ÖĞRETMENLER ODASINDA GİZLİ KAMERA

Öğretmenler Odası Meclis gibidir. Ülkemizin her görüş ve renginden öğretmen çayını içer, yorgunluk atar, derse hazırlanır bu odada. Yeri geldikçe ülke meseleleri de konuşulur, okul meseleleri de? Başbakanı eleştiren de olur, okul idarecilerini de? Arkasından konuşmak gibi
olsa da bazı görüşler (ki bu da hoş değil) yine de kimse ?dinlenirken? ve konuşurken başkası tarafından gizlice dinlenmeyi hoş karşılamaz.

Olay Ankara Çankaya?da bir İlköğretim Okulu?nda yaşanmış. Öğretmenler odasında gizli kamera ve böcek diye tabir edilen gizli ses kayıt cihazı bulunmuş. Skandal şöyle ortaya çıkmış. İleri saat uygulamasından dolayı bir öğretmen
duvardaki saati indirip ayarlamak istemiş. Duvar saatini eline alan
öğretmen saate gizlice yerleştirilen kamerayı fark etmiş.

Durumu değerlendiren öğretmenler polisi arayarak
ihbarda bulunmuş. İhbar üzerine okula gelen polis, kameranın yanı sıra odada
bir de ses kayıt cihazının olduğunu tespit etmiş. İnceleme sonucu anlaşılmış
ki; ses kayıt cihazı odadaki en küçük fısıltıları dahi duyacak özelliğe sahip.

Cihazları yerleştirmekle suçlanan Okul Müdürü
kendisini şöyle savunmuş: Öğretmenler odasında daha önce hırsızlık olayı
oldu. Bunun üzerine ben de böyle bir yola başvurdum. Hukukçulara göre,
okula kurulan gizli kamera ve ses kayıt cihazları özel hayatın gizliliği
ilkesine aykırı olduğu için suç?

LİSE SON SINIF ÖĞRENCİLERİ DERSE

Daha önce bu konuda yazmıştık. Üniversiteye giriş sınavı yaklaştığında lise son sınıf öğrencileri ortadan kayboluyorlardı. Kimi devamsızlık hakkını kullanıyordu. Kimi sahte
sağlık raporu alıyordu. Kimi de veli onayı ile izin kullanıyordu. Bütün bunlar
sınava daha iyi hazırlanabilmek amacı ile yapılıyordu.

Sınava hazırlanan öğrenciler için faydalı görülen bu uygulamalara bütün olarak bakıldığında yanlışlık ortaya çıkıyordu. En önemlisi bu uygulamalar sebebi ile son sınıflarda doğru dürüst ders yapılamıyordu. Gelen ve gelmeyenler arasında bir başıboşluk oluşuyordu. Eğitim düzeni aksıyordu. Sahte denilebilecek sağlık raporları da
ayrı bir tartışma konusu idi.

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, tüm bu tartışmalara son noktayı koydu. Bakan Dinçer, Üniversiteye giriş sınavı yaklaşırken lise son sınıf öğrencilerine veli onayıyla verilen 25 günlük
izin uygulamasını kaldırdı.

Milli Eğitim Eski Bakanı Hüseyin Çelik döneminde başlayan uygulamaya,
yine Eski Bakan Nimet Çubukçu döneminde devam edilmişti. Uygulamaya göre; lise
son sınıf öğrencileri, 20 günü özürsüz ve 25 günü veli onayı ile özürlü olmak
üzere toplam 45 gün devamsızlık yapabiliyorlardı. Son sınıf lise öğrencileri
şimdi tüm öğrenciler gibi sadece 20 gün devamsızlık yapabilecekler.


ÖZEL OKUL PARASININ YARISI DEVLETTEN


Maliye Bakanı Mehmet Şimşek açıkladı. Özel okullarda okuyan öğrencilerin maliyetinin bir kısmını devlet karşılayacak. İlköğretimdeki bir öğrencinin Devlete yıllık maliyeti ortalama 3 bin lira. Projeye göre öğrenci özel okula gittiğinde bu maliyetin yarısını
devlet karşılayacak.

Özel okulların eğitim sistemimizdeki payı yüzde 2 düzeyinde.
Bu uygulama ile bu payın en az yüzde 20?lere çıkması hedefleniyor.

Özel okullar güçlendikçe Devletin eğitim yükü hafifleyecektir. Hafiflemekle
kalmayacak aynı zamanda özeli tercih eden her öğrencinin yarı maliyeti devlet
kasasında kalacaktır. Ayrıca Devletin personel yükü de hafifleyecektir. Eğitim
bütçesinde kalan birikim de Eğitim hizmetlerinin kalitesini arttırma adına fırsat sağlayacaktır.

Bir taşla iki kuş vurulacak? Özel okullar kontenjan açığı sıkıntısı çekerken,
Devlet okulları derslik sıkıntısı çekiyor.
Türkiyede yaklaşık 2 bin 750 özel okul var. Bu okullar, yaklaşık 1 milyon öğrencilik kapasiteye sahip. Ancak özel okullarda eğitim alan öğrenci sayısı; 430 bin. Bu yöntem sağlık sektöründe işe yaradı. Eğitimde de
uygulanabilir gözüküyor.

Umarım böylece özel okul öğretmenleri de kadro ve özlük konusunda daha sağlam
güvenceye sahip olurlar. Özel okul öğretmenlerinin sıkıntılarını ayrıca
değerlendirmek gerekiyor.

TOPLANTILAR EKRANA TAŞINIYOR

Teknoloji adına da eğitimde önemli gelişmeler yaşanıyor. Fatih projesi, akıllı tahta
uygulamaları, tablet pc kullanımı başta olmak üzere Milli Eğitimimiz çağın
gerektirdiği teknolojik gelişimi yakalamaya çalışıyor. Bu çalışmaların
etkilerini İnegöl Milli Eğitiminde de görmek mümkün.

İşte bir örnek?Milli Eğitim Bakanlığınca başlatılan video-konferans ve toplantı sistemine Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü de dahil oldu. Her ay yapılan İlçe Milli Eğitim Müdürleri toplantısı bu hafta ilk kez video-konferans sitemi ile yapıldı.

İl Milli Eğitim Müdürü Atilla Gülsar?ın başkanlığında gerçekleştirilen
e-konferansa İlçe Milli Eğitim Müdürü Mehmet Baştürk?te diğer ilçe müdürleri gibi Bursa?ya gitmeden, makamında oturduğu yerden katıldı.
Sistem sayesinde iş gücü kaybı yaşanmıyor. Her yetkili toplantıya bulunduğu yerden katılabiliyor. Zamanla ilçe milli eğitim,
okul müdürleri ve öğretmenlerle bu sistem sayesinde toplantı yapabilecek.
Kapısına gittiğimizde, ?Müdür toplantı için vilayete gitti? gibi sebeplerle boş
dönmeyeceğiz.

Sistem sayesinde sunum yapılabildiği gibi katılımcılar soru sorabilmekte, görüşlerini sesli ve görüntülü aktarabilmekte. Temennimiz şudur ki;
bu güzel gelişmeler eğitimin tüm kademelerine yayıldığında her şey daha
güzel olacaktır.