Büyük bir medeniyeti taşıyacak kadar kıymetli bir kelimedir bu. Her şeyin bir ölçüye göre tanzim edildiği dünyada nefes alıp veriyoruz.
Geçen hafta girdiğim sınıflarda Türk Edebiyatının Dönemlere Ayrılmasındaki Ölçütler" konusu işlerken dilimize dolanan bu kelime bize geniş ufuklar açtı.
Karşılıklı bir muhabbet havasında işlediğimiz derste sordum: "Uzunluk ölçüsü nedir?" "Metre" cevabı gecikmedi. "Ağırlık ölçüsü nedir?" "Kilogram" yanıtı yankılandı sınıfta. "Zaman ölçüsü nedir?" "Saat" kelimesi emin bir ses tonu ile çıktı ağızlardan. Artık anlaşabiliyorduk öğrencilerimizle.
"İnegöl ile Bursa arası kırk beş kilogram" dediğimde bir an duraksadılar ve "kilometre" diyerek düzeltiler. "Gençler, eskiden akşam ezanı 12.00 da okunurmuş" dediğimde zihinler biraz daha karıştı. "Nasıl yani?" sorusunun yanında "gece 12.00 de mi?" derken biri, öbürü "hayır, gündüz 12.00'dir" dedi, diğeri. Kadim kültürümüzden kapı araladım onların zihinlerine. Gün, akşamdan başlardı. Tabiatta gün bitimi ve gecenin başlangıcı olan akşam vakti, ezan ile ilan edilir ve başlar gün.
Bu noktada bir şeyi fark etmeliyiz. Ölçü öncelikle bir "kabul" olayıdır. Kalplerdeki niyet ile akıllardaki değerlendirme sonucunda bir ölçü birimi kabul edilir. Yüz santim, bir metredir. Kimse doksan santime bir metre diyemez, dememelidir. Yoksa insanlar arası genel kabul görmüş bir ölçüyle çelişkiye düşülür. Adaletsizlik baş gösterir.
Eski kültürümüzde kevni ayetlerle yani Allah'ın yazılı olmayan ayetlerine dayanarak bir şey geliştirmek ve O'ndan irtibatı koparmamak düşüncesiyle atalarımız tabiattaki değişleri temel almışlardır. Gece onikide tabiatta bir şey değiştiğini sanmıyorum ancak güneşin batışı iyi bir başlangıç noktasıdır. Akıl buluğ çağı da insanda gelişen bir takım hormonları temel alarak tespit edilmiş bir ölçüdür. Mükellefiyet/sorumluluk çağı başlamıştır bu ölçüyle.
Ölçü belirlemede konusunda tabiatı taklit etmek, Allah'ın biz insanlara takdim ettiği izleri takip etmektir.
Uzunluk ölçüsünü bilmek yetmiyor, ancak kendi alanında kullanmamız gerekiyor bir de.
Ölçü nedir? Nasıl belirlenir? Ölçünün fonksiyonu nedir?
Gibi sorular düşünce diyarına uçurur bizi. Ölçü; bir sınır belirliyor sanki, bir çizgi çiziyor. Beri tarafı ve öte tarafı belirliyor. Az veya fazla dedirtiyor. Yol iz gösteriyor.
Eşyanın cinsine göre, şeyin mahiyetine göre belirlenmiş ölçüler var. Eşyanın ağırlığı önemli iken bir tarafta eşyanın uzunluğu önemli oluyor. Ölçü ortak olduğundan anlaşmayı, alış verişi ve adaleti sağlıyor diye düşünüyorum.
İdeolojiler bir ölçü koyarlar, dinler bir ölçüdür. İslam dini Müslümanları dünya hayatının tanzim eden bir ölçüdür. Kar ile yağmur vakit ve miktar açısından bir ölçüye yağar. Ağaçlar, çiçekler bir ölçüyle büyürler. Ağaçların dallarından meyve ikram eden Rabbimiz bir ölçüyle ikram eder. Aç kalan aslan, bir ölçüyle saldırır ve avını yakalar. Bir ölçüyle doyar ve ardındaki yırtıcılara bırakır leşi.
Laiklik konusunda açıklama yapan tarih otoritemiz İlber Ortaylı, Yahudilikte ve İslam dininde laiklik olmaz. Çünkü bu dinler hayata dair kanunlar vaz eder demişti.
Hayat ölçümüz, İslam dininin seçkin kanunları ise hayatımız rengi başka olacaktır. Tutumlarımız, davranışlarımız bir beklenti çerçevesinde gelişecek her şey bir hesap verme mantığı üzerine konacaktır.
Ekonomide ölçü İslam ise, faiz kullanılmaz. Siyasette ölçü İslam ise, yalan dolan entrikalı politika olmamalı. Sosyal hayatta ölçü İslam ise, insanlar arası barış ve kardeşlik duygusu güçlü olmalıdır.
Kitap bir ölçüdür, nota bir ölçüdür, aruz bir ölçüdür, kanun bir ölçüdür, adap bir ölçüdür.
İlahi ölçü olursa, ilahi adalet hasıl olur. Ölçü olursa dirlik düzen olur. Ölçü bir yerde, onu uygulayacaklar bir başka yerde olmamalı. Herkesin elinde bir ölçü vardır belki. Ama kendisine göre bir ölçü koymuş olabilir. Doğrular şartlara göre değişebiliyorsa ölçü de farklı olabilir.
"Şeriatın kestiği parmak acımaz" derler. Sebebi insan gönülden kabul ettiğine teslim olur. Tevbe insanın ölçüye tekrar dönüşüdür. Şeytan ölçüyü saptırmak için gerçek olmayan şeyler üfler, vesvese verir. Çünkü apaçık düşmandır insanın. Ölçüsüzlük çirkindir, anarşidir, düzensizliktir.
Bireysel ve sosyal hayatta bir ölçümüzü uygulayacaksak iman etmiş olmak (Allah'a ve Ahirete) iman en önemli dayanak olacaktır.
.