Alışmak ve unutmak... Evet, insanoğlunun yaşamın yönlendiren iki temel gerçektir alışmak ve unutmak. İnsan her şeye alışır ve her şeyi unutur.
Çelişki gibi görünen bu durum aslında yaşamın sağlıklı devam edebilmesi için bir zorunluluktur.
En çok üzüldüğümüz, en çok utandığımız, en çok korktuğumuz zamanları unutamadığımızı düşünüyorum da galiba yaşam çekilmez hale gelirdi. Bizler de çekilmez hayatın çekilmeyen aktörleri olurduk.
En çok sevdiğimiz şeylerin yokluğuna alışamamak. Bir ömür acıyla yaşamak. Acının gölgesine sığınmak. Mümkün müdür?
Sağlıklı bir psikolojiye sahip insan için tabii ki hayır. İnsan anormalse unutamaz ya da unutamadığı için anormalleşir.
Yaşam ne gariptir ki birbiriyle zıt sayılabilecek kavramların bir arada bulunmasından beslenir. İnsan ne gariptir ki bu sağlıklı yaşamı bu zıtlıkta bulur.
İnsanların dudaklarından "bu da geçer üzülme" diye teselli nağmeleri dökülürken aslında bunu da unutursun veya buna da alışırsın derler.
Alışmak ve unutmak bu da geçer diye geçiştirilebilecek kadar basit değildir oysa. Yaşamın en temel gerçeğidir. Ancak gerçeklerin acı olduğu da bir başka gerçektir.
Gönül ne kadar kabullenmese de akıl unut ya da alış der. Gönül ile akıl kavgası hepimizin malumudur. Bu kavganın kazananı çoğu zaman önceden kestirilemez. Ancak bu konuda bazen maalesef, bazen çok şükür galip akıldır.
Ya unuturuz, ya alışırız.
İnsan, unutma ve alışma ile o kadar yakın dosttur ki. Bu dostluğu ruhun bedenden ayrılması bile bozamaz. Zamanında sen birilerinin yokluğuna alışırken zamanı geldiğinde de birileri senin yokluğuna alışır veya seni unutur.
Bu kısır döngü hep devam eder.
İnsanoğlunun varlığını devam ettirebilmesi bu döngüye ayak uydurabilmesinden geçer. Ne gariptir ki unutabildiğin kadar varsındır veya alışabildiğin kadar yaşarsın. Olmasa yaşayamaz mıyız? Yaşarsın belki ama yaşamak denirse buna.
Bu vesile ile ilk yazımı yayımlama fırsatı verdikleri için "GENÇ GAZETE" ailesine bir teşekkür etmem gerekir galiba.
Galiba dedim çünkü bilmem gazetecilik geleneğini ama olsun alışırım belki.

SERCAN ŞIVKIN

.