Küçüktüm, küçücüktüm. Otobüslerde sigara kullanmanın serbest olduğu ilkel yılların birinde, şehirden kasabamıza sefer halindeki magirus marka otobüsün içinde bulunan üç pasif içiciden biriydim annemin kucağında? Kesif bir koku ve gözleri yakan sigara dumanı altında sürerken yolculuğumuz, ben aktif içicilerin tümüne bildiğim bütün kötü sözleri savuruyordum içimden. Ön koltukta oturan terzi Feryoz amca ısrarla beni kucağına almak istiyor, çekiştiriyordu elimden kolumdan? Şoför mahallinde olma cazibesine rağmen gitmek istemiyor, anneme sarılıyordum. Sonunda ufak tefek, kara kuru, avurtları çökmüş Feryoz amcanın kucağında buldum kendimi. Sol elindeki sigarasından, bütün bronşlarına ulaşacak yudumlar çekiyor, neredeyse bir dakika sonra çıkarttığı dumanını üzerime boca ederek seviyor, türlü şirinlikler yapıyordu kalın siyah gözlüklerinin ardından... Rahatsız olduğumu, midemin bulandığını çeşitli şekillerde ifade etmeme rağmen, virajlı toprak yolda sarsılarak ilerleyen otobüsün otuz beş aktif içici yolcusunun ve Feryoz amcanın umurunda olmadı dakikalarca?

Sonunda gözüm karardı, tüm kaslarım çözüldü ve Feryoz amcanın üzerine kustum boylu boyunca. Gömleği, hırkası, pantolonu berbat olmuştu? Utancından kıpkırmızı kesilmiş anneme uzatırken beni, belli belirsiz ?Bunu hak etmiştim, bunu hak etmiştim? diyordu. Otobüste yayılan kusmuk kokusunun sigara kokusundan çok daha iyi olduğunu düşündük biz pasif içiciler?

Sigaraya bağlı akciğer kanserinden öldüğünde Feryoz amca, ilkokul 2.sınıftaydım?

?.

Sigaradan nefret ediyor olmama rağmen, ilk sigara deneyimimi kilometreler süren okul yollarında, gazete kâğıdına sararak hazırladığımız kuru kızılağaç yaprakları ve mısır püsküllerinden oluşan, parmak kalınlığındaki el yapımı sigaralarımızla yaşamıştım.

Paramız olsa da sigara alamazdık herhangi bir bakkaldan. Ya bakkal amca kızardı, ya da Ateş Emine görür ve sonunda duyardı öğretmen?

Yol kenarlarında bulduğumuz yüzlerce izmaritin tütününü boşaltarak yaptığımız sigaralar, çocukluk aklımızla algılayamadığımız daha iğrenç bir hal almaya başlamıştı. Sigara içen birkaç kişiydik sınıfta ve okul çıkışında sürekli izbe yerlerde, dere kenarlarında buluşur olmuştuk onlarla?

Sıra arkadaşım Ömer, temiz ve titiz bir çocuktu. Hiç katılmadı buluşmalarımıza. Kötü koktuğumu söylüyordu ısrarla. Birçok sırrımı da biliyordu; sıra arkadaşı demek, sırdaş demekti zira?

Sıra arkadaşım Ömer olmasaydı, Ateş Emine ispiyonlamasaydı, güzel bir dayak yemeseydim Hasan öğretmenimden; uzun yıllar yine nefret etmeyecektim sigaradan.

Ömer, düzenli ve tertipliydi. Bana bu yönüyle katkısı oldu hep. Bense Matematik, Fen ve Türkçede sınıfın iyilerindendim. Çalışkan ve gayretli sıra arkadaşıma bu alanlarda faydalı olurdum. Bakkal Ferhat amcadan öğlen paydoslarında aldığım ekmek arası helva ve ?Ankara Kola?yı, sıra arkadaşım Ömer?le paylaştım çoğu zaman?

Başlangıçta özenerek kurşun kalemle çizdiğimiz masa üstü sınırlarımız üzerinde çeşitli ihlallerden doğan anlaşmazlıklarımız olsa da, keyfini çıkarırdık bu ulvi paylaşımın. Fısır fısır konuşmalarımızın, sonu kahkaha patlamasıyla biten kikirdemelerin, sihirli mekânıydı (çiftli) sıramız. İletişimde mahrem mesafe denilen alanda bulunmasından büyük keyif alırdık birbirimizin. Sıra arkadaşımın sıra arkadaşlığı, sıradan bir arkadaşlık değildi zira?

