RAMAZANDA KOŞUŞTURAN KADINLAR

Eskiden Ramazan ayında özellikle kadınlar arasında yeni dostluklar, arkadaşlıklar kurulurdu.

Özellikle Ramazan ayında kadınlar arasında dostlukların tesis edilmesinin sebebi şudur: Malumunuz kadınlar erkeklere nazaran Ramazan ayı konusunda daha hassastırlar. Ramazan ayı geldi mi, kadınlar mukabeleden mukabeleye, camiden camiye, sohbetten sohbete koştururlar.

Kadınlar, özellikle güzel sesli hafızların okudukları mukabeleleri dinlemek için her gün o camiden bu camiye yer değiştirirlerdi. İşte bu koşuşturmalar esnasında kadınlar birebirleriyle tanışırlar ve yeni dostlar edinirlerdi.

RASTGELE ÇALINAN KAPILAR

Eskiden güven ortamı vardı. Bu yüzden rast gale kapı çalınıp yardım istenebilirdi.

Yardım isteme konusu şudur: Eskiden ev haricinde tuvaletler olmazdı. O devirlerde umumi tuvaletler yoktu Camilerin tuvaletlerine de kadınlar girmezdi. Kadınlar bu kadar cami-cemiyet gezince sıkışırlar, ihtiyaçlarını görmek için rast gele bir kapı çalarlardı.

Devrin güven ve hayır anlayışına göre: ihtiyaç içinde olanlara kapı açıp yardımda bulunmak sevaptı. İşte bu tür yardımlaşmalar ve karşılaşmalar sonucunda kadınlar birbirleriyle tanışır ve dost olurlardı. Tekrar görüşmek için söyleşilir, adresler alınıp verilir, zamanla dostluklar kız alıp vermeye dönüşürdü.

Şimdi ki zamanda kime güvenip kapıyı açarsın ki? Tanımadığın bir insanı eve alıp ağırlayabilir misin? Büyük cesaret?.

İYİLER MUTLAKA KAZANIR?

1-Çokları beladan belaya; yılandan ejderhaya sıçrarlar. Hile ve oyunlarını kar bilirler. Zavallılar.. Çok İnsan hile yaptı ama hilesi kendisine tuzak oldu...Zavallı sana kapıyı kapadı ama , bilmiyor ki asıl onu helak edecek düşman odasının içinde. Firavunun hile ve tedbiri de işte buna benzer bir hikayedir. O zalim, saltanatım gitmesin diye, yüz binlerce çocuk öldürdü; aradığı ise evinin içinde idi.

2-(Üzülme Can Doğruysan zarar gördüm deme. Bil ki iyiler mutlaka kazanır.) Bir kimse iman ve itaat yolunda yürüyüp de bir an bile zarar görmüşse, ben kafirim( Doğru olan hiçbir zaman zarar görmez.) Başın yarılmamış, şu başını bağlama. Birkaç gün sabret de gör, nasıl da gülüp mutlu olacaksın

3-Dünya nedir? Allahtan gafil olmaktır. Kumaş, para, ölçüp tartarak ticaret yapmak ve kadın; bunlar dünya değildir. Suyun gemi içinde olması geminin batması demektir.. Gemi altındaki su ise geminin yürümesine yardımcıdır. (Dünya, içinde olmasın Can Helak olursun.)


MİLLETLERE GÖRE ÜCRET FARKI

Bir batılı tarihçi olan M.A. Ubicini, Osmanlının son dönemlerinde uzun yıllar İstanbul? da kalmıştı. Tarihçi Ubicini İstanbul?un sosyal ve kültürel yapısını inceleyerek kayda geçmişti. İstanbul? da yaşayan değişik milletlerin karakter yapılarını araştıran Ubicini , hatıralarında şu bilgiye yer vermiştir:

Alışveriş yaparken size tavsiyem olsun. Diyelim ki bir şey satın alacaksınız. Satıcıya ücretini sordunuz. O?da şu kadara satıyorum dedi. Bir kaide olarak pazarlık yapınız, Ermeni? ye istediği paranın yarısını, Rum?a üçte birini, Yahudi? ye dörtte birini veriniz. Fakat bir Müslüman?la alışveriş ettiğiniz zaman istediği fiyattan emin olabilirsiniz.. Malın gerçek ücretini söylediğinden şüpheniz olmasın. O?na istediği parayı verebilirsiniz.

