Bir yerel seçim öncesiydi. Adayın biri şeffaf belediyecilik anlayışını ifade etmek için Belediye Meclisi toplantılarını belediye binası önündeki parkta yapacağını söyledi. Kışın nasıl olacak dediler. Adayımız “Paltoyla” cevabını verdi.

Adayın biri geliri düşük kimselere ücretsiz ekmek vereceğini söylemişti. Adayımız “Biz pide de vereceğiz, hem de yumurtalı, susamlı.” dedi

Adaylardan biri geliri düşük kimselerden su parası almayacağını söylemişti. Adayımız “Biz elektriğe de para almayacağız.” dedi. Elektrik belediyeye bağlı değil dediler. Adayımız “Bağlarız.” cevabını verdi.

BİZ EVE GİDİYORUZ

Yıl 1972 sınır illerimizden birinde görev yapan İnegöllü subay, eşinin tedavisi dolayısıyla Ankara’ya gelmiş geceyi geçirmek için Ankara’da bir orduevinde oda boşalmasını beklemektedir. Sıkıntı yaşayacağını düşününce daha önce birlikte görev yaptığı, o dönemde Ankara’da görev yapan İnegöllü bir generali telefonla aradı

“Komutanım eşimin rahatsızlığı nedeniyle ….. Orduevindeyim kalacak oda sorunu yaşıyorum, bir telefon edebilirseniz sevinirim”. General “Tamam” dedi. 20-25 dakika kadar sonra da orduevinin kapısında göründü. Birbirlerini gören general ve subayımız birbirlerine doğru yürüyorlardı ki orduevi görevlisi generalimize yönelerek “Odamız boşaldı efendim” dedi. Generalimiz ise görevliye “Sağ olun ama biz eve gidiyoruz.” 

BİZ SÜRÜYÜ İTLERE BIRAKTIK

Hikayemizin kahramanı 1956 Artvin Şavşat doğumlu, aile 1969 yılından itibaren ilçemizde yaşıyor. Fakat bu hikaye Artvin Şavşat’ta geçiyor.

Henüz 11 yaşında iken yakın akrabalarının şehir dışında koyunculuk yaptığı büyükçe bir ağıla misafir olarak gider. Eti için beslenen bin kadar koyun, yani koyunlar sağımlık değil. İki yetişkin adam ve 11-12 yaşlarında iki çocukları toplam dört kişi o kadar hayvanı bakıyorlar.

Kahramanımız da onlara karışır, hafta sonuna kadar hayvanlara birlikte bakarlar. Hafta sonu beklenmeyen bir şey olur. İki büyüğümüz koyunları üç küçük çocuğa bırakıp köydeki evlerine giderler. Çocuklarımız hem çok sevinmiş hem de çekinmişlerdir.

Gerçekten de iki gün iki gece sürüyü çocuklar idare etmiş, sağ salim de evlerinden dönen büyükleri karşılamışlardır. Çocuklardan biri mutluluk içinde “Nasıl ama siz yokken de sürüyü idare edebildik.” deyince.

Büyüklerden biri cevap verir “Oğul hoş biz sürüyü size bırakmadık, biz sürüyü itlere bıraktık.” Köpekler o kadar tecrübelidir ki koca sürüyü çocuklara bile bırakabilmektedirler, ifade edilmek istenen odur.

BİZDE ÇOK HAYVANLARA YEDİRİYORUZ

İnegöl’de bir bayram ziyareti, tatlı ikramı sonrası, ev sahibi büyükçe bir tabak içinde çokça elma ikram etmişti. Tatlıdan sonra da olunca kimsenin eli elmalara gitmiyordu.

Ev sahibi devam etti;  “Bizim bahçeden, yiyin yiyin, çok oldu çok, hayvanlara da veriyoruz.” Bir anlık durgunluk sonrası ev sahibi de farkına vardı, karşılıklı gülüştüler.

TURHAN ŞAHİN'İN ÖYKÜ TADINDA İNEGÖL isimli eserinden düzenlenip yayına hazırlanmıştır.