Lise son sınıfa kadar ağzıma bile sürmediğim sigarayı, raconuyla içen, hangi eliyle ağzının ne tarafında, olursa bilmem hangi artiste benzeyen arkadaşlarım sayesinde tek tük içer oldum. İçtikçe nefretim azaldı ve sonunda paketi kendim satın aldığımda, artık adam olduğumu düşünüyordum. İçtikçe vücudumda anormallikler olduğunu fark etsem de, şiddetli mide ağrıları çeksem de aldırmıyordum. ?Atın ölümü arpadan olsun?du, ?Bize bir şey olmaz? dı? Zamanla daha da arttı sigara tüketimim ve mide ağrılarım?

Bilimsel araştırmalar, sigara içenlerin on yıl içinde mutlaka dört organdan birinde ciddi bir rahatsızlık ortaya çıkacağını söylüyor; akciğer, mide, kalp ve beyin yoğun nikotin ve benzeri zehirli maddelere uzun süre tahammül edemeyip iflas eder diyordu?

Nitekim üniversite son sınıfta ağır bir mide kanaması teşhisi ile hastaneye kaldırıldığımda, orada bulunan hastaların çoğunun benim gibi () ?Kahraman Türk yatandaşları? olduğunu, aciz hallerine rağmen sigaradan vazgeçmek niyetinde olmadıklarını görüyordum. Sigara ve mide ağrılarım askerde de devam etti. Ve nihayet, öğretmenliğimin ilk yılında, Tunceli?de ikinci kez mide kanaması ve ciddi bir ameliyatla sonlandırdım sigara ile birlikteliğimi? Yaşadığım acı sağlık tecrübesi bir yana, sigaranın sosyal ve toplumsal zararlarını üzüntüyle gözlemlemekteyim yıllardır.

Kişiyi en yakın dostlarından ailesinden uzaklaştırıyor, bireyselleştiriyor, ürkek ve cesaretsiz yapıyor, dayanıksız bir muhayyile ile toplum nazarında, zayıf iradeli, kendine güvensiz yapıyor; içtiği sigaranın dumanından etkilenen tüm insanların ve (sigarayı satın alarak ülke ekonomisine verdiği zararla,) tüm yurttaşların hakkını düşünmeden yiyebilen umarsız kişilere dönüştürüyor sigara, içenlerini?

Sosyal hayatımızın bozulmasında, kültürümüzün, bizi biz yapan değerlerin kaybolmasında sigaradan daha masum olmayan bir vakıa da tekli sıra?

Kurtuluş savaşı ve cumhuriyet tarihimiz boyunca, bizi bir arada tutan; onlarca ekonomik krize rağmen diri kalmamızı sağlayan; yardımlaşma duygumuz, paylaşımcı yönümüz, inançlarımız değil mi? Düşküne, garibe merhamet etmek, güçsüzün yanında olmak, Türk toplumunun soyunda var olan erdemler değil mi?.

Çocukluğumuzun çift kişilik sıraları, vazgeçilmez değerlerimizi yaşatma misyonunu yerine getirdi yıllarca. Paylaşım orada başladı, dostluk orada?

Tekli sıra ise; bireysellik, ötekileştirme, asla paylaşmama, içine kapanıklık, anti sosyallik, gerginlik ve depresif mizaçlarla birlikte girdi hayatımıza bodoslama? Gün boyu önündekinin ensesine bakan çocuğun, insanların arkasından konuşmayı huy edinmesi, anormal midir sizce ya da kendinden başkasının derdiyle dertlenmemesi?...

Beden ve ruh sağlığımız için, eski günlerdeki gibi yardımlaşan, iletişim kuran, hak ve hukuka riayet eden toplum olabilmemiz için; önce ve mutlaka sigaradan uzak durmalı, eğitim öğretimde ise tekli sıra uygulanmasını yeniden gözden geçirmeliyiz.

?.

Bizi dünya halklarından ayıran güzelliklerimiz, önemsemediğimiz detaylarla birlikte günbegün kayboluyor?