Yazmak… Hiç kolay değil.Konuşurken bazı kelimeleri söylemeyip jest ve mimik hareketleriyle daha etkili anlatabiliyorken, yazı yazma konusunda ilkokul öğrencisinden farkımız yok. En son 8. sınıfta “yazma ödevi” aldığımda anneme yaptırarak, okulda birinci seçilmiştim.Yazmak istemiyormuyduk,yazmıyormuyduk,yazamıyormuyduk?
Su götürür tartışmalardır bunlar.Ancak değinmek istediğim nokta bize verilen,öğretilmeye çalışılan bilgiler ve düşünceler “sınavda çıkacak” sözcüğüyle pekiştirildiğinden, “haa o zaman soru olarak soruyorlarmı? Yok, o zaman salla be oğlummm…”
Yazı yazmayı,şiir okumayı bilmeyen, bir müzik aleti çalamayan, spor yapmayan, hitap etmeyi beceremeyen, dininden, tarihinden, kültüründen kopuk iki arada bir derede insanımsı canlılar yetiştiren bir eğitim sistemiyle karşı karşıyayız.Yanlış anlaşılmasın, kedi uzanamadığı ete mundar dermiş misali bu arkadaş da çok başarılı insanlara çamur atıyor, diyenler olabilir. Saat şuan gece yarısına beş var ve ben akşamdan bu yana belirli bir düzenle çalışıyorum.İnşallah hedeflediğim yeri kazanacağım. Mevzu ben değilim tabii.
Mevzu şu; eski zamanlarda okuyanlar için bilgili,kültürlü,oturup kalkmasını bilen edepli-adaplı insanlar akla gelirdi.Şimdi ise halkın hiç okumayan kesimi belkide öğrencilerdir.Bu eğitim cenderesi öyle bir yapı ki “düşünce” ciddi manada devre dışı. Düşünce; yorum, akıl yürütme yok…“Haa, pardon hangi formülü kullanacağız derken yorum yapıyoruz” diyecek kadar kafamızı kuma gömmediysek tabi ki.
Ara sıra sorası geliyor insanın “hayatımda nerede kullanacağım bu formülleri?” Mesela; biyoloji de solunum sistemi, sınavdan sonra kullanmayacağım.Sırf “sınav var” adı altında, açıkçası saçma fikirlerin empoze edildiği 6-18 yaş arası deneklerden başka bir şey değiliz.En sevmediğim özelliklerden biri “o olmasın, bu olmasın.” Sorarlar… “Ne olsun o zaman kardeşim?”diye.Benim düşünceme göre bu sistemden ziyade öğrenci yetiştirmeye öğretmen yetiştirmekten başlansın.Eğitim fakültelerinin puanlarına bir ayar çek, kaliteyi arttır.Öğretmen olmak için kitapları ve soruları ezberleyip girdiğimiz sınavlardan çok biraz sözlü algıya önem verecek şekilde sınavlar geliştirilmeli.Arttır maaşı, yıllık plan cart curt azalt, daha çok öğrenci endeksli çalış...
Ülkemizdeki eğitim “bak, devlet okutuyor” demek için yapılıyor bence.Tablet dağıtılıyor öğrenciye arka sırada okey oynasın diye. Sen “tablet ve bilgisayarın bilgi edinmek için bir araçtır” algısını aşılamadan tablet dağıtımı açıkçası güç gösterisidir. Yeteneklere göre meslek seçimi ve kariyer adımlamasına daha erken yaşta başlanmalı. Bu sayede öğrenci öğrendiğinin hayatta bir karşılık bulacağını bildiğinden daha bir istekli olacaktır. En azından bilgiye karşı bir açlık duygusu oluşabileceği kanaatindeyim.Belki de gelecek seneler buna benzer düşüncelerle yetişen öğrenciler olabilir.Ancak, bizde oyunun kuralı şimdilik buysa diklenmeden dik durarak “sınavda sorulacak” diye öğrenmek mecburiyetindeyiz.
Umut ediyorum ki gelecekte öğrenciler sadece soruların cevabını tartışmak yerine bilimsel makaleleri tartışacak kadar ufku geniş ve sığ düşünceleri aşmış olur...