Hamd alemlerin Rabbi olan Allah'a (c.c) mahsustur. Salat ve Selam, Hz. Muhammed (sav)'in, O'nun Ashabının, yolunda gidenlerin ve Tağut'u red edip Allah'a teslim olan muvahhidlerin üzerine olsun.
Allah (c.c) Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyuruyor. ''Sana indirilene ve senden önce indirilenlere inandıklarını ileri sürenleri görmedin mi? Tağut'a inanmamaları kendilerine emrolunduğu halde, Tağut'un önünde muhakemeleşmek istiyorlar. Halbuki şeytan onları büsbütün saptırmak istiyor. "(1)
Elmalılı Hamdi Yazır bu ayetin açıklamasını şöyle yapıyor. '' Sana indirilene ve senden önce indirilene iman ettiklerini iddia edenlere, dış görünüşe göre müslüman görünüp münafık olanlara baksana Muhakeme olunmak üzere tağuta, yani Allah'tan korkmaz azgın şeytana başvurmak istiyorlar. Halbuki "Kim tağutu inkar edip Allah'a inanırsa, muhakkak ki o, kopmayan sağlam bir kulpa yapışmıştır. Allah işitendir, bilendir."
(Bakara, 2/256) ayeti gereğince tağutu inkar etmek kendilerine emredilmiş bulunuyordu. Böyle iken tağutun mahkemesine gitmek istiyorlar. "Şeytan, onları derin bir sapıklığa düşürmek istiyor."
Bu ayetin indirilmesinin sebebi olmak üzere birkaç olay rivayet edilmiştir. Birçok tefsircilerin İbnü Abbas'tan rivayet ettikleri açıklamalarına göre bir münafık ile bir yahudi kavga etmişler. Yahudi yargılanmak için Hz. Peygambere başvurmayı, münafık da yahudilerin başkanı olan Ka'b b. Eşref'e gitmeyi teklif etmiş. Çünkü yahudi haklı, münafık haksızmış.
Halbuki Hz. Peygamberin ancak hak ve adaletle hükmettiği Ka'b b. Eşref'in rüşvete düşkün bulunduğu her iki tarafça bilindiğinden yahudi, Peygambere başvurmayı, münafık da Ka'b'a başvurmayı istiyormuş. Nihayet yahudi ısrar etmiş, Resulullah'a başvurmuşlar. Yahudinin lehine, münafıkın aleyhine (zararına) hüküm çıkınca münafık razı olmamış, "Haydi Ömer'e gidelim aramızda o hakem olsun." diye teklif etmiş. Hz. Ömer'in yanına varmışlar.
Yahudi, "Resulullah benim lehime hükmetti, bu onun hükmüne razı olmadı." diye anlatmış. Bunun üzerine Hz. Ömer münafığa "öyle mi?" diye sormuş. O da "evet" demiş. Bunun üzerine, "yerinizde durunuz, azıcık dışarı çıkayım, gelir hükmümü veririm." diyerek çıkmış, varıp kılıcını kuşanmış gelmiş ve derhal münafıkın boynunu vurmuş, işini bitirmiş, sonra, "Madem ki beni hakem yaptınız, işte Allah'ın hükmüne ve Resulünün hükmüne razı olmayan hakkında benim hükmüm budur." demiş.
Yahudi kaçmış. Bundan dolayı münafığın akrabaları Hz. Peygambere şikayet etmişler. Hz. Peygamber Ömer'i getirtmiş, olayı sormuş, o da, "Hükmünü reddetti ey Allah'ın elçisi" diye cevap vermiş. O zaman hemen Cebrail (a.s.) gelip, "Ömer, faruktur, hak ile batılı birbirinden ayırdı." demiş.
Hz. Peygamber (s.a.) de Hz. Ömer'e "sen faruksun" buyurmuştur. Bu durumda demek ki, tağut, Ka'b b. Eşref'e işarettir. Şa'bi'den nakledilen bir rivayete göre de bu münafık, hasmını Cüheyne kabilesinden bir kahine de davet etmiş, orada muhakeme olmuşlardı.
Süddi'nin açıklamasına göre de olay Kurayza oğulları ile Nadir oğulları arasında öldürülmüş olarak bulunan biri hakkında meydana gelmiş. Her iki taraftan müslüman olanlar Hz. Peygamber'e gidip yargılanmak istemişler. Münafıklar da bundan çekinip kahin Ebu Berdetü'l-Eslemi'ye başvurmakla yargılanma isteğinde ısrar etmişler ve ona gitmişlerdi.'' (2)
Muhammed Ali Sabuni bu ayeti kerime için şunları söylüyor. ''Bu Ayet inandığını iddia edip de sonra Allah'ın hükmüne razı olmayan kimsenin du¬rumunun hayret verici olduğunu ifade eder.
Buna göre manası şöyledir: Sa¬na indirilen Kur'an'a ve senden önce indirilmiş olan Tevrat ve İncil'e inan¬dığını iddia eden bu münüfıkların yaptıklarına şaşmıyor musun? Anlaşmazlıklarında Tağut'un önünde yargılanmak istiyor¬lar.
İbn Abbas şöyle der: Tağut, azgın Yahudilerden biri olan Ka'b b. Eşref¬tir. Aşırı derecede azgın ve Rasulullah'a düşman olduğu için kendisine bu isim verilmiştir.
Halbuki onlara, Allah'a iman etmeleri ve onun dışmdakileri inkar etmeleri emrolunmuştu.
Başka bir ayet-i keri¬mede şöyle buyrulmuştur. Kim Tağut'a küfredip Allah'a iman ederse, o, muhakkak en sağlam kulpa yapışmıştır. Şeytan ise, hak ve hidayetten sapmalarını güzel göstererek onları büsbütün saptırmak istiyor.'' (3)
Devam edecek
Fi emanillah.
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
(1)- Nisa Süresi 60. Ayet
(2)- Hak Dini Kur'an Dili C:3 Sh:21
(3)- Safvetü't Tefasir C:1 Sh:541
.