Dün okullar açıldı. Bu yıldan itibaren öğrenciler yeni sisteme göre yetiştirilecek. Diğer tarafta yeni sistemle ilgili tartışmalar artarak devam ediyor.

4+4+4 eğitim sistemine, Mobilyacılar Odası Başkanı Özcan Ayhan da, eleştiri getirmiş.

Yeni sistemin çıraklığı tamamen ortadan kaldıracağını söylemiş.

Başkan Ayhan?a göre; ?Yeni eğitim sistemi, mobilya sanayiini vuracak.?

Başkan Ayhan ?ın eleştirisini , İnegöl sanayisinin geleceği açısından dikkate almak gerekiyor.

Bu eleştiri de iki hususun gözden kaçtığı söylenebilir.

Birincisi: öğrenci son 4 yılı açıktan okuyabilir.

Bu da gençlerimize, hem sanayide çalışma hem de okuma imkanı sunuyor.

Ancak velilerimizin kaçta kaçı bu bilince sahip?

İkincisi: yeni sistem en çok meslek liselerine yarayacak bir düzenlemeye sahip.

Meslek liselerinin güçlenmesi en çok sanayiye yarayacaktır.

Ancak meslek liseleri teorik bilginin yanında, pratik bilgi verme konusunda ne kadar etkin? Tartışılır.

Sanayide eleman ihtiyacı var mı? Var.

İhtiyacın giderilmesi için eğitim çalışmaları yapılıyor mu? Yapılıyor.

Örnek verelim.

Halk Eğitim Merkezimizde dikiş konusunda ve koltuk döşemeciliği konusunda eğitimler veriliyor.

Bunun gibi Halk Eğitim Merkezinde ve İsmek?te bir çok mesleki kurs var.

Bu eğitimler, direk İnegöl sanayisine yansıyacak eğitimler.

Peki, bunca imkana ve eğitime rağmen, neden her geçen gün sanayimizin eleman ihtiyacı artış gösteriyor?

Diğer soru: İnegöl?de işsizlik az mı? Evet, az.

Şöyle bir sanayiden geçin. Bir çok firmanın camında; ?eleman aranıyor? ilanı var.

İnegöl?de bunca eğitim ve iş imkanı varken sorun nedir?

İnsanımız artık iş seçer oldu.

İşsizimiz, artık öyle her işi beğenmiyor.

Diğer sorun da: istihdam.

Vergiler, sigorta mükellefiyeti, ekonomik sorunlar istihdamı olumsuz etkiliyor.

Her zaman eğitimden yana olduklarını belirten Ayhan, En güzel eğitim, işyerlerinde verilen, ustaların öğrettiği şekilde oluyor. Kara düzen belki, ama en güzeli de bu.? Demiş.

Başkan Özcan?ın bu ifadeleri her şeyi anlatıyor aslında.

Eğitimi savunurken, diğer tarafta da bu iş böyle yürür diyoruz.

Büyük bir tezata düşmüyor muyuz? Eğitim camiası penceresinden baktığınızda bir tezat olduğu söylenebilir.

Ancak Sanayinin içerisinden olaya baktığınızda tezat değil ihtiyaç ön plana çıkıyor.

Sanayici; çıraklık, kalfalık, ustalık sisteminin iş başında yürümesini, eğitimin tezgahtan geçmesini savunuyor.

Kimi şöyle düşünebilir: ?Sırf mobilyacıya çırak olsun düşüncesi ile Lise eğitimi almasını istemediğimiz çocuklarla İnegöl?ü Türkiye?nin başkenti yapamazsınız.?

Bu noktada bir hususu masaya yatırmak gerekiyor: Herkes okumak zorunda mı?

İlk iki halkanın; 4+4? ün zorunlu olmasını anlıyoruz. Ancak eğitim sistemindeki son 4?ün serbest bırakılması her yönden daha uygun olacaktı diye düşünüyoruz.

Başkan Ayhan?ın İnegöl mobilyası adına taşıdığı kaygıları böyle bir uygulama giderecektir.

İnegöl sanayisinden bahsetmişken?

Farklı bir konunun altını çizelim:

Çalıştırdığı işçi ve personele köle muamelesi yapanlar her zaman kaybetmeye mahkumdur.

Kurum sahipleri her vesile ile: ?Kalifiye elamana ihtiyacımız var.? demiyorlar mı?

Samimi olalım.

Zaman eğitilmiş insanların zamanı.

Çağ: teknoloji çağı.

Vizyonumuz, eline zımpara alacak çocuklarla sınırlı olmamalı.

Vizyon dediğimiz şey daha büyük hedefler ister.

Yenilik gibi?

Gelişim gibi?

Arge gibi?

Kurumsallaşma gibi?

Markalaşma gibi?

Kalite gibi?

İnegöl?de bu konularda örnek alınacak firmalar yok mu?

Elbette var.

Önümüzde Çilek gerçeği duruyor mesela?

Ayrıca bitirilmek üzere olan Eğitim kampüsünü, sanayimizin ihtiyacı doğrultusunda iyi değerlendirmeliyiz.

Demek istediğim şudur: Yeni sistemi eleştirdiğimiz gibi, bu sistemi sanayimiz açısından lehimize çevirmenin yollarını aramalıyız.

Bunun da ilk adımı: mesleki eğitim yatırımlarını arttırmaktan ve sanayimizde istihdamı sağlamaktan geçiyor.