Ünlü zeytinyağı markası raflardan toplatılıyