Kur'an'ın indiği ay olan bu ayda biz Müslümanlara düşen görev her gün Kur'an'ın bir başka güzelliğini görmektir.İsterseniz bu gün Hz.İbrahim'i (as) manen ziyarete gidelim ve Kur'an'ın Hz.İbrahim'i (as) nasıl anlattığına bakıp hem tefekkür edelim hem de onun güzelliklerini örnek alalım.

Hz İbrahim'e (as) baktığımız zaman O daha delikanlıyken bile aklını kullanmış ve bizlere de aklımızı kullanmamız konusunda örnek olmuştur.Hz.İbrahim (as) Allah'ın varlığını,birliğini ve ölümden sonraki diriliş hakkında hep tefekkür etti.Onun tefekkürü şüphe duyduğu bir tefekkür değildi.Tam tersine tahkiki imana ulaşmak ve bize örnek olmak içindi:" Hani İbrahim, "Rabbim! Bana ölüleri nasıl dirilttiğini göster" demişti. (Allah ona) "İnanmıyor musun?" deyince, "Hayır (inandım) ancak kalbimin tatmin olması için" demişti. "Öyleyse, dört kuş tut. Onları kendine alıştır. Sonra onları parçalayıp her bir parçasını bir dağın üzerine bırak. Sonra da onları çağır. Sana uçarak gelirler. Bil ki, şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir." (Bakara,260).

Yüce Rabbimiz bütün mü'minlere de aklını kullanmaları halinde kendilerine anlama gücü vereceğini ve bu şekilde de kötülüklerden koruyacağını müjdeler:" Ey iman edenler! Eğer Allah'a karşı gelmekten sakınırsanız; O, size iyiyi kötüden ayırt edecek bir anlayış verir ve sizin kötülüklerinizi örter, sizi bağışlar. Allah, büyük lütuf sahibidir" (Enfal,29).

Hz.İbrahim (as) putların bol olduğu bir dönemde yaşamış genç yaşta olmasına rağmen doğru tercih yapmış ve Yüce Rabbimizin hoşnutluğunu kazanmıştı.Hz.İbrahim (as) başta günümüz gençleri olmak üzere hepimize örnek olması gereken büyük bir Peygamberdir.O her zaman sağlam bir imana sahip bir genç idi:

-"Hani o, babasına ve kavmine, "Neye tapıyorsunuz?" demişti.

-"Putlara tapıyoruz ve onlara tapmağa devam edeceğiz" demişlerdi.

- İbrahim, dedi ki: "Onlara yalvardığınızda sizi işitiyorlar mı? Yahut size fayda veya zararları dokunur mu?"

-"Hayır, ama biz babalarımızı böyle yaparken bulduk" dediler.

-İbrahim, şöyle dedi: "Sizin ve geçmiş atalarınızın taptığı şeyleri gördünüz mü? Şüphesiz onlar benim düşmanımdır. Ancak alemlerin Rabbi olan Allah, dostumdur.

-"O, beni yaratan ve bana doğru yolu gösterendir. O, bana yediren ve içirendir."

-"Hastalandığımda da O bana şifa verir. O, benim canımı alacak ve sonra diriltecek olandır."

-"O, hesap, mükafat ve ceza gününde, hatalarımı bağışlayacağını umduğumdur."

- "Ey Rabbim! Bana bir hikmet bahşet ve beni salih kimseler arasına kat."

- "Sonra gelecekler arasında beni doğrulukla anılanlardan kıl."

- "Beni Naim cennetinin varislerinden eyle."(Şuara,70-85).

Hayatımızın her döneminde bizleri kendisine çeken cazibeler olmuştur.Günümüz insanı bu fani cazibelere kendini fena halde kaptırmıştır.Dünyanın geçici parlaklığı zamanımız insanının gözünde ve gönlünde sürekli varlığını korumaktadır.Bir çok insan bu fani parlaklığa aldanmakta hatta bir kısmı bu ışıltıların fani olduğunu bile unutabilmektedir.Biz mü'minlere düşen şey gönlümüzü bu ışıltılardan çevirip hakiki ve sönmeyen gerçek ilahi aydınlığa çevirmektir.

Kur'an'ı bilen mü'minler Kur'an'ın şu metodunu fark etmişlerdir.

1-Kur'an ne diyor ,

2-Kur'an ne demek istiyor.

İşte Kur'an Hz.İbrahim (as)ın diliyle bizlere şöyle diyor:"

"Üzerine gece karanlığı basınca, bir yıldız gördü. "İşte Rabbim!" dedi. Yıldız batınca da, "Ben öyle batanları sevmem" dedi. Ay'ı doğarken görünce de, "İşte Rabbim!" dedi. Ay da batınca, "Andolsun ki, Rabbim bana doğru yolu göstermezse, mutlaka ben de sapıklardan olurum" dedi. Güneşi doğarken görünce de, "İşte benim Rabbim! Bu daha büyük" dedi. O da batınca (kavmine dönüp), "Ey kavmim! Ben sizin Allah'a ortak koştuğunuz şeylerden uzağım" dedi. "Ben, hakka yönelen birisi olarak yüzümü, gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Ben, Allah'a ortak koşanlardan değilim."(En'am,76-79).

Ve Kur'an şöyle demek istiyor.Yıldızlar ,Ay ve Güneş dünyanın geçici mal, makam ve rütbelerine birer örnektirler.Işıl ışıl parlarlar ama sonunda ışıltıları biter.Bitmeyen ve fani olmayan tek varlık Allah'tır.

Sakın fani dünyanın geçici ışıltılarına kapılıp/kanıp gerçek hayatı ve hayatın anlamını unutmayın."