Bu hafta bir imparatorluğa başkentlik yapan şehir Roma'yı sizlere anlatacağım. Bazıları aşk şehri, bazıları ölümsüz şehir , bazıları Vatikan ve Papa'dan dolayı kutsal şehir dese de Roma bir tarih şehri olarak karşıma çıktı desem yalan olmaz.

DÜNYANIN EN ESKİ ŞEHİRLERİNDEN BİRİ

İtalya'nın başkenti olan bu şehir, kalabalık nüfusuyla dünyanın önde gelen şehirlerinden bir tanesidir. Aynı zamanda Roma dünyanın en eski şehirlerinden de bir tanesidir. Dünyada en çok turistin ziyaret ettiği hatta Türk turistlerinin Avrupa'da en çok tercih ettiği de bir şehirdir Roma ve İtalya yarımadasının bir çok noktası. Roma'yı kısa süreli tatil planlarına almamak gerektiğini Roma'ya gidince anladım çünkü 2800 yıllık şehri öyle 3-5 güne sığdırmak olmazmış. Çünkü şehrin tam havasını soluklayamadan buradan ayrılmak zorunda kalıyor insan, yolculuğumu 3 günlük ayarlamıştım fakat bu şehre 3 günün az geldiğini anladım ve tekrar bir plan yapmam gerektiğine dair kendime söz verdim buradayken.

Ve Roma yolculuğum İstanbul Atatürk Havalimanından THY tarifeli uçağı ile İtalya'nın başkenti Roma Fiumicino Havalimanına ulaşmamla başladı. Havalimanı şehre çok uzak bir noktada sayılmaz buradan şehre otobüs ile ulaştım. İlk olarak otele yerleşmek yerine eşyam fazla olmadığı için bu defa ilk olarak şehri gezmeye başladım. İlk olarak nereden mi başladım? Vatikan'dan. Biliyorsunuz Roma şehri aslında iki devletin de başkenti. Vatikan'a bu haftaki yazımda çok zaman ayırmayacağım çünkü tüm dünyadaki Katolikler için çok önemli bir şehir olan Vatikan başlı başına anlatılması gereken bir şehir.

DÜNYANIN YEDİ HARİKASINDAN BİRİ

İlerideki yazımlarımda Vatikan Özel adlı bir yazı yayımlayacağım.O yüzden Vatikan dışından Roma'ya doğru yolculuğa devam edelim. Ve Vatikan şehrinden Tiber Nehri kıyısından yavaş yavaş sonraki durağım olan Kolezyum'a otobüs ile geçtim.2007 yılında dünyanın yedi harikasından biri seçilmiştir Kolezyum. Doğal olarakta en çok ziyaretçi çeken bu yapıt bu şehrin önemli simgelerinden biridir.

Kolezyum , Türkiye'deki Antalya Serik'te bulunan Aspendos antik tiyatrosunu bana hatırlattı çünkü ikisi de Roma eseri olduğu için mimarileri benzerdi. Tabi Aspendos Antik tiyatrosu(20bin kişiliktir) günümüzde halen aktif olarak kullanılmasına karşın Kolezyum, günümüzde biraz yıkılmış çeşitli doğal afetlerde harap düşmüş ama yine de aslı korunmuştur ve bugün herhangi bir etkinlik için kullanılmıyor. Kolezyumun içinde Gladyatör savaşlarının yapıldığı bilinir. Kolezyumun yaklaşık 80 giriş kapısı vardır ve 50bin kişi kapasiteye sahiptir. Buranın çevresinde Roma forumu vardır. Kolezyumu inceleyip fotoğraf çekip tarihi hakkında bilinmeyenleri okuduktan sonra artık Roma şehrinde kaybolmanın sırası gelmişti. İtalya iklim olarak Türkiye'ye çok benzediği için havadan dolayı bir problemim olmadı.

PİZZA YEMEĞİ VE AŞK ÇEŞMESİ

Bu arada İtalya denilince yiyecek olarak aklımıza gelen ilk şeyler nedir desem? Hemen aklımıza pizza, makarna ve üstüne bir Roma dondurması gelir değil mi? E o zaman karnım acıktığı için önce bir pizza yemeği tercih ettim. 'Vera Pizza' adlı mekanı daha önceden araştırmıştım. Hemen burayı bulmaya koyuldum. Kısa bir tramvay yolculuğundan sonra mekana ulaştım ve bir margarita pizza yedim.

Gelelim artık turistlerin en çok ziyaret ettiği mekanların başındaki Trevi Çeşmesine(Fontana di Trevi) gittim Roma sokokları bir harikaydı her sokak sonu tarihi bir yapıya çıkıyordu. Trevi 'üç yol'anlamına gelmekteydi. Türkler ise bu çeşmeye Aşk Çeşmesi olarak adlandırmışlardı. Kısaca bu çeşmenin hikayesinden bahsetmek gerekirse, bu çeşmenin altında adından da anlaşıldığı üzere 3 yer altı suyu vardır ve burada birleşmektedir, kral ve askerleri ölmek üzereyken bu su burada belirir ve kral ve askerleri ölmekten kurtulur.

Yapımı 30 yıl gibi uzun bir zaman alan bu yapının üzerinde bir çok heykel bulunmaktadır. Ayrıca buraya gelen turistler bu çeşmenin önündeki havuza madeni para atarak dilek tutmaktadırlar ve biriken bu paralar zaman zaman toplanarak hayır kurumuna bağışlanmaktadır. Ben yaptım mı? Tabi ki de evet bir dilek tutup madeni para attım. Hani derler ya adet yerini bulsun.

ROMA DONDURMASI

Bu arada hemen çeşmenin karşısındaki mekanlarda bir Roma dondurması yemelisiniz tadı harika... Demedi demeyin. Buradan devam ederek İspanyol merdivenlerine(Piazza di Spagna) ulaştım fakat merdivenler bakımda olduğu için üzerinde oturamadım hemen kısa bir bilgi vermek gerekirse ben şahsen saymadım ama sayanlar olmuş bu merdivenler 137 basamaktan oluşuyormuş, sadece izleyip bol bol fotoğraf çektim. Önündeki küçük havuzun ismi Eski Gemi Çeşmesi (Fontana Della Barcaccia) bu yapının etrafında oturarak biraz dinlendim. Sonrasından geniş Roma sokaklarından gezerken yolum Pantheon tapınağına çıktı. Pantheon; 'Bütün' anlamına gelen 'Pan' ile 'Tanrılar' anlamına gelen 'Theoi' sözcüklerinin birleşmesi sonucu oluşan 'Bütün tanrılara adanmış tapınak' adlı mekan görülmeye değerdir. Bu tapınak bugün kilise olarak kullanılıyor, ve bu tapınağın bugün bile sırrı çözülememiştir, hatta dünyanın bugün en büyük kubbesi bu tapınaktadır. Kubbenin yerden yüksekliği ve yarım kürenin çapı 43metre uzunluğundadır.

Raphaello ve İtalya'nın kurucusu Vittorio Emmamuel'in de mezarları bu heybetli yapının içerisinde bulunmaktadır. Sokaklarda gezerken bir de bakmışsınız Venezia Meydanındasınız. 'Piazza Venezia' Bu meydan muhteşem ve muhteşem olduğu kadar büyüleyici de. Buradaki anıt ve Sarayı da ziyaret edebilirsiniz. Dedim ya Roma sokakları hep tarih , burada sanki Romalılar döneminde gibisiniz. Mesela her cadde sonunda ve meydan başında mutlaka bir dikili taş görmeniz mümkün.

AÇIKHAVA MÜZESİ

Roma meydanları , caddeleri ve sokakları sanki bir Açıkhava müzesi gibi. Tarihi seviyorsanız mutlaka bu şehre uğramalısınız. Roma caddelerinde dünyanın en önemli markalarını görmeniz mümkün. Yine makarna ve pizzanın binbir çeşidini burada bulabilirsiniz. Her bütçeye uygun kafe ve restoranları var fakat turistten fazlaca nasiplerini aldıkları için çoğu mekanın yiyecek içecek ücretleri biraz yüksek gelebilir. Bu arada burada kalacak yer de sorun değil ben Roma'nın biraz dışında bir otelde kaldım. Roma merkez ile otelim arasında tek otobüs hattı yoktu, 2 otobüs ile merkeze gidip gelebiliyordum veya 1 otobüs 1 tramvaya binerekte aynı şekilde gidebiliyordum.

Şehir içi ulaşım problemi yok, Roma'da çok fazla sayıda Afrika vatandaşı bulunuyor bu insanlar bir şekilde buraya gelmişler ve burada hayatlarını sürdürüyorlar. Çoğu sokak satıcısı Afrikalı, yine kurulan pazarlarda pazarcılar genellikle Afrika kökenli insanlar. Son olarak Roma ve Vatikan'ı gezmek isteyenlere bir kitap tavsiyem olacak Dan Brown'un orijinal adı 'Angels and Demons' olan 'Melekler ve Şeytanlar' kitabını mutlaka okuyarak Roma'ya gitmelisiniz. Yine aynı romanın filmi de çekildi onu da izleyebilirsiniz. Tabi unutmayın kitabın verdiği tadı hiçbir film vermez. İnanın gezinize çok şey katacaktır.

Roma İmparatorluğuna başkentlik yapan bu görkemli şehir görülmeye değerdir, diyerek sözlerimi burada sonlandırmak istiyorum.

Haftaya görüşmek üzere, esen kalın.

Her türlü görüş ve önerileriniz için;

E-posta; [email protected]

Sosyal medya takip;

www.instagram.com/yoldaki_gezgin/