (Mikro ve makro alem) Madem iş böyledir, tüm hal ve tavırlarımızda, aile yaşantımızda, ibadetlerimizde, siyasetimizde bu kriterleri önemsemeliyiz.

FETİHLERDEKİ DENGE NE OLABİLİR?

Savaşlarda fethin gerçekleşmesi de bu dengede olmak zorundadır. Aksi takdirde vaziyet ancak işgal ile tanımlanabilir. Biz bu sebeple "İstanbul'un veya Kudüs'ün Fethi" tabirlerini kullanıyoruz.

Savaşların kazanılmasını sağlayan unsur top, tüfek, askeri güç, mühimmat değildir. Nice savaşlar var ki savaşın dengesine baksanız, bu az sayıdaki topluluk galip gelemez dersiniz. Bu bakış sadece maddi bakış, zahiri bakıştır.

Elbette ki bütün maddi tedbirler alınır, siyasetle işler istişare ile yürütülür bununla birlikte işin mana boyutunda, gönülde inkişaf etmiş olan cevher, bu denklemde yerini alır/almalıdır. Aksi takdirde doğru sonuçlar çıkaramayız.

Fatih Sultan Mehmet gibi deha bir komutanın Akşemseddin gibi manevi hocaya, Kudüs'ün fatihi Selahaddin Eyyubi gibi eşsiz komutanın Nureddin Zengi gibi gönül adamına, Osman Beyin Şeyh Edebaliye, Yıldırım Beyazıt Han'ın Emir Sultan Hazretlerine ihtiyacı bu sebeple vardı.

Bu fetihler, madde ve mananın birleşmesiyle ancak gerçekleşmiştir.

MANEVİ KOMUTANLAR OLMAZSA OLMAZLARDANDIR.

Osmanlı sultanlarının gönül dünyasında hep manevi sultanlar vardır. Bu sultanlar, fetihlerin işlerin Batıni tarafıyla ilgilenmişlerdir.

Daha çocuk yaşlarda eğitimlerini almaya başlamışlar, sözlerinden çıkmamaya gösterdikleri gayretleri, gelecekteki fetihleri kolaylaştırmıştır.

Rivayet olunur ki Fatih, Fatih olmadan evvel II. Mehmet iken yani çocukken Akşemseddin hazretlerinin yanındaki ilk vazifesi, hafızlık yapan talebelere su vermekti.

FETHİN ŞİFRESİ

Fethin şifresi ; 1.hizmette 2. gençlik çağımızdaki fedakarca gayretimizde 3.samimiyettedir.

(Fütuhatı Seyyid Muhammed Ruhi- Fetih Risalesi)

Fetih ruhu gönülde inkişaf olmadıkça gerçekleşmez. Gönüller kazanılırsa uzun etkisi kıyamete kadar gider. Tarihte çağ açıp çağ kapatacak işler yapacaksak işin zahiri tarafına takılı kalmamak lazımdır.

Hizmet ehli, hizmet etmeyi seven, gönül mimarı mürşitlerin sözünden çıkmayan, askeriyle komutanıyla bir yürek olan bir "ümmet" olmak zorundayız.

BEDİR SAVAŞI

Bu savaş, müslümanların mallarını pazarda satıp kazancını Mekke'ye götürmek isteyen müşriklerle ve kervanı durdurmak isteyen bir avuç Müslüman'la gerçekleşti. Savaş niyetiyle yola çıkmayan sahabe efendilerimiz hafif silahları yanlarına almışlardı.

Manevi komutanları savaş yapacağız buyurdu. Neyle savaşacağız demediler. Ashab, yanlarındaki silahlara güvenmedi. Gönüllerine sekinet inmişti ve Bedrin aslanları oldular.

Hani bu aralar savaş tamtamları çalıyor ya, eğer ortalık savaş meydanına dönerse diye söyleyelim; savaşı kazandıran iyi bir komutanla birlikte manevi önderlere bağlılık ve sağına soluna bakmadan buradayım diyen hizmet ehli yiğitler olacaktır. Dengeyi, denklemi iyi okumalı.

Muhabbetle kalın..