SENEYE DERSHANELER KAPATILIYOR MU?

Başbakan, dershaneleri 2013-2014 eğitim öğretim
yılında kaldırmayı planladıklarını açıkladı. Başbakan bu açıklamayı yaparken üzerine basa
basa şöyle konuştu:Bundan kim gücenirse gücensin, kusura bakmasınlar. Bu
benim halkımın vatandaşımın ortak talebidir.?

Bu nokta şu hususun altını çizelim. Dershaneciliği
hizmet olarak algılayan camiaların yanında, bunu bir rant olarak görenler de
var. Bu iki kesimi birbirinden ayırmak gerekiyor. Dershaneciliği bir hizmet
olarak yapanların, ülkenin ve vatandaşın faydasına olacaksa ilk önce
kendilerinin dershanelerini kapatacaklarına inanıyorum. Hizmet duygusu da bu
fedakarlığı gerektirmektedir.

Başbakan dershaneleri de mağdur etmek istemiyor.
Diyor ki: ?Ey dershaneciler, eğer eğitime öğretime destek verecekseniz, okullar
kurun, sizden hizmet alımı yapalım. Bedeli neyse biz verelim. Sizi açıkta
bırakacak değiliz.?

Bakanlığın yaptığı çalışmaya göre, Türkiye
genelinde dershane sayısı 3 bin 961, özel okul sayısı ise 5 bin 269. Bu
dershanelere giden öğrenci sayısıysa 1 milyon 219 bin Sektörde dönen paranınsa
10 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor.

Rakamların ve sektörün büyüklüğüne baktığımızda
dershaneleri kaldırmanın zor bir iş olduğunu söyleyebiliriz.

Öncelikle tarafsız bir yorumla şu tespiti yapalım.
Okulların yettiği, dershaneye ihtiyaç duyulmadığı, üniversite giriş
sınavlarının olmadığı bir eğitim sistemi, mevcut sisteme göre daha doğru bir
sistem olacaktır.

Bir gerçek daha var: dünyada az sayıda ülkede
Türkiyedekine benzer dershane sistemi bulunuyor. Gelişmiş ülkelerin eğitim
sisteminde dershanecilik yok. Dershanelerin olmadığı birçok ülkede öğrenciler,
okullarının açtığı ve kar amacı taşımayan kurslarla daha fazla eğitim
alabiliyorlar.

Bizde öyle bir üniversiteye giriş sistemi var ki dershaneye
gitmeden sınavı geçmek çok zor gözüküyor. Yani eğitim şartları dershaneciliği
zorunlu kılmış..

Bu konuda,Türkiye Özel Okullar Birliği Genel
Başkanı Cem Gülan güzel bir tespitte bulunmuş. Demiş ki: Dershanelerin kalkması
için dershanelere olan ihtiyacın ortadan kalkması gerekiyor.

İşte asıl mesele bu.

ÖĞRENCİSİ TARAFINDAN BIÇAKLANAN
ÖĞRETMEN HAYATINI KAYBETTİ

İzmir?in Karabağlar İlçesi?nde 8?inci sınıf öğrencisi, 15
yaşındaki H.K. sabah okula geç kalır. O sırada sınıfta, Fen ve Teknoloji
öğretmeni 40 yaşındaki Rabia Sevilay Durukan vardır.

Rabia
öğretmen, öğrenciyi geç kağıdı alması için okul müdürüne gönderir. Bir gün
sonra aynı öğrenci yine okula geç kalır. Rabia öğretmen yapması gerekeni
yaparak öğrenciyi yine geç kağıdı alması için okul müdürüne gönderir.

Derse girebilmek için idareden geç
kağıdı alan H.K. kağıdı öğretmen Durukan?ın yüzüne fırlatıp, kendisini
bıçaklamakla tehdit eder.

Rabia öğretmen, öğrencisi tarafından tehdit
edildiğini okul yönetimine bildirir. Okul yönetimi de polise haber
verir. Şikayet üzerine okula gelen polisler, bir süre okulda kaldıktan sonra
ayrılır.

Öğrenci ders sonrası, okulun
yakınındaki evine gidip ekmek bıçağını alır. Annesine Kendimi de herkesi
de bıçaklayacağım diye bağırdıktan sonra hızla evden çıkarak tekrar okula
döner.

Başka sınıfta ders veren Rabia
Öğretmeni öğrencilerin gözü önünde bıçaklayarak, ağır yaralar. Şoke olan
öğrenciler çığlıklar atarken, yere yığılan Rabia öğretmen hastaneye kaldırılır.

Ancak
yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamaz. Bu paylaştığım olayın sonunda acı ve gözyaşı var. Ancak çıkarılacak dersler de
olmalı.

Eskiden öğretmenlerin öğrencilere şiddet uyguladığı
konuşulurdu, artık öğrenciler öğretmenlere şiddet uyguluyor. Eskiden veliler
öğretmenlere çocuklarını; ?Eti senin, kemiği benim? diyerek teslim ederlerdi,
şimdi en ufak bir sorunda veliler öğretmenin karşısına dikiliyor, hatta şiddete
baş vuruyor. Şiddet kimden gelirse gelsin kabul edilemez.