HİSSE: Dürüsttük, paramız değerli idi. Ticaretimize yalan ve hile karıştığı günden beri, hem kendi değerimizi hem de paramızın değerini kaybettik. Batılılara özendik. Ne onlar gibi olabildik, ne de kendimiz kalabildik.

BÜYÜLENMEYİN

Bütün olarak bakıldığında anlaşılır ki; sihir, hayal olan şeyleri gerçekmiş gibi göstermek suretiyle insanlar üzerinde aldatıcı bir tesir oluşturmaktır. İnsanları tesir altına alıp, psikolojilerini bozup, onları olumsuz yönde yönlendirme faaliyetlerinin tümüne sihir diyebiliriz.

Ses ve konuşmanızla insanları büyüleyebilirsiniz. Yine davranışlarınızla insanları büyüleyebilirsiniz. İşi ileri götürenler cinlerin ve şeytanların usullerinden de faydalanmaktadır. Bütün hile ve aldatmacasına rağmen sihirin bir gerçek yönünün olduğu ve hakikaten etki yaptığı kabul edilmektedir.

Bakara süresindeki (2/102.) âyet bunun bir gerçeklik payının olduğunu haber vermektedir. Ama ne olursa olsun İslâm, sihri yasaklamış, haram saymış ve sihire inananları, kötülemiştir. Serabın uzaktan su görünmesi gibi, sihir de gerçek dışıdır.

Bir gün iki kişi Rasûlüllah (s.a.s)in huzuruna geldi. Bunlardan birisi, yaptığı konuşmayla cemaati hayrete düşürdü. Rasûlüllah (s.a.s), Öyle konuşma vardır ki; sihir gibidir, insanı büyüler buyurdu.

Hiçbir Peygamber büyücü veya sihirbaz değildir. Rasûlüllah (s.a.s)da bir hadislerinde sihrin büyük günahlardan ve helak edici yedi şeyden biri olduğunu belirtmişlerdir. K.Kerim?in son iki süresi, insan ,cin veya şeytan olsun büyücü niteliğinde ki tüm kötülerden Allah?a sığınılmasını öğütler.

RAHATLAYAYIM DERKEN, RAHATSIZLANMAYIN

Beyin Omurilik ve Sinir Hastalıkları Cerrahisi Uzmanı Operatör Doktor Erdinç Altıncık, yoğun iş stresi ile bunalan, masa başında uzun süre kalan kişilerin rahatlamak maksadıyla boyun kütletme, parmak çıtlatma, berberde ya da hamamda masaj yaptırma yoluna gittiklerini, boyun ve sırt ağrısı çekenlerin ayakla çiğnetme ve kupa vurma gibi bilimsel olmayan yöntemleri denediğini anlatarak şöyle konuştu:

Rahatlama amacıyla yapılan bazı hareketler kısa süreli fayda getirse de felce dahi gidebilecek rahatsızlıkları getirebiliyor. Özellikle masaj olayı ehli olmayan kişilere kesinlikle yaptırılmaması gerekir.

Bu tür uygulamalar sırasında omuriliğin geçtiği kanallarda daralma oluştuğu için basınçla sinirlerin daha da sıkışmasına neden olabiliyor.

Boyun kütletme boyun fıtığına neden olup, vücutta kalıcı ve iş gücünden mahrum bırakabilecek kötü sonuçlar doğurabiliyor. Sonuçta rahatlamak için yapılan hareketler aksine çok önemli rahatsızlıkları tetikliyor dedi.

RAMAZAN İNSANI ŞİŞMANLATIR MI, ZAYIFLATIR MI?

İftar sonrası görüştüğüm dostlarım göbeğime dikkat çekiyor. Göbek yapmışsın diyorlar. Bilmiyorlar mı ki;iftar yemeği sonrası göbekler böyle durur. Şaka bir yana Ramazan?da yemeklere dikkat etmezsek, iyi bir göbekle bayramı karşılayabiliriz.

