Hac ibadetinin eda ediliş tarzı namaza göre neredeyse hiç benzemeyecek kadar farklıdır.

Hac ve namaz, hac ve zekat, hac ve oruç İslam'ın temellerini oluşturmaları bakımından aynı ağırlıkta ibadetlerdir. Namazın günlük eda edilen bir ibadet olması, yılda bir kere eda edilmesi gereken zekat, oruç ve hacca göre daha yoğun zikredilmesini gerektirmektedir.

Bu yoğunluk kadar da üzerine bina edilen ahkamı yoğunlaşmıştır. Ama namaz ve hac esasta aynı ahkamı paylaşır.

Namazın farziyetine imanla haccın farziyetine iman, terk edilmeleri halinde terettüp edecek hükümler aynıdır. Namazın gün içindeki tekrarlanma sayısı bakımından ahkamındaki yoğunluk ise zaten bilinen bir hakikattir.

Namaz yeryüzünün tamamında eda edilebilir bir ibadetken hac, zaman ve mekan olarak sınırlı bir ibadettir. Yılın sadece bir gününde ve Mekke şehrinde hac ibadetini eda etmek mümkündür.

Bu nedenle haccın Müslüman üzerindeki etkisinin namaza göre daha farklı olması tabiidir. Ancak bu farklılığın namazın daha ağır basacağı bir tarzda tecelli etmesi beklenir. Çünkü namaz yıl içinde sürekli tekrarlanan bir mahiyette eda edilmektedir.

Müslümanlar üzerinde görünen şekli ile ise haccın namazdan daha çok iz bırakan bir ibadet olduğu anlaşılmaktadır. Hac, mahdut bir zamanda eda edildiği kadar, sayılı Müslümanların üzerine farz olmaktadır.

Namaz kılan Müslüman sayısı ile hacca giden Müslüman sayısı arasındaki oranın ne olduğunu net bir şekilde bilemiyoruz. Ama namaz kılanların bile cüzi bir oranı haccetme imkanı bulabilmişlerdir.

Her şeye rağmen camiden çıkan insanların bir cadde ötede üzerlerinde namazdan gelmiş bir mü'min olduklarına dair emareler görülmeyebilir. Haccı eda edip topraklarına dönenler üzerinde ise, kılık kıyafetten konuşmaya kadar pek çok değişiklik çok rahatlıkla izlenebilir olmaktadır.

Bu durum haccın namazdan daha üstün olduğunu göstermez. Ama haccın etkisinin namazdan daha seri ve yaygın olduğu da herkesin izleyebileceği kadar açık bir durumdur.

Haccın yaygın olan etkisindeki nedeni tahlil ettiğimizde sadece hac ibadeti bile esas alındığında, ibadetlerin ne denli muhteşem hikmetler barındırdığını müşahede ederiz.

Hac, bütün Müslümanları bir araya getiren bir toplantı olarak ifade edildiğinde ondaki muhteşemlik sadece bir yönüyle anlatılmış olur. Haccın Müslümanların geneline kazandırdığından daha çoğunu, haccı eda eden Müslümana kazandırmaktadır. Hac, şeytana ve nefse karşı büyük bir direnç noktasıdır.

Bu anlamda, bir ömre yetecek kadar büyük bir eğitimdir. Haccın, Müslümanların sadece 'gücü yetenlerine' ve 'ömürde bir kere' emredilmiş olması tahlil edildiğinde görülecektir ki, aslına sadık kalınarak ve ihlasla yapılan bir hac, iyi bir Müslüman eğitimi için yetecek düzeydedir.

Hac, bir ömre yayılacak kadar sirayeti yüksek bir ibadettir. (DEVAMI HAFTAYA CUMARTESİ)