Hamd alemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur. Salat ve Selam, Hz. Muhammed (sav)'in, O'nun Ashabının, yolunda gidenlerin ve şehid gibi yaşayanların üstüne olsun.
Bu hafta kitaplarını okumaktan son derece zevk aldığım ve kendisine büyük saygı duyduğum bir hoca efendinin (1)yazmış olduğu bir kitabından (2) alıntı yapmak istiyorum.
İnsanların yegane Rabbi, Meliki ve İlahı Allah Teala (Azze ve )(3)Kendisine katıksız iman eden muvahhid mü'min kullarına şöyle emrediyor:
"Ey iman edenler, rüku edin, secdeye varın, Rabbinize ibadet edin ve hayır işleyin, umulur ki, kurtuluş bulursunuz. Allah adına gereği gibi clhad edin. O, sizleri seçmiş ve din konusunda size bir güçlük yüklememiştir, atanız İbrahim'in dinlinde olduğu gibi). O (Allah), bundan daha önce de, bunda (Kur'an'da)da sizi, "Müslümanlar" olarak isimlendirdi. Rasul, sizin üzerinize şahid olsun, siz de insanlar üzerine şahidler olasınız diye. Artık dosdoğru namazı kılın, zekatı verin ve Allah'a sarılın, sizin Mevlanız O'dur. İşte ne güzel Mevla ve ne güzel yardımcı. " (4)
Alemlerin Rabbi Allah Teala'nın emrini, ancak katıksız iman edip, O'na tam teslim olmuş olan muvahhid mü'min ve muttaki müslüman şahsiyetler dinler ve itaat eder... Bunun için Rabbiniz Allah, "ey iman edenler" diye iman etmiş ve imanlarına en büyük zulüm olan şirki karıştırmamış' (5) muvahhid mü'min kullarına sesleniyor.. Muvahhid mü'minler, katıksız iman sahibi olan şahsiyetlerdir... Katıksız iman, "La ilahe" yani, hayatımın üstünde egemen olan hiçbir güç tanımamak konusunda samimi ve ciddi olmak, "illallah" yani, hayatının üstünde Allah'dan başka hiçbir hakim gücü kabul etmeme konusunda sıdk-u sadakat içinde bulmak demektir. .. Alemlerin Rabbi Allah'dan başka hiçbir rab, melik ve ilah tanımamak katıksız imanın gereğidir... Varlığı ve hayatı, yalnızca Allah için olmalı ve Allah'a adanmalıdır... Allah'a katıksız iman eden muvahhid mü'min, yalnızca Allah'a itaat etmelidir... Allah'a, şirksiz iman edip, şirksiz itaat eden muvahhid mü'min, Allah'ın iman etmesini ve itaat eylemesini emrettiklere, Allah buyurdu diye iman ve itaat eder.., Allah'ın, "kendilerine itaat etme" diye beyan edilenlere asla itaat etmemek, muvahhid mü'minin kulluk görevidir...
Şöyle buyurur Rabbimiz Allah:
"De ki: "Allah 'a ve Rasulüne itaat edin." Eğer yüz çevirirlerse, şübhesiz Allah, Kafirleri sevmez." (6)
"Ey iman edenler, Allah'a itaat edin, Rasul'e itaat edin ve sizden olan emir sahihlerine de... " (7)
"Ey iman edenler, Allah'a itaat edin, Rasul'e itaat edin ve kendi amellerinizi geçersiz kılmayın."(8)
Rabbimiz Allah, kendisine, en son Nebisi ve en son Rasulü Muhammed (s.a.s.), bir de kendisine ve Rasulüne katıksız iman edip itaat ederek, Allah ve Rasulü'nün emirlerine göre Allah'ın kullarına muamele eden emir sahihlerine de itaat etmeyi emrediyor... Emir sahibleri, Allah ve Rasulü (s.a.s.)'in hükümlerine göre emrettikleri müddetçe kendilerine itaat edilir... Eğer onlar, Allah ve Rasulünün hükümlerinin dışına çıkar, Kur'an ve Sünnet'ten saparlarsa, onlara itaat edilmez.. İbn Ömer (r. anhuma)'dan, Rasulullah (s.a.s.) şöyle buyurur: "Ma'siyetle (Allah'a isyan etmekle) emrolunmadıkça (amirin emrini) dinlemek ve itaat etmek haktır (vacibdir). Masiyetle (Allah'a isyan etmekle) emrolunduğu zaman da (onları) dinlemek ve itaat etmek yoktur." (9)
Emir'ül-mü'minin imam Ali b. Ebi Talib (r.a.)'dan, Rasulullah (s.a.s.) şöyle buyurdu:
"Ma'siyet (Allah'a isyanı emretme) hakkında kula itaat yoktur. İtaat, ancak ma'ruftadır (İslam'a uygun olan emirlerdedir)" (10)
Rabbimiz Allah, kendisine isyan etmiş ve isyan edilmesini isteyip, isyanı emredenlere itaat etmemeyi kesinlikle emretmektedir... Yalnız Allah'a iman edip itaat, eden muvahhid mü'minler, Rabbleri Allah'dan gelen bu kesin emre hiç itiraz etmeden tam teslimiyetle uyarlar..
Şöyle buyuruyor Rabbimiz Allah:
"Kafirlere ve münafıklara itaat etme, eziyetlerine aldırma ve Allah'a tevekkül et. Vekil olarak Allah yeter." (11)
"Kalbini, Bizi zikretmekten gaflete düşürdüğümüz, kendi istek ve tutkularına (hevasına) uyan ve işinde aşırılığa gidene itaat etme." (12)
(Devam edecek)
Fi Emanillah
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
(1) Kul Sadi Yülsel
(2) Mihenk ve İdrak Sh:63
(3) Nas: 114/1-3
(4) Hacc: 22/77-78
(5) Lokman: 31/13 En'am: 6/82
(6) Al-i İmran: 3/32
(7) Nisa: 4/59
(8) Muhammed: 47/33
(9) Sahih-i Buhari, Kitabu'l-Cihad ve's-Siyer, B. 107, Hds. 163. Kitabu'l-Ahkam, B. 4, Hds. 8 Sahih-i Müslim, Kitabu'I-İmare, B. 8, Hds. 39 Sünen-i Ebu Davud, Kitabu'l-Cihad, B. 87, Hds. 2626 Sünen-i Nesei, Kitabu'1-Biat, B. 34, Hds. 4188
(10)Sahih-i Buhari, Kitabu Ahbari'l-Ahadi, B. 1, Hds. 12 Kitabu't-Ahkam, B. 4, Hds. 9 Sahih-i Müslim, Kitabu'1-İmare, B.8, Hds. 39-40 Sünen-i Ebu Davud, Kitabu'l-Cihad, B. 87, Hds. 2625 Sünen-i Nesei, Kitabu'1-Biat, B.3 4, Hds. 4187 Ayrıca bkz. Ahmed b. Hanbel, Müsned, C. l, Sh. 82,94,164
(11)Ahzab: 33/48
(12)Kehf: 18/28
.