UYUMADAN ÖNCE MUTLAKA OKUYUN

Hz.Peygamber (s.av.)Bakara suresinin son iki ayetinin okunmasına çok önem verirlerdi.

?Her kim geceleyin yatmadan önce Amener-resuluyu okursa,bu iki ayet o kişiye yeter buyururlardı.?

Hz.Ömer de şöyle buyurur: ?Amener-resuluyu okumadan uyuyan adamın aklına şaşarım.?

Peygamber efendimizin güzel bir hatırası olarak yatsı namazından sonra camilerimizde Bakara suresinin son iki ayeti okunur. Halk arasında Amener-resulu olarak isimlendirilen bu iki ayeti kerimeyi yatmadan önce okumayı alışkanlık haline getirmek, kişiye nice manevi sırlar kazandırır.

KİMİ TARİH OLUR,KİMİ DE TARİHE KONU

Gazneli Mahmud?un çok sevdiği adamı Ayaz?ı kıskanan bazı beyler sultana şu şikayette bulunmuş: -Sultanım,bu adamın ne marifeti var ki,ona otuz kişinin maaşı kadar maaş veriyorsunuz?

Gazneli Mahmut bu şikayet karşısında sessiz kalır.Birkaç gün sonra o beyleri de yanına alarak ava çıkar.Uzaktan bir kervanın geçmekte olduğunu görürler.Sultan beylerden birine emreder: -Git sor bakalım, bu kervan nerden geliyor?

Bey atını sürüp gider. Az sonra gelir: -Kervan Rey şehrinden geliyormuş sultanım,der. Sultan: peki nerden geliyormuş? deyince, susup kalır.

Bunun üzerine Hükümdar bir başka beyi gönderir -Sor bakalım , kervan nereye gidiyormuş? O da gider gelir:-Efendim,kervan Yemen?e gidiyormuş, der. Sultan:Peki yükleri neymiş? diye sorunca susup kalır.

Gazneli Mahmut,tam otuz bey gönderir bu şekilde.Kervandan bilgi getirmek için giden beylerin aldığı neticeler tatmin edici değildir.

Son olarak sultan Ayaz?ın çağrılmasını ister. Ayaz gelir.Olup bitenden haberdar değildir. Sultan emreder:-Ayaz,şu uzaktan geçen kervana git öğren bakalım nerden geliyor?

Ayaz,özür dileyerek saygıyla şunları söyler: -Efendim,kervanı görür görmez sizin soracağınızı tahmin ettiğim için gidip gereken her şeyi öğrenmiştim. İzin verirseniz,gereken malumatı verebilirim.Ayaz sultanın sorduğu bütün soruları cevaplar. Diğer beyler Ayaz?ın cevapları karşısında mahçup olurlar. Ayaz tek başına otuz beyin getiremediği bilgileri getirmiştir. Hem de hükümdarın merak edip soracağını önceden tahmin etmiştir. AYAZ ?ı kıskananlara verdiği dersin huzuruyla Gazneli MAHMUD yoluna devam eder.

HİSSE: Kimse vazgeçilmez değildir. Herkesin yeri tabi ki dolar. Ancak kimi tarih olur, kimi de Ayaz gibi Tarih?e konu olur. Kaliteli eleman kolay yetişmiyor. Bunları kazanmak zor, kaybetmek kolaydır. Kazanmak için ve iyi elemanı kaybetmemek için de ,Sultan olmak gerekiyor.

NEDEN KORKUYORUZ?

o:p>

?1-İnsanların çoğu kaybetmekten korktuğu için sevmekten korkuyor...

2-Sevilmekten korkuyor,kendisini sevilmeye layık görmediği için...

3-Düşünmekten korkuyor,sorumluluk getireceği için...

4-Konuşmaktan korkuyor,eleştirilmekten korktuğu için...

5-Duygularını ifade etmekten korkuyor,reddedilmekten korktuğu için...

6-Ve ölmekten korkuyor, aslında yaşamayı bilmediği için... ?

o:p>

HASBİHAL:

Kaybetmekten korkma can. Dünyada kaybetmek yok.Yeter ki doğru ol. Sevmekten korkma can,sevginin gerçek sahibini biliyorsan? Sev , sevil. Sevilmekten korkma can, bil ki Yaratan seni sevmiş te yaratmış.

o:p>

Düşünmekten korkma can, düşüncen seni farklı kılar. Susmayı bildiğin gibi konuşmayı da bil. Umutsuz olma, hak söz mutlaka hedefini bulur. Sahibin seni severse dünya seni reddetmiş zararı yok. Sen niçin yaşadığını bil can, neden yaşadığını bil yeter?

o:p>

UZUN YAŞAMANIN SIRRI

Konağın sahibi,yüzüncü doğum günü nedeniyle dostlarına yemek veriyordu. Masadaki davetlinin biri sordu: ?Bunca sene sağlıklı yaşamanızın sırrı nedir??

Yaşlı adam güldü ve şöyle cevap verdi: ?Eşimle evlendiğimizde önemli bir karar almıştık.Tartıştığımızda kim hatalı ise sokağa çıkacak ve öfkesi geçinceye kadar açık havada kalacaktı. Ben bu yetmiş yıllık evliliğin büyük bir kısmını açık havada geçirdim.Uzun yaşamamın sırrını da açık havada bulunmak olarak açıklayabilirim..?

İstanbul mezarlıklarının birinde, karı-kocanın yattığı bir mezarın taşında şu cümlenin yazdığını söylemişlerdi: ?Biz hayatımızı ve her şeyimizi paylaştık. Bize bir Fatiha okuyun yeter. Onu da paylaşırız.

Bana uzun ve mutlu bir yaşamın sırrı olarak şunu öğretmişlerdi: Paylaşmak. Eşle, dostla, arkadaşla paylaşmak.Ve fark ettim ki, sevinçler paylaşıldıkça çoğalıyor, acılar da paylaşıldıkça azalıyor.