Mübarek Ramazan Ayı geldi geliyor derken, veda etmeye hazırlanıyor. Sahur vaktinde minarelerimizden "Elveda Ya Şehr-i Ramazan" ilahisi okundu bile.

Son günleri olsa da tekrar Mübarek Ramazan Ayınızı tekrar tebrik ediyorum.

Çocukluğumdan beri, bir yıl içerisinde yaşadığım en güzel zaman dilimi: Ramazan...

Sizin için de bu tespitimin geçerli olduğunu düşünüyorum.

Ramazan ayına kadar devam eden monoton hayatımız bu ayla birlikte birden farklılaşıyor.

Bir sene boyunca yiyip içen biz, bu alışkanlığımızı terk edip aç ve susuz kalmasını biliyoruz.

Kulağımız daha çok ezanı ve K.Kerim'i duymaya başlıyor.

Ayağımız daha çok camiye cemaate gitmeye başlıyor.

İftar ve sahur sofralarında yakınlarımızla daha da yakınlaşıyoruz.

Uyku düzenimiz değişiyor.

Midemizden başlayarak değişmeye ve yenilenmeye başlıyoruz.

Ruhumuzun duvarları boya-badanadan geçiyor adeta.

Yıllık temizlikten geçer gibi içimiz, arınmaya başlıyor pisliklerden. Gözlerimizin perdesi yıkanıyor.

Normalde fark etmediğimiz birçok şeyi fark etmeye başlıyoruz: Yoksulu, yoksulluğumuzu ve geçip giden ömrümüzü...

Sadece Pideyle, baklavayla, ziyafet ve ziyaretle izah edemeyeceğimiz bir zaman diliminden geçiyoruz.

Manevi bir iklim bu... Hissetmeliyiz meltemini.

Semadan üzerimize dökülen ne çok rahmet ve bereket var bu ayda. Toplamalıyız hazinelerini...

Farkında mısınız, Haziran ayındayız ve havalar mevsim normallerinin altında seyrediyor. Ne kadar serin geçiyor yaz mevsimi? Ne kadar çok yağmur yağıyor üst üste?

Ben bu yaşıma kadar Haziran ayının bu kadar yağışlı geçtiğini hatırlamıyorum. Mevsimler bile bu mübarek aya ayak uyduruyor sanki...

Ramazan ayının rahmeti ve serinliği var üzerimizde. Başka türlü izah edemiyorum bu durumu.

Bu ayda daha çok görmek, daha çok hissetmek, daha çok fark etmek ve daha çok arınmak temennisiyle....

Seneye Ramazan'a kavuşmak herkese nasib olmaz. Kavuşup da kıymetini bilmeyenler de var, ne acı. Geçmeden, bitmeden kıymetini bilelim İNŞALLAH!

Mübarek Ramazan Ayı geldi geliyor derken, veda etmeye hazırlanıyor. Sahur vaktinde minarelerimizden "Elveda Ya Şehr-i Ramazan" ilahisi okundu bile.

Son günleri olsa da tekrar Mübarek Ramazan Ayınızı tekrar tebrik ediyorum.

Çocukluğumdan beri, bir yıl içerisinde yaşadığım en güzel zaman dilimi: Ramazan...

Sizin için de bu tespitimin geçerli olduğunu düşünüyorum.

Ramazan ayına kadar devam eden monoton hayatımız bu ayla birlikte birden farklılaşıyor.

Bir sene boyunca yiyip içen biz, bu alışkanlığımızı terk edip aç ve susuz kalmasını biliyoruz.

Kulağımız daha çok ezanı ve K.Kerim'i duymaya başlıyor.

Ayağımız daha çok camiye cemaate gitmeye başlıyor.

İftar ve sahur sofralarında yakınlarımızla daha da yakınlaşıyoruz.

Uyku düzenimiz değişiyor.

Midemizden başlayarak değişmeye ve yenilenmeye başlıyoruz.

Ruhumuzun duvarları boya-badanadan geçiyor adeta.

Yıllık temizlikten geçer gibi içimiz, arınmaya başlıyor pisliklerden. Gözlerimizin perdesi yıkanıyor.

Normalde fark etmediğimiz birçok şeyi fark etmeye başlıyoruz: Yoksulu, yoksulluğumuzu ve geçip giden ömrümüzü...

Sadece Pideyle, baklavayla, ziyafet ve ziyaretle izah edemeyeceğimiz bir zaman diliminden geçiyoruz.

Manevi bir iklim bu... Hissetmeliyiz meltemini.

Semadan üzerimize dökülen ne çok rahmet ve bereket var bu ayda. Toplamalıyız hazinelerini...

Farkında mısınız, Haziran ayındayız ve havalar mevsim normallerinin altında seyrediyor. Ne kadar serin geçiyor yaz mevsimi? Ne kadar çok yağmur yağıyor üst üste?

Ben bu yaşıma kadar Haziran ayının bu kadar yağışlı geçtiğini hatırlamıyorum. Mevsimler bile bu mübarek aya ayak uyduruyor sanki...

Ramazan ayının rahmeti ve serinliği var üzerimizde. Başka türlü izah edemiyorum bu durumu.

Bu ayda daha çok görmek, daha çok hissetmek, daha çok fark etmek ve daha çok arınmak temennisiyle....

Seneye Ramazan'a kavuşmak herkese nasib olmaz. Kavuşup da kıymetini bilmeyenler de var, ne acı. Geçmeden, bitmeden kıymetini bilelim İNŞALLAH!