?Koşan, mücadele eden, göze hoş gelen futbol ortaya koyan bir takım olacağız? Bu cümleler sanırım dünyada görev alan tüm teknik adamların ilk imzayı atarken kullandığı cümlelerdir. Hepsi mücadele eden, koşan ve zevk veren takım vaat ederler ama ne kadarı bunda başarılı olmuştur bilinmez. Taşkın Güngör de İnegölspor da ilk imzayı atarken aynen yukarıdaki cümleleri ifade etmiş ve taraftarların maça gelmek için sabırsızlandığı bir takım oluşturacağını söylemişti. Açıkçası o basın toplantısında yer alan bir gazeteci olarak burun kıvırmış ve ?Geçen yıldan elinde 3 adam kalmış. Yeniden bir takım kuracaksın ve öyle çok büyük de tecrübelerin yok? diye de içimden geçirmiştim. Kalan 10 haftada Taşkın Hoca beni mahcup etti. Çok şükür ki mahcup etti. Her ne kadar o düşünceleri dışarı yansıtmasam da Taşkın Hoca?dan su-i zan dolayısıyla özür dileyeyim.

İnegölspor gerçekten sahada inanılmaz mücadele örneği sergileyen ve taraftarlarına bir futbol ziyafeti sunan ekip görünümünde. Gümüşhanespor karşısında son oynanan Beşikdüzüspor maçındaki performansından memnun olmadığı Sefa ve Mümin?i kızağa çekip, Özgür ve Samet?le başlaması Güngör?ün oyuncularına da bir uyarısı: ?Formayı isteyen kazanır?

İnegölspor?un hücumdaki Raif?ten kaleci Sofu?ya kadar isteği arzusu kadar özellikle orta alanda takımı hem hücum anlamında hem de savunma anlamında yöneten, kurgulayan Oktay ve Oğuz?a parantez açalım. 90 dakika bitmeyen enerji ile takıma ekstra bir güç katıyor ve alkışı fazlasıyla hak ediyorlar. İlk zamanlar eleştirdiğim Alişan da her geçen hafta üzerine bir şeyler koyarak ilerliyor. Savunmanın bu karşılaşmada hemen hemen hiç pozisyon vermemesini ayrıca not edelim. İnegölspor iyi oynuyor, İnegölspor iyi mücadele ediyor, keyif veriyor ve inanıyor. Bursaspor?un 2 yıl önce kullandığı ?O sene, bu sene? cümlesini biz de kullanabiliriz. Şampiyonluğun senesi neden 2012 olmasın?