Allah cc Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyuruyor. ''O (Ahsen) kimseler ki, insanlar onlara: "Muhakkak ki, insanlar, sizin için (size saldırmak için) toplandılar. Artık onlardan korkun." dedikleri zaman, (bu söz), onların imanını artırdı. Ve "Allah bize kafidir ve O, ne güzel vekildir." dediler.''(1)

Şahsiyet inkılabı; Allah yolunda yürümek ve sürünmek amacıyla yola çıkmış sorumlu Müslüman'ın bir eliyle ifratı, diğer eliyle de tefriti reddederek orta yolda karar kılmasıdır.

Şunu bilmeliyiz ki; Allah'ın emirlerine eklemede bulunmak ifrat; yine Allah'ın emirlerinden çıkarma yapmakta tefrittir. İfrat ve tefrik Müslümanlarda olan özellik değildir. Bu özellik Hıristiyanlarda ve Yahudilerde bulunan bir özelliktir. Müminlerin vasfı orta yoldur.(2)

Dinine eklemede veya çıkarmada bulunan bir Müslüman'ın şahsiyeti olmaz. Gerek ifrat ve gerekse tefrit, şahsiyetsizliğin alametidir.

Şahsiyet inkılabı; takva sahibi bir Müslüman'ın Rabbini sevmesi ve Rabbi tarafından sevilmesi için, müminlere karşı sevecen, şefkatli, güler yüzlü olmalı. Kafirlere karşı aziz ve şedit olmalı. Kafirlere karşı cihad ederken de hiçbir kınayıcının kınamasından da korkmamalıdır.

Süfyan-ı Sevri (rh.a) şöyle diyor: '' Ehl-i taatın yanında zelil, Ehl-i ma'siyetin yanında da aziz olun.''(3)

Allah cc Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyuruyor. ''Ey iman edenler, içinizden kim dininden geri döner (irtidat eder)se, Allah (yerine) kendisinin onları sevdiği, onların da kendisini sevdiği mü'minlere karşı alçak gönüllü, kafirlere karşı ise 'güçlü ve onurlu,' Allah yolunda cihad eden ve kınayıcının kınamasından korkmayan bir topluluk getirir. Bu, Allah'ın bir fazlıdır, onu dilediğine verir. Allah (rahmetiyle) geniş olandır, bilendir.(4)

İslam'ın gerçekleştirdiği şahsiyet inkılabı dengeli ve sağlam bir inkılabdır. Çünkü İslam ne yunanlıların yaptığı gibi insan aklını felsefi bilgilerle doldurmuş, ne Hindular gibi insanı sarsan boğucu ruhaniyet ile de meşgul etmiş, ne de laiklik ve demokrasi gibi beşerin koyduğu kanunlarla insanları yönetmiştir. İslam başlı başına insana şahsiyet getirmiştir.

İslam; Müslüman kişiyi ve İslam şahsiyetini, İslami akide ve şeriatı onun düşünce sistemine hakım kılmakla sağlıyor. Önce onun düşünce sistemini İslamileştiriyor ki, İslami maneviyatçılığa ulaşabilsin. Nihayet kişi İslami akılcılığı ve İslami maneviyatçılığı sayesinde İslami bir şahsiyete sahip olur. Yani hayatın manasını ve hayat içindeki görevini idrak eden bir Müslüman olur.(5)

İmam serahsi (rh.a) şöyle diyor: '' evet, dini İslam'a yapışmak en büyük şahsiyet, dini terk etmek ise; ismet-i şahsiyeti kaybetmektir.(6)

O halde bir mekanda islam'ın egemen olabilmesi için; İslami ahkamları kendi nefsine ve hayatına hakim kılmış üstün şahsiyet sahibi Müslümanlara ihtiyaç vardır. ŞAHSİYET İNKİLABI GERÇEKLEŞMEDEN İSLAMİ İNKILAB GERÇEKLEŞMEZ.

Fi emanillah.

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

(1) Ali İmran süresi 173. Ayet

(2) Ahkamu'l Kuran (M. Ali Sabuni) C:1 Sh:119

(3) Kitabu'l Cehri (imam-ı razi) C:1 Sh:90

(4) Maide Süresi 54. Ayet

(5) Çağdaş Davetin Problemleri (Fethi Yeken) Sh:164

(6) Mebsut (imam-ı Serahsi) C:10 Sh:101

.