İslam dini fertleri ve toplumları huzurlu ve mutlu yapmak için gönderilen son dindir.İslam dini toplumdaki herkesimin hakkına riayet etmemizi istemektedir.

Genel olarak bir toplumun katmanlarını şöylece sıralamak mümkündür:

1-Kişi ve Ailesi,

2-Anne-baba,

3-Akrabalar,

4-Komşular,

5-Yetimler,

6-Yoksullar,

7-Yakın çevre,

8-Bütün insanlar.

Kur'an-Kerim,Hadis-i şerifler ve alimlerimiz bütün bu toplum katmanlarına karşı görevlerimizi belirlemiş ve yerine getirmemiz için sorumluluklar koymuştur.

Bu sorumluluklarımızdan bir tanesi de akrabalara karşı görevlerimizdir.Yüce Rabbimiz Nisa Suresinin 1.Ayetinde "...Kendisi adına birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah'a karşı gelmekten ve akrabalık bağlarını koparmaktan sakının. Şüphesiz Allah, üzerinizde bir gözetleyicidir." buyurmaktadır.

Ayet-i kerimeye dikkat ettiğimizde Yüce Rabbimiz kendisinden korkmamızı istemekten hemen sonra akraba bağlarımızı koparmamamızı istemektedir.

İslamın daha ilk davet yıllarında Bizans Kralı Herakl, henüz müslüman olmayan Ebu Süfyana sorar:"Peygamber size neyi emrediyor?" Ebu Süfyan der ki:"Yalnız Allah'a kulluk etmemizi ,O'na şirk koşmamamızı,namaz kılmamızı, doğruluktan ve iffetten ayrılmamamızı ve akrabaya iyilikten vazgeçmememizi emrediyor".

Dikkat edilirse henüz İslamın ilk yıllarında toplumsal haklar ön plana çıkıyor.Rasulullah (sav) buyuruyor ki:"Akrabalık bağlarını koparan kimsenin bulunduğu topluluğa rahmet inmez".

Taberi (r.a) şöyle rivayet ediyor:"İbn-i Mesud (ra) sabah namazından sonra bir grup insana dedi ki:"Akraba bağını koparmış birisi varsa Allah için kalksın gitsin.Çünkü biz Rabbimize dua etmek istiyoruz.Göklerin kapısı akrabalık bağlarını koparan kimseye kapalıdır".

İslam'da akrabalık bağlarına 'Sıla-ı Rahim' denir.SILA,ulaşmak,kavuşmak,RAHİM ise Rahmet kökünden gelir.Yani şefkat ve merhamet göstermek demektir.Sıla-ı Rahim akrabalara ulaşmak onlara sahip çıkmak ve onlara şefkat ve yardım etmek demektir.

Cebrail (as) ilk vahyi Peygamber Efendimize (sav) getirdiğinde Peygamberimiz eve korku içinde dönmüştü.Hz.Hatice (r.a.) annemizin Peygamberimize söylediği şu teselli sözleri çok manidardır:"Korkma,Allah seni mahcup etmez.Çünkü sen Sıla-ı Rahme (akrabalık ilişkilerine) önem verensin".

Alimlerimiz derler ki akrabalar eğer malınıza ,canınıza ve namusunuza zarar verecek kadar zararlı iseler o zaman uzak durabilirsiniz.Ancak bunun dışındaki ufak tefek kırgınlıklar dünya malı ve para meselesi için akrabalardan uzak durmak doğru bir davranış değildir.

Akrabalık ilişkilerimizi zayıflatmanın en büyük zararını çocuklarımız görmektedir.Büyükler bilirler.Eskiden çocuk amcasından,dayısından,halasından teyzesinden v.b. çekinirdi.Bunların ufak bir ikazı çocuğun hatasından vazgeçmesine sebep olurdu.Böylece anne ve babanın yükü hafiflerdi.Ancak günümüzde amca,dayı,teyze ve hala bu ikazları yapmadığından veya yapamadığından bütün yük anne babaya kalıyor.Onların ikazları da belli bir zaman sonra etkisini kaybetmektedir.

İşin başka bir acı tarafı da akrabalık ilişkisini kesmiş veya gidip gelmeyen akrabaların çocukları birbirlerini herhangi bir yerde gördüklerinde tanıyamaz hale gelmişlerdir

Hayattayken birbirlerine küs olan ve gidip gelmeyen akrabalar vefat ettiklerinde cenazesine katılıp gözyaşı dökmenin bir faydası var mı?

Tıpkı bir düşünürün dediği gibi:"Öldükten sonra gelip toprağımı öpeceğine hayattayken gel alnımı öp".