PAPUCU DAMA ATILAN MOBİLYACILAR

Selçuklular ve Osmanlılar döneminde Ahi Teşkilatı denilen esnaf birlikleri vardı. Bunlar esnafı denetler ve haksız kazancın önüne geçerlerdi. İşini düzgün yapmayan, kalitesiz mal üreten,
müşteriyi aldatan esnaf tespit edilir, teşhir edilerek, halka ilan edilirdi.
Örneğin müşteriyi aldatan, kalitesiz ayakkabıcının ürettiği ayakkabı dükkanının
damına atılırdı. Bu esnaf için büyük bir ceza idi. Papucu dama atılan esnaf
işini kaybederdi. Bu yüzden herkes işini dürüstçe yapar, müşteriyi aldatmazdı.

Son günlerde, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı benzer bir uygulamayı yapıyor.
Bakanlık baldan sonra tüketiciyi yanıltan et ürünleri ile peynir üreticisi
firmaları teşhir etti.Bakanlığın internet sitesinde, laboratuvar sonuçlarının olumsuz
çıkması üzerine gıdada taklit ve tağşiş yapıldığı kesinleşen peynir üreticisi 3
firma ile et ürünleri üreticisi 3 firma ilan edildi.

Laboratuvar incelemelerinde, yağlı tulum peynirlerinin içinde bitkisel yağ, pişmiş dana kavurmanın içinde at eti yüzde 100 dana eti sucuğun içinde kanatlı eti ve soyulmuş sosisin içinde yabancı doku ve iç organ tespit edilmiş.

Benzer bir ceza, İnegöl Mobilya sektöründe taklit
ve bozuk mal sahiplerine uygulanabilir mi, acaba?

13 SAYISI UĞURSUZ MU?

Batılılar 13 sayısının uğursuz olduğuna inanıyorlar. Bu yüzden 13 sayısını günlük hayatlarında kullanmak istemezler. Bu Hıristiyanların Batıl inanışıdır. Örneğin otellerde 13 numaralı oda ve kat yoktur. Uçaklarında 13 numaralı koltuk bulamazsınız.

Uğursuz olduğuna inanıldığı için Airbus ve Boeing firmaları, uçakların üretimi sırasında 13 numaralı koltuklara yer vermezler. Uçaklarımız yabancı üretimi olduğu için, bu yıla kadar Türk Hava Yolları?na ait uçaklarda da 13 numaralı koltuk bulunmazdı.

Hatta bu konuda ; Türkiye Büyük Millet Meclisinde THY yolcu uçaklarında 13 numaranın bulunmamasının nedeni nedir? diye soru önergesi verilmiştir. ?THY Batının batıl inancını mı takip ediyor?? eleştirilerine maruz kalan Türk Hava Yolları, 13ncü sıranın uçaklara ilave
edilmesi için bir süre önce çalışma başlattı.

Hıristiyan inanışında, Hz. İsa son yemeğinde 12 havarisiyle birlikte oturduğu masada bulunan 13üncü kişi Yahuda onu ele verir. Arkasından Hz. İsa çarmıha gerilir. Bu nedenle uğursuz kabul edilmiştir. Yahudilere göre ise 13ün uğursuz olmasının nedeni; İbrani alfabesinin 13üncü harfinin mavet (ölüm) sözcüğünün ilk harfi olan m olmasıdır.

Şu rakamsal hesaplar sebebi ile Batılılar 13 sayısını uğursuz sayıyor olabilirler: Hz Peygamberin doğum tarihi 571: 5+7+1=13
ve İstanbulun fethi 1453: 1+4+5+3=13




KALB VE DÎL, HEM ÇOK TEMÎZ, HEM PİS


Lokman Hekim, yanında yardımcısı ile ava çıkmıştı.
Avdan dönerken bir kabile reisi, Lokman Hekime misafir olması için ısrar etti.
Lokman Hazretleri de kabul ederek o gece misafir kaldı. Kabile reisi Hazreti
Lokman için bir koyun kestirdi.

Hazreti Lokman yardımcısına: ?Kesilen hayvanın en temiz iki azasını kes bana getir? dedi. Yardımcısı gidip koyunun kalbini ve dilini kesti getirdi. Hazreti Lokman: ?Aferin bildin? dedi.

İkinci gün başka bir kabile reisi, Hazreti Lokmana
bir gece de kendisinde misafir kalması için ısrar etti. Lokman Hazretleri onu
da kırmayıp bir gece de onun evinde kaldı.

Orada da ziyafet olarak bir koyun kestiler. Hazreti Lokman yardımcısına bu sefer: ?Hayvanın bana en pis yerinden ikisini kes getir? dedi. Yardımcısı yine hayvanın dilini ve kalbini kesip önüne koydu. Lokman Hazretleri: ?Aferin bunu da bildin. Hakikaten insanın ve hayvanın en pis ve temiz yeri, kalbi ve lisanıdır? buyurdu.

Demem odur ki Can; kalbimiz ve dilimiz nasıl? Temiz mi, pis mi?

BAZI KELİMELERİN NERDEN GELDİĞİNE DAİR (1)

1-Hoşaf sözcüğü hoş ve ab sözcüğünden gelmektedir. Ab; su demektir. Hoşab; hoş ve tatlı su anlamına gelir.

2-Avrupalılar yoğurt ve ayranı Türklerden öğrenmişlerdir.Bu kavramlara karşılık kullandıkları sözcükler de Türkçe?dir.

3-Bilezik sözcüğü bilek ve yüzük sözcüklerinin birleşiminden gelmektedir.

4-Çeyrek sözcüğü aslen Farsça bir sözcüktür.Aslen Farsça çahar(dört) ve yek (bir) sözcüklerinin birleşiminden oluşmuştur.Sözcüğün anlamı da zaten dörtte bir demektir.

5-Domates sözcüğü aslen Meksika dillerinden olan Aztekçe?ye ait bir sözcüktür. Orijinali de tomatı biçimindedir. Domatesin atası Meksikalılardır.

6-Şeftali de aslen Farsça bir sözcüktür. Orijinali şeft-i alu biçimindedir.Anlamı ise etli erik demektir.

7-Salatalık kelimesi İtalyanca insalata kelimesinden gelmektedir. Anlamı ise tuzlu demektir.

8-Milli kelimesi aslen Arapça bir kelimedir ve anlamı şeriata ilişkin, şerri anlamındadır. Türkçe?de ise milli kelimesi ulusal anlamındadır.

9-Aslen Türkçe bir kelime olan savcı ilk olarak söz getirip götüren anlamında kullanılmış, İslamiyete geçince peygamber anlamında kullanılmıştır.Günümüzde ise bir hukuk terimi olarak
kullanılmaktadır.

10- Metelik: Aslı batı dillerinden geliyor: İngilizcede, metallic; yani metal para...

(Yarın devam edecek)