Bu hafta son yılların en gözde başkentlerinden birisi olan Prag'dayım. Prag 'Altın kent' olarakta anılmaktadır ve Avrupa'da son yıllarda en çok turisti ağırlayan bir başkenttir.

Orta Avrupa ülkelerinden olan Prag, Vltava nehri üzerinde bulunur. Bu güzel şehir sanki ortaçağ dünyasından fırlamış hissini verir ziyaretçilerine.

Prag'a yolculuğumuz otobüs ile başladı. Prag'a ulaştığımızda akşam saatleri olmuştu, ilk olarak otelimize eşyalarımızı koyduktan hemen sonra şehir turuna başladık.

OLD TOWN MEYDANI

Şehir turumuz Vltava nehri kıyısından başladı ve Parizska caddesi üzerinden Old Town Meydanına doğru ilerledik. Parizska caddesi ünlü markaların dükkanlarının bulunduğu bir caddedir.

Old Town Meydanı da Prag'ın kalbinin attığı yerdir. Bu meydan da çok dikkatli olmalısınız çünkü yılın her günü yoğun bir kalabalığın olduğu bu meydan turistlerinde ilk ziyaret noktalarındandır.

Çok eski bir meydan olmasından dolayı şehrin kalbidir. 1992'de UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası listesine alınmıştır.

Meydanın tam ortasında Jan Hus Anıtı, Aziz Nicolas Kilisesi, Tyn Kilisesi, Eski Belediye Sarayı ve hemen yanı başınızda Astronomik Saat Kulesi.

ASTRONOMİK SAAT KULESİ

Astronomik Saat Kulesi, şehrin en önemli simgelerinden birisidir. Saat başı saatin tam karşısında herkes ellerinde fotoğraf makinesiyle saatin çalmasını bekler.

Her saat başında 1 dakikalık farklı bir gösteri sunan bu saat, yüzyıllardır eskimeyen bir başyapıttır.

1410 yılından beridir halen dimdik hayatta olan bu saat. Yıllara meydan okurcasına heybetiyle size bakar.

Tabi zaman zaman bakıma alınmıştır, bu saatteki 12 saat dilimi 12 burcu simgelemektedir. Saatin ilk kısmında pencerede görülen havari figürler ve 4 adet heykel bulunur.

Bu heykellerden iskelet ölümü, elinde kese tutan Yahudi aç gözlülüğü, mandolin çalan Osmanlı sürekli sefayı ve elinde ayna tutan adam kibiri sembolize etmektedir.

Buradaki kuleye çıkıp muhteşem Old Town Meydanı manzarasının eşsiz tadına biraz daha fazlaca doyabilirsiniz.

Buradan yavaşça yürüyerek şehrin sokaklarında kaybolabilirsiniz. Şehir gerçekten büyüleyicidir. Her saat dolu dolu hayatın yaşandığı bir şehirdir.

KARL KÖPRÜSÜ( CHARLES )

Buradan devam ederken Trdelnik tatlısı yemeden lütfen geçmeyin. Çeklerin ünlü Trdelnik tatlısını yemenizi tavsiye edebilirim. Mekanların dışında bir çok sokak satıcısı da bu tatlıyı yapmaktadır.

Aaa bir de bakmışsınız. Karl Köprüsü( Charles ) bu köprü de turistlerin ilgisini çeken önemli bir eserdir.

Vltava nehri üzerinde bulunan bu köprü , bu nehir üzerindeki diğer köprülerden biraz daha farklıdır hatta özeldir. Çünkü Old Town ile Prag kalesini birbirine bağlar.

Köprünün her iki başında kaleler ve toplamda 30 adet heykel bulunmaktadır.

Bu arada önemli olduğunu düşündüğüm bir bilgi vermeden geçemeyeceğim, burada bulunan heykellerin hiçbirisi orijinal değildir, Avrupa'da genellikle bu tarz önemli heykeller müzelerde sergilenir.

Bu heykellerde Prag'daki önemli müzelerde sergilenmektedir. Köprü üzerinde bol zaman geçirilmelidir.

Köprüde bol fotoğraf çektirebilirsiniz. Bu köprü üzerinde ve yine şehirdeki diğer sokaklarda dilenciler, secde etmiş şekilde ve yanlarında bir köpek ile dilenirler.

Yani siz dilencilerin yüzlerini göremezsiniz. Bunu merak ettiğim de dilencilerin utançlarından yüzlerini gizledikleri ve bana acımıyorsanız yanımdaki aç köpeğime acıyıp yardım edebilirsiniz şeklinde dilendiklerini gördüm.

PRAG KALESİ

Buradan yavaş yavaş ilerlerken kısa bir yolculuktan sonra Prag kalesine çıkabiliriz. Prag şehrinin tamamı yürüyerek gezilecek bir yerdir. Her cadde de , sokakta renkli görüntülerin olduğu bir şehirdir. Prag Kalesinden şehri izleyebilirsiniz.

Çekler dünyada biliyorsunuzdur, biralarıyla ünlüdürler ve yine milli otomobil markaları Skodadır. Hatta Çek Cumhurbaşkanı ve başbakanı dahil yönetim makam aracı olarak Skoda otomobillerini tercih eder.

Çeklerin çoğu ateisttir, zaten şehir de eskiden kalma hariç çok fazla kilise, sinagog göremezsiniz. Şehrin önemli bir özelliği 2.Dünya savaşında çok fazla tahribata uğramamasıdır.

Şehir içi ulaşım oldukça rahattır. Yürüyerek bir çok noktaya gidebilirsiniz fakat bunun dışında otobüsler ve tramvay hattı şehrin bir çok önemli noktasına sizi götürür.

Gezmek açısından hiç te zor olmayan bir şehirdir evet kalabalıktır fakat kolay bir şehirdir. Çek vatandaşları cana yakın insanlardır. Her bütçeye uygun kafe ve restoranlar bulunmaktadır.

Çeklerin ünlü yemeği olan Gulaş çorbasını denemenizi tavsiye derim. Yine her ülkede bulunan Türk lokantaları Prag'ta da karşımıza çıkıyor, burada da karınızı doyurabilirsiniz.

Ben genellikle farklı tatlar denemeyi sevdiğim için o ülkelerin kültürel yemeklerini yemeği tercih ederim.

NAZIM HİKMET'İN ŞİİR YAZDIĞI YER

Prag, dünyanın en küçük otelinden, dünyanın en dar sokağına kadar bir çok ilklerin de bulunduğu bir şehirdir. Franz Kafka 'nın evi ve müzesi yine Prag'tadır . Gezilmeye görülmeye değerdir.

Yine bir zamanlar Prag'da yaşamış ünlü şair Nazım Hikmet'in de Prag'da şiirlerini yazdığı yer olan 'Cafe Slavia' yürüme mesafesindedir. Hatta kafe de baklavadan turtaya kadar birçok tanıdık lezzeti bulabilirsiniz.

Yine bu kafe ünlü şair ve yazarların kafesi olarakta geçer ve duvarlarında buraya devamlı gelen bu ünlü şair ve yazarların resimleri asılıdır.

Nazım Hikmet'inde resmini bu duvarlarda görebilirsiniz. Tabi bu mekanın fiyatları biraz yüksektir bilginiz olsun.

DANS EDEN EV

Buradan nehir boyunca devam edince modern mimari örneği olan Dancing House yani 'DANS EDEN EV' i görebilirsiniz aslında burası bir ofis binasıdır fakat binanın dışı o kadar ilgi çekici olunca buraya turistler akın eder dışarıdan bakınca dans eden bir çifti andırır.

Buraya Çekler Fred ve Ginger derler, bunun nedeni ise ünlü dansçı çift Fred ve Ginger'in dansları tasvir edilerek yapılmasıdır. Modern mimarinin ilgi çekici bir örneğidir.

Evet Prag'ı anlatmakla gezmekle bitirmek hiç de kolay değildir. Çünkü Prag şehri başlı başına bir ülke gibidir, şehrin içinde onca gezilecek eğlence mekanı, kafe, tarihi yerler, müzeler, köprüler ve daha bir çok mekan bulunmaktadır ki..

Anlatmakla bitmez. O yüzden bu yazımız da tadımlık olsun, yolunuz bir gün Çek Cumhuriyetinin başkenti Prag'a düşerse ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız diye düşünüyorum.

Bu arada ben Prag gezime 3(üç) günümü ayırdım ve yeterli de geldi yani 3(üç) gün size bu şehri gezmek için fazlasıyla yeter de artar bile.

Bence şimdiden tatil planlarınız arasına Prag şehrini almalısınız. Hem ne demişler; unutmayalım,seyahat için yaptığın yatırım kendin için yaptığın en iyi yatırımdır.

Haftaya görüşmek üzere.

E-posta; [email protected]

Sosyal medya takip;

www.instagram.com/yoldaki_gezgin/