Bir yerde yanlışlık yapıyoruz. Bu yanlışlık
polisiye tedbirlerle düzeltilecek bir yanlış değil.

Andımızda geçtiği gibi; ?büyüklerimi saymak,
küçüklerimi sevmek?? İşte yitirdiğimiz
ve acil ihtiyacımız olan şey budur.. Saygı ve sevgi? Saygı ve sevgi? Saygı ve
sevgi?

KPSS?DEN 80 ALAN ÇIRAK
ARANIYOR

Bitlisin Tatvan
ilçesinde, 4 yıldır berberlik yapan Eren Erat, bir çırağa ihtiyaç duyar.

Berber Dükkanının camına
?Çırak aranıyor? diye bir ilan yapıştırır.

Buraya kadar her şey
normal. Ancak Dükkanın camına yapıştırılan ilanın içeriği herkesin dikkatini
çeker.

İlan aynen
şöyledir: Diksiyonu düzgün, KPSSden en
az 80 puan almış, yabancı dil bilen (Tercihen İngilizce) deneyimli çırak
aranıyor

İnsanı hem şaşkın eden
hem de düşündüren bir ilan.

Peki hiç müracaat eden
olmuş mu? İşte ilginç ilanı cama asan Berber Erat?ın cevabı:

?Vatandaş hem şaşırıyor,
hem tepki gösteriyor. Şimdiye kadar iş başvurusu için çok sayıda kişi geldi.
Kiminin şartları tutuyordu, kiminin şartları tutmuyordu ama ısrarla çalışmak
istediler. Bizim de şartları uymadığı için işe almadıklarımız oldu. Şartları
uyanlar ise asgari ücreti az buldukları için gelmek istemediler.?

Berber Erat da ilan
ettiği şartların adil olmadığını kabul
ediyor.

Bu şartlara sahip birini
yanında çalıştırmayı da vicdanın kabul etmediğini itiraf ediyor.

Ancak diyor ki: ?Bu
şartlarda olan ve halen işsiz kalanlar var. Bu şartları taşıyan ve bu tür bir
işe de ihtiyaçları olan kişilere bir nevi yardımcı olmak için bu tür bir şart
öne sürdük. Bir süre bu ilanımız ve çırak arayışımız devam edecek.?

İşte can alıcı nokta da
burası.

KPSS?den 80 alıp,
yabancı dil bilen, diksiyonu da düzgün nice gençler var ki; işsizler.

Sorun nerde?

Yorumu size bırakıyoruz.

RESMİ ARAÇTAN GELİN ARABASI OLUR MU?

Tül ve çiçeklerle süslenmiş, içinde damat ve gelini
bulunan bir gelin arabasına, yolda
giderken rastlamaktan daha normal bir şey olamaz.

Peki ya gelin arabası yapılan araç resmi
plakalıysa?Kamuya ait bir aracı, hangi hakla gelin arabası olarak
kullanabilirler?

Ankara caddelerinde yol alan resmi plakalı gelin
arabasını gören Başkentliler, bu anı cep telefonlarıyla kayda alırlar. Çekilen
fotoğraflar sosyal medyada paylaşılır.

Kamu
hizmetine tahsis edilen resmi plakalı otomobilin, özel amaçlı kullanıldığını
düşünen internet kullanıcıları, Facebook ve Twitter?dan olaya tepki gösterir.

Hatta bazı vatandaşlar, Cumhurbaşkanlığı ve
Başbakanlık İletişim Merkezi?ni arayarak,06 DT 4836 plakalı resmi hizmete
mahsus aracın gelin arabası olarak kullanıldığını şikayet ederler.

Ben de bu gelin arabasının fotoğraflarını facebook
hesabımda gördüm. Arkadaşlarım paylaşmış ve yorumları ile bu tabloyu tenkit
etmişlerdi.

Ancak olayın aslını kısa bir süre sonra öğrendim.
Ve arkadaşlarımı da uyardım. ?Gelin arabası yapılmış? dedikleri resmi araç
aslında gelin arabası değildi.

Resmi araçla ilgili gerçek şudur.

06 DT 4836 plakalı resmi araç, Ankara
Büyükşehir Belediyesi?ne aittir. Büyükşehir Belediyesi, düzenlenen bir törenle
Güdül, Bala ve Çubuk Belediyelerine makam aracı hibe etmiştir.

Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek?in de katıldığı teslim töreni için hibe
edilen araçlar gelin arabasına benzer
şekilde süslenmiştir. Tören sonrası yeni belediyelerine götürülen araçlar yolda
kameralar tarafından kaydedilince ortaya böyle bir tablo çıkmıştır.

Daha önce Malatya?nın Erenli Beldesi?nde belediyeye ait resmi
plakalı otomobil, gelin arabası olarak
kullanılmış ve
şoför Osman Avcı hakkında soruşturma açılmıştı.
Ceza olarak Osman Avcı?nın aylık ücretinin yarısı kesilmişti. Bu olay haber
olmuştu.

Çıkarılacak ders: 1-Facebook gibi ortamlarda
paylaşılan her haber ve fotoğrafa inanmayın. 2- Resmi araçlarla nereye gidip
geldiğinize, ne yaptığınıza çok dikkat edin.