Ramazanda şişmanladığını düşünen insan sayısı az değil. Gün boyu aç kalıyorsun. Yine de kilo alıyorsun. Bu nasıl iş? Hâlbuki birkaç kurala uyarak Ramazandan zayıflamış olarak Bayrama kavuşabiliriz.


Birinci kural: Diyet aç kalmak değildir.Ramazan; ruhun terbiyesidir. Diyet; bedenin terbiyesidir. Ramazan doğru yaşamamız içindir. Diyet: doğru beslenmemiz için?

Hem oruç tutup hem de zayıflayabiliriz. Hem ibadet, hem diyet, ne karlı iş değil mi? Ancak sırf kilo vermek için de oruç tutmak orucun ruhuna aykırı, bunu da bilmemiz gerekiyor.

İkinci kural: ?Gün boyu açtım? deyip, iftar da tıka basa yemek, sahurda da ?aman gündüz fazla açlık hissetmeyeyim? diye yine çok yemeyi hedeflemek, fazladan kilo almanın yollarını açmak demektir.

Mutlaka sahura kalkın. Ancak sahuru bir kahvaltı gibi düşünün. Sahuru kahvaltı formatında yapın. Sahur sofrasının yasaklı yemekler listesini şöyle sıralayabiliriz: kızartma, ağır hamur işleri, yüksek kalorili yiyecekler ve yağlı etler.

İftarı ise öğlen yemeği formatında yapın. Başında mutlaka su için. Yemeğe çorba ile başlayın. Ardından salata ile midenizi dengeleyin.


RAMAZAN DA CEHENNEMİN MÜŞTERİLERİ AZALIR

Efendimiz buyurdular ki; Ramazan ayı girdiği zaman cennetin kapıları açılır, cehennemin kapıları kapanır ve şeytanlar da bağlanır.

Bu hadisi paylaştığımda topluluktan biri sordu: Normalde cennetin kapıları kapalı mı ki, Ramazan?da açılıyor? Tabiî ki hayır? Şüphesiz cennetin kapıları sürekli açık ve inananları bekliyor. Ramazan ayında cennetin kapılarının açılmasından şunu anlamalıyız: Ramazan ayında o kadar çok bereket, hayır ve sevap işi var ki, bunlar vesilesi ile cenneti kazanma imkânı daha yüksek.

Şüphesiz cehennem kapıları da sürekli açık... İnkâr ve zülüm sahipleri için cehennem hazır. Ramazan ayında cehennem kapılarının kapalı olmasından şunu anlayabiliriz: Ramazan ayının bereketi ile günahlar azalır. İnsanlar haramlardan daha çok uzaklaşır. Böylece insanı cehenneme düşüren işler olmaz.

Şeytanın bağlanmasına gelince, oruç sebebi ile şeytan insanları fazla kandıramaz olur. Ramazan ayının fazilet ve bereketi ile adeta şeytanın eli kolu bağlanır. İnsanlara fazla zarar veremez.

Tabiri caizse Ramazan da cennetin müşterileri artar, cehennemin müşterileri azalır. İnsanlar şeytanlardan çok meleklere kulak verir. Bizim için de geçerli mi bu?

ORUÇ TUTMANIN HARAM OLDUĞU GÜNLER VAR MI?

Ramazan orucu, özel durumu olmayan tüm Müslümanlar için farzdır. Oruç Allah?ın kesin emridir. İnsan oruç tutmakla Allah?a ibadet eder ve sevap kazanmış olur.

Oruç bu derece kıymetli olmasına rağmen bazı günlerde oruç tutmak insana günah kazandırır. Allah bazı günlerde de oruç tutmayı yasaklamıştır.

Kurban Bayramının dört günü ile Ramazan Bayramının birinci günü oruç tutulmaz.. Bu günlerde oruç tutmak haramdır. Bayram günleri ikram, ziyafet ve ağırlama günleridir. Bu günlerde aç susuz kalmak ve bırakmak olmaz.

Orucun aslı budur işte: Allah?ın tut dediği günlerde oruçlu olacaksın.