Sahurdan sonra hemen uyuyor musunuz?

Ben yorgun olduğumda uykuya teslim oluyor ve sabah namazına kadar yatıyorum. Ya da ezanı bekleyip öyle uyuyorum.

Farz namazın, Farz orucun riyası olmaz. Namaz ve oruç, hepimize bir borç... Bu sebeple farz olan bir şeyi paylaşırken gösteriş kaygısı taşımıyorum.

Size şunu söyleyeyim; orucun ve ramazanın asıl tadını, sabah namazına camiye gittiğimde ve mukabele tuttuğumda tadıyorum.

Bu sebeple, bazen yorgunluğumu bahane edip tembellik yapsam da, sahur yemeği sonrasında, Camiye mukabele tutmaya gidiyorum.

İnsan yapması gerektiğini adam gibi yapmadığında, böyle ara sıra yaptığında da benim gibi, sanki bir marifet işlemiş gibi anlatıyor işte...

Bre gafil! Ramazan ayında sabah namazına camiye gidince, çok iyi bir şey yaptığını mı zannediyorsun?

Halbuki her Müslüman erkek, 5 vakit namazını kıldığı gibi, cemaatle namazı da ihmal etmemeli.

SABAH NAMAZINA CAMİYE GİDELİM

Resulullah Efendimiz (s.a.v) buyuruyor ki:

"İnsanlar, ezan okumanın ve birinci safta namaz kılmanın faziletini bilselerdi ve bunlara nail olmak için de kur'a çekmekten başka çare bulamasalardı, mutlaka kur'a çekerlerdi.

"Namaza camiye erken gitmenin faziletini bilselerdi, onun için aralarında yarış ederlerdi."

"Yatsı ve sabah namazını Cemaatle kılmanın sevabını bir bilselerdi, onlara sürünerek dahi olsa giderlerdi."

Sürünerek dahi olsa Sabah namazına camiye gitmek...

Nice yaşlılar, hastalar ve sakatlar, kalkıp geliyor camiye, sabah namazı için. Ya bizim gibi gafillere ne demeli?

Ramazan ayı, bu konuda da bizim için bir başlangıç olmalı. Uyanıp, kendimize gelmeliyiz.

Resulullah Efendimiz (s.a.v) buyuruyor ki:

"Kim sabah namazını camide kılarsa sanki gecenin tamamını namazla geçirmiş gibi olur."

SABAH NAMAZININ BEREKETİ

En mutlu olduğum günler, sabah namazına camiye gittiğim günlerdir. O günün huzur ve bereketi, bir başka oluyor.

Başta zorlanıyor insan, ağır geliyor tabi. Ama kalkıp abdest aldıktan sonra giyindiğiniz an, tüm ağırlık gidiyor.

Evin kapısından çıktığınız andan itibaren de sabah namazının nuru, her tarafınızı kuşatmaya başlıyor.

O gün, maddi manevi bereketli ve kazançlı oluyor. O gün hava bir başka güzel, ekmek ve su, başka bir lezzetli oluyor.

Bunu bilmeme rağmen, çoğunlukla bu nurdan mahrum kaldığım için, bu satırları yazarken utanıyorum. Allah affetsin beni.

Resulullah Efendimiz'in (s.a.v) bu konuda o kadar çok uyarısı var ki. İşte onlardan biri, gaflet uykusundan uyandıran bir manevi tokat gibi:

"Münafıklara sabah ile yatsı namazlarından daha ağır gelen hiç bir namaz yoktur. Halbuki insanlar, bu iki namazın cemaatinde olan sevap ve fazileti bilseler, emekliye emekleye, sürüne sürüne de olsa gelip camide hazır olurlardı."

Münafıklara ağır gelen namaz; sabah namazı...

ALLAH'IN HİMAYESİNE GİRELİM

Sabah namazını Camide kılanlar için ne büyük müjdeler var. Resulullah Efendimiz (s.a.v) buyuruyorlar ki:

"Farz namazların içerisinde, cemaatle kılınan sabah namazından daha üstün bir namaz yoktur. Kim ki bu namazı cemaatle kılarsa, Allah'ın affına mazhar olacağından hiç şüphem yoktur."

"Kim sabah akşam camiye gider gelirse, her gidip gelişinde Allah Taala o kimseye cennetteki ikramını hazırlar."

"Kim sabah namazını cemaatle kılar, sonra güneş doğuncaya kadar oturup Allah'ı zikrederse ve sonra kalkıp iki rek'at İşrak namazı kılarsa, bir umre sevabı alır."

"Sabah namazını cemaatle kılan, Allah'ın garantisi altındadır. Sakın bu kişinin hakkını yemeyin, kalbini kırmayın. Allah, ona verdiği garanti sebebiyle sizi hemen cezalandırır."

Bu garantiden mahrum kalmak da en büyük ceza değil midir?

Aile reisinin, ev halkını da namaza kaldırma sorumluğu var tabi.

Resulullah Efendimiz (s.a.v) kızı Hz.Fatıma'yı, Hz.Ali ile evlendirmiş. Düğünden sonra 6 ay boyunca, her sabah namazı vaktinde, kapılarına uğrayıp, sabah namazı için seslenmiş ve buyurmuş ki:

"Namaza kalkın ey Ehl-i Beyt, Allah günahlarınızı giderip sizi tertemiz yapmak istiyor!"

Allah kadınlarımıza namazlarını tam kılmayı, erkeklerimize de cemaatle kılmayı nasip etsin! AMİN!