Toplumun gelişmesinde eğitim mi daha önemlidir sanat mı?

Böyle bir cümle üzerinden yapılacak tartışmanın getirisini hiç düşünmeden önce işaret edeceğimiz nokta şu olmalıdır. Düşünce tartımızın kefelerine koyacağınız her ne ise, onu "iyi bilmeniz" gerekir. Tartının bir kefesine "gelişimi" diğer kefesine de "önce eğitimi" koymak ve ardından eğitimi kaldırıp "sanat bırakmak..." en uygun yaklaşım olacaktır. Sonra karşısına geçip bakalım, hangisi daha yukarı kaldıracak gelişimi...

Bu sembolik anlatımından aklımıza gelen ilk soru, gelişim, gelişme nedir? Bir konuyu hakkıyla anlamak için evvela kelimeleri hangi manada kullandığımızı belirlemek yani sözlüğü denklemek lüzumludur. Bu ilkeden hareketle gelişim nedir, hangi yardımcı kavramları çağrıştırır, bu fark edilmelidir. Gelişim genel anlamda; "içinde bulunduğu hal" itibariyle, "bir önceki hale" göre "daha iyi", "daha istenilen" ve önceki duruma göre "nisbeten tercih edilen" bir vaziyet olsa gerekir. Buna o toplumda yaşayanların ortak aklı karar vermelidir. Bir kısım uç (marjinal) grubun değer yargısıyla belirlenecek bir durum değildir. Bir adım sonrası, bir adım öncesine göre hedefe daha yakın değil midir?

Etimolojik anlamda bakarsak "gelişim", "gelmek" ten türeyen bir kelimedir. Bir hareket var, bir yönelme var, önceki ve sonraki halden bahsedilebilecek bir pozisyon var ve bu herkesin gözleri önündedir.

Tarihte kılıç, ok ve mızrakla yapılan savaşlara "şimdi"nin penceresinden bakarsak, onları çok uzaklarda görürüz. Eskinin savaşları ile günümüz savaşlarında daha güzel gelişmeler oldu, insanlar daha vahşice yapıyorlar ne güzel bir gelişim diyemeyiz. Demek ki gelişim işin mantığıyla da ilgili.

Gelelim terazinin diğer kefesindeki "eğitim" kavramına. Zihinlerde oluşan düşünce nedir? Şahsen biraz mide işi gibi görünüyor bana. Neden bu benzetme gerek gördüm? Eğitim işin abc si, eğitim temel ihtiyaç, eğitim kök, eğitim asıl... Onunla çıkılır yola onunla aktarılır miras, onunla kalıcı kılınır mazi,

Eğitim geniş kapsamlı bir kelime. Her şeyin eğitimi olabilir. Sanat eğitimi, benden eğitimi, fizik eğitimi vs. çapı büyük bir kelime. Eğitim, okullarda mesleği "öğretmen" olanlar tarafından verilen, zil sesleriyle sınırlanmış eşit zaman aralıklarının bütünlüğünde biçimlenmiş, sınıf isimli mekanlarda yapılan birkaç konuşmadan mı ibarettir? Eğitimini akan herkes elindeki altın bileziğin sanatkarı veya zanaatkarı oluverir. Liselerimiz bir meslek lisesine hazırlık düzeyinde işlev görürken neyin eğitiminden bahsedebiliriz. Meslek kazandırma okulları olan üniversitelerimizden mezun olanlara hocaları tarafından verilen en büyük nasihat "biz size anahtar verdik, sizler bundan sonra bu anahtarla kapıları açacaksınız." Hoppala biz bu üniversiteyi kazanmak için bir yerlerimizi yırtalım. Siz de anlı şanlı üniversiteye "meslek" kazandırma kurumları deyiniz, olacak şey mi?

Sanat, eğitimin üstüne konulandır. Kemalat yani olgunluk, olmuşluk hissi veriyor. Daha çok kalp işidir sanki. Karnı doymuş bir insanın hissedebileceği latif, nahif, aziz bir duygu. Barınma amaçlı yapılan evlerin iç sıvası bir yana dış cephelerinin de değişik biçimler de bezenmesi da sanat damarlarıyla ilgilidir diyerek konuyu yarıda bırakalım şimdilik...