ZORUNLU EĞİTİM…
Geçen günlerde sosyal medyada bir paylaşım yapmış ve zorunlu eğitimle ilgili birkaç madde sıralamıştım. Ben okullarda bazı derslerin zorunlu olarak okutulmasını istediğimi yazdım.
Benimle aynı fikirde olan o kadar çok insan varmış ki ben bile şaşırdım. Bazı arkadaşlar bu konuyla ilgili gazetede de yazmamı istedikleri için konuyu sizlerle de paylaşmak istedim.
Ben ilk yardım derslerinin (hayati önem taşıdığı için) bütün topluma – yediden yetmişe herkese- zorunlu olarak verilmesi gerektiğini düşünüyorum. En azından ilkokuldan üniversite son sınıfa kadar yaşa ve sınıf-bölüm- durumlarına göre herkese verilebilecek bir eğitim olduğunu düşünüyorum.
Ve yine ben dilsiz alfabesinin de bütün insanlar tarafından zorunlu olarak öğrenilmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü gerçekten evrensel bir dil ve hiç ummadığımız zamanlarda işimize çok yarayacak bir öğreti olacaktır.
Sonra ben büyüklere saygı, küçüklere sevgi diye zorunlu bir ders olsun istiyorum ilkokul birinci sınıftan itibaren. Bunula ilgili binlerce örnek verebilirim ama gerek yok, illa ki sizin de “Evet, evet bizde istiyoruz” dediğinizi daha şimdiden duyuyorum ben.
Ve ayrıca ben hayvan ve bitki sevgisi diye zorunlu ama uygulamalı bir ders daha olsun istiyorum okullarımızda ilkokuldan itibaren. Bununla ilgili de binlerce örnek var ama dediğim gibi maksat hâsıl olduğundan örneklerle kafanızı ağrıtmak niyetinde değilim.
Bir de ben yine uygulamalı olması kaydıyla çocuklarımıza ilkokuldan itibaren zorunlu olarak trafik kuralları ile ilgili bir ders verilmesini istiyorum.
Son olarak ben savunma sporları ile ilgili bir dersin zorunlu ve uygulamalı olarak öğretilmesini istiyorum. Kendimizi her alanda savunmaya ihtiyacımız olduğunun farkındayız artık değil mi?
Elbette örnekler çoğaltılabilir. Benim aklıma gelmeyen binlerce örnek sizin aklınıza gelmiştir elbette. Çocuklar bizim geleceğimizdir ve onları nasıl eğitirsek bize dönüşleri öyle olacaktır. Onlara ne öğretirsek onlardan ancak öğrettiklerimizi bekleyebiliriz.
Lütfen geleceğimizi kendi ellerimizle mahvetmeyelim. Bu dünyayı daha yaşlanabilir kılmanın yolu illa ki eğitimden geçiyor. Belki bizden geçti artık ama yine de çocuklarımızdan sorumluyuz, geleceğimizden sorumluyuz. Yaşadığımız dünya şartları itibarı ile git gide kötüleşen bir dünya. Evlatlarımız bir tuşa basarak artık dünyanın her yerine ve dünyadaki bütün bilgilere ulaşabiliyorlar.
Eğer biz çocuklarımıza ulaşamazsak onlara başkaları ulaşacaktır. İş işten geçmeden, geleceğimizden daha emin bir şekilde, yatağımızda ve mezarımızda rahat uyuyabilmek için yapmamız gerekeni yapalım. Hem dünyamızı hem ahiretimizi kurtarmanın yolu doğru bir biçimde yaşamaktan ve bunu öğretmekten geçiyor.