İnegöl İmam Hatip Lisesine tayinimin çıktığı o yıllarda ilk olarak ismini duyduğum değerli kişilerden biriside Nusret VARDAR hocamız oldu.O dönem ki öğretmen arkadaşlarım beni tanıştırmaya götürdüler.O yıllarda Hocamız emekli olmuş ve kendisine bir konfeksiyon dükkanı açmıştı.Hocamızın dükkanı bir ticaret yerinden çok ilmi konuların ve sohbetlerin yapıldığı bir mekandı adeta.

Ben de o dükkana gitmiş,hocamla tanışmış ve ellerini öperek o güzelim sohbetini dinlemiştim.Nusret Hocamız hakikaten ilmi derinliği olan bunun yanı sıra sohbeti hoş,anlatımı tatlı bir hocamızdır.(Allah kendisine hayırlı uzun ömürler versin).

Nusret Vardar hocamızın çok önemli yönleri vardır.İmam Hatip Okullarının sayısının bir elin parmak sayısını geçmediği yıllarda İstanbul İmam Hatipten mezun olan ilk öğrencilerdendir. Bursa İmam-hatip Lisesinde öğretmenlik yapmış daha sonrada İnegöl imam Hatip Lisesinde müdürlük yapmıştır.

İnegöl'de yaşayıp da Nusret Hocamızı tanımayan yoktur diye düşünüyorum.Hocamızı bazen çeşitli programlarda ve çoğunlukla da İmam Hatip programlarında dinleme imkanımız oluyor.

Ancak beni düşündüren şey değişen dünya şartları/dünyevileşme/ alim insan yetiştirmeyi azalttı.Eskisi gibi derin ve donanımlı alimler yetişmiyor.Oysa alimlerin sohbetleri insanın ruhunu dinlendirir ve insanı bir süreliğine maddenin dar çerçevesinden kurtarıp huzur dolu ortamlara götürür.

Gittiğiniz her yerde para pulun konuşulduğu bir zamanda yaşıyoruz.Bu maddileşme insanın ruhunu daraltıyor.İnsanoğlunun sohbete ve ilim meclislerine de ihtiyaç vardır.Çünkü maddenin içinde kalmak Kur'an'ın ifadesiyle insanı sıkıntılı bir hayata sürükler .

" "Her kim de benim zikrimden (Kur'an'dan) yüz çevirirse, mutlaka ona dar bir hayat vardır. Bir de onu kıyamet gününde kör olarak haşrederiz"(Ta-Ha,124).

Günümüz insanı okulu diploma ve iş bulmak için okuyor.İlim öğrenmek için okuyan insanların sayısı azaldı.O nedenle İslam alemi ilmi alanda dünya ile yarışamıyor.Hayata yönelik projeler üretemiyor.Din adına ortaya çıkan dini gurupların bir kısmı da hurafe ve hikayelerle dini anlattıklarını zannediyorlar.Oysa ki İslam tarihine baktığımız da Müslümanlar yaşadıkları çağın hep ilerisinde olmuşlardır.İcatları yapanlar o dönemin İslam alimleri olmuşlardır.

Bütün sıkıntımız İslam dininin denge dini olduğunu unutmamızdan kaynaklanmaktadır.Oysa Kur'an bu gerçeği 1400 yıl önce bize dünya ahiret dengemizi bozmamamızı istemiştir."

"Allah'ın sana verdiği (servet ve zenginlik gibi) şeylerde ahiret yurdunu ara. (Onları insanların yararına harcayarak ahrette seni mutlu kılacak mükafatı elde etmeğe çalış). Dünyadan da nasibini unutma. (Bu imkanlardan ölçülü bir şekilde

kendin de yararlan.) Allah'ın sana iyilik yaptığı gibi sen de iyilik yap ve yeryüzünde bozgunculuk isteme. Çünkü Allah, bozguncuları sevmez"(Kasas,77).

Alim yetişmemesinin bir başka sebebi de günümüz insanının alimlere yeteri kadar ilgi ve değer vermeyişidir.Oysa alimler bir toplumun harita ve pusulası gibidirler.İnsanlara manevi yönlerini tarif ederler ve yol gösterirler.Allah'ı en iyi tanıyan ve gerçek Allah korkusunu içinde barındıranlar alimlerdir."

"Allah'a karşı ancak; kulları içinden alim olanlar derin saygı duyarlar. Şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır."(Fatır,28).

Yüce Rabbimiz Hz.Adem'e (as) ilim verdikten sonra (Allah Adem'e bütün varlıkların isimlerini öğretti..."(Bakara,31). meleklere secde yapmalarını istemiştir.Yani melekler bilen Adem'e secde etmişlerdir.

Şu hadisi Şerif'e bakınız.Bir toplumun helakı alimlerin azalmasıyla ilgilidir." Allahü teala, sizden ilmi almak için ilmi ile amil olan alimleri kaldırır. Cahiller kalır. Dinden sual edenlere, kendi akılları ile cevap verip, insanları doğru yoldan ayırırlar."

UNUTMAYIN:Giden alimlerin yeri dolmuyor ve doldurulamıyor.Onun için Yüce Rabbimiz Nusret Vardar gibi hocalarımıza hayırlı uzun ömürler ihsan etsin.Amin.

Abdulvasih DURAN