Tefekkür, insana mahsus bir özelliktir. İnsan, tefekkür sayesinde diğer varlıklardan ayrılır ve üstün olur. Tefekkür kelimesi Arapça da fekere fiilinden türemiştir. Herhangi bir konu hakkında derin düşünme ve işin şuuruna varma anlamlarına gelir. Tefekkürün zıddı, ?fikirsizlik ve düşüncesizliktir?. Kur?an-ı Kerimin ilk inen ayetleri bildiğiniz gibi ?OKU? ile başlayan ayetlerdir. Oku kelimesinin içerisinde hem ?okumak? hem de ?anlamak ve yorumlamak? vardır.(Günümüzde kullanılan bir söz vardır,biliyorsunuz.Örneğin şöyle denir:?Falan kişi olayları iyi okuyor?.Yani iyi anlıyor ve iyi yorumluyor.)

Tefekkürde dikkat etmemiz gereken hususlar şunlardır:

1-)Bakmak değil,görmek ve düşünmek,

2-)Allah?ın büyüklüğünü anlamak,

3-)Tefekkürün sonuçlarını davranışlarımıza yansıtmak,

4-)İlmi buluşlar elde etmek,

5-)Varlıkların yaratılış gayesini çözmeye çalışmak,

6-)Her varlığın Allah?ın bir eseri olduğunu anlayıp onları korumak ve zarar vermemek.

Öncelikle Kur?an üzerinde düşünmek yani tefekkür etmek:?Eğer biz, bu Kur?an?ı bir dağa indirseydik, elbette sen onu Allah korkusundan başını eğerek parça parça olmuş görürdün. İşte misaller Biz onları insanlara düşünsünler diye veriyoruz.?(Haşr-21).Başka bir ayette ise Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor:?Onlar Kur?an?ı düşünmüyorlar mı? Yoksa kalplerin üzerinde kilitleri mi var?.?(Muhammed-24) Yüce Allah Kur?an-ı insanlar okuyup öğüt alsınlar diye kolaylaştırmıştır. Ayet-i kerimede şöyle buyruluyor:? Andolsun biz, Kur?anı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Var mı düşünüp öğüt alan??(Kamer-17)

Sevgili Peygamberimiz (sav) Kur?an üzerinde çok tefekkür ederdi. Hatta gece kalkıp Kur?an okuması ve üzerinde düşünmesi Yüce Rabbimizin bir emriydi.Resulullah?ın (sav) tefekkür etmesi ile ilgili bir çok ayet vardır.Bir rivayette şöyle buyruluyor: İki kişi Hz. Âîşe (r.a)ı ziyaret etmişler. Onlardan biri, Hz. Muhammed (s.a.s)de gördüğünüz etkileyici bir şeyi bize anlatır mısınız? deyince, Hz. Âîşe (r.a) şöyle demiştir:Resulullah (s.a.s) bir gece kalktı, abdest alıp namaz kıldı. Namazda çok ağladı. Gözlerinden akan yaşlar sakallarını ve secde esnasında yerleri ıslattı. Sabah ezanı için gelen Hz. Bilâl (r.a):Ya Resulellah (s.a.s) Geçmiş ve gelecek bütün günahlarınız affedildiği halde, sizi ağlatan nedir? deyince, O: Bu gece Yüce Allah bir ayet indirdi. Beni bu ayet ağlatmaktadır dedi ve ayeti okudu:Göklerin ve yerin yaratılışında, gecenin ve gündüzün gidip gelişinde elbette aklıselim sahipleri için ibret verici deliller vardır? (Âl-i İmrân, 190).

Ondan sonra Resulullah (s.a.s): Bu ayeti okuyup da üzerinde tefekkürde bulunmayan, düşünmeyen kişilere yazıklar olsun dedi.

İnsan çevresine bakıp tefekkür ettiğinde Yüce Rabbimizin ne kadar kuvvet ve kudret sahibi olduğunu görecektir.Baktığı her şeyi, yediği her yiyeceği tefekkür ederse aynı zamanda şükür görevini de yerine getirmiş olur.Portakalın içi nasıl el değmeden dilim dilim oluştuğunu, narın içindeki tanelerin nasıl boncuk gibi dizildiğini,suyun ne kadar değerli bir nimet olduğunu,güneşin,ayın,yıldızların nasıl mükemmel bir programla çalıştığını tefekkür etmelidir.

Resulullah?ın (sav) ?İnsan kendini tanırsa Rabbini de tanır? buyurduğu gibi insan önce kendini tanımalı ve eşsiz bir sanat eseri olan vücudunu tefekkür etmelidir. Örneğin: İnsan burnu,binlerce değişik kokuyu birbirinden ayırt eder.Taze ekmeğin,bahçedeki çeşit çeşit güllerin,yeni biçilmiş çimenlerin,yağmurdan sonraki toprağın,yeni toplanmış sebze ve meyvelerin kokusunu ve buna benzer yüzlerce kokuyu duyabilmemiz Allah?ın bir nimet olarak verdiği burnumuza borçluyuz.

Şairin dediği gibi:?Allah?ım o kadar büyüksün büyük, büyüklük kelimesi bile senin yanında kalır küçük?.

Ve şu ayeti hiç bir zaman aklınızdan çıkarmayın: Onlar ayakta, oturarak ve yanları üzerine yatarken Allahı anarlar, göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde tefekkür ederler (düşünürler). Rabbimiz (derler), bunu boş yere yaratmadın, sen yücesin, bizi ateş azabından koru.. (Âl-i İmrân, 191).