Geçen hafta ki yazımızda yerel yönetimlerle alakalı sorunlarımızı üç başlıkta ele almıştık.
Yeniden hatırlatacak olursak bu sorunlar;
1-Biyo-Kentsel sorunlar
2-sosyo_kentsel sorunlar
3-Bilgi-Kültür-Hafıza bağlamında kentsel sorunlar,
Bu başlıklarla neleri kastettiğimize gelince;
Her şehrin öncelikle havası, suyu ve toprağıyla insanın yaşamasına imkan veren özellikte olması gerekir. Bazı mekanlar, doğaları gereği şehirleşmeye elverişli değildir. Örneğin ne sahra çölü ne de kutup bölgeleri kalıcı şehirler oluşturmaya fazla imkan vermez. Bazen de yaşanan mekanlar doğal olarak şehirleşmeye son derece elverişli iken, insanların yarattığı doğal dengeleri bozucu faaliyetler sebebiyle bu mekanlarda yaşamak imkansız hale gelmezse de alabildiğince zorlaşabilmektedir. Bizim biyo-kentsel sorunlar dediğimiz husus tam da budur işte.
Yaşadığımız şehir biyo-kentsel sorunlar bakımından bugüne kadar üzerine düşünülmemiş veya sorunları çözülememiş bir şehir durumundadır. Peki nedir şehrimizin temel biyo-kentsel kapsamdaki sorunları;
1-Solunan havanın kalitesi oldukça kötüdür ve uzun dönemli solunduğunda pek çok hastalığa kapı açan özelliktedir. Şehir planlamasından başlayarak pek çok diğer yönetsel estrümanla hava kalitesinin iyileştirilmesi mutlaka sağlanmalıdır. Zaten şehrimizde ağırladığımız misafirlerimizin ilk dikkatini çeken maalesef kirli havamızdır.
2-İçme ve kullanma suları yaşam kalitesini düşürecek özelliklere sahiptir. Örneğin ; şehrimizde önemli bir nüfusu barındıran alanyurt semtinde sudaki mevcut kirlilik ve kireç düzeyi sebebiyle evde kullandıkları cihazları sürekli değiştirmek zorunda kalmaktadırlar.
3-Şehrimiz içinden ve etrafından dereler akan bir şehir. (bedre,kalburt gibi) Bu derelerin ıslah edilmesi iki türlü yarar sağlayacaktır. Birincisi şehrimizin şehir olma kimliğini güçlendirecek, ikincisi de; kirlilik ve mikrop yuvası olan bu mekanlar temizlenmiş olacaktır. Ayrıca şehrimizin kıyısında yapılan baraj göletleri şehrin güzelleşmesi, insanların nefes alacağı mesire alanları olabilecekken, kentsel atıkların kirletmesiyle yanına varılmaz yerler olmuştur.
4-İnegöl bilindiği üzere önemli bir tarım şehridir aynı zamanda. Ovada kurulmuş olmasının da avantajıyla bereketli ovada her türlü mahsülü yetiştirme imkanı bulunmaktadır. Bunun yanı sıra bahçe bitkileri alanında da önemli bir üretici şehirdir. Bu vasfını koruyabilmesi için tarımsal mekanların hassasiyetle korunması gerekir. Ancak şehrimizin verimli tarımsal alanları bir yandan yeni yerleşim alanlarına verilen izinler, öte yandan birinci sınıf tarım alanlarına yapılan sanayi tesisleri bu alanları hızla azaltmaktadır. Örneğin; yenice, cerrah ağaç işleri sanayi bölgeleri nitelikleri tarım arazileri üzerine sanayi tesisleri kurularak oluşturulmaya devam etmektedir. Öte yandan yeni çevre yolu başta olmak üzere şehrimizin yeni imar alanları verilen tüm bölgeleri tarım arazilerini azaltmaktadır.
5-Kentsel atıklar, kullanılmış suların arıtılması, geri dönüşüme dair tüm konular da şehirlerimiz ve şehrimizle ilgili önemli sorunlar olmaya devam etmektedir. Şehrimizde atık suları arıtmak için kurulan tesislerin yanı sıra çöp depolama için yapılan çalışmaları görmezden gelmeden bunların yetersizliğini belirtmekte yarar bulunmaktadır.
Bu hafta ki yazımızda yerel yöneticilerin sorumluluk alanındaki kentsel sorunlardan bir başlığı işleyebildik. Önümüzdeki hafta kalan bölümlere devam edeceğiz.
İyi bir hafta olması dileği ile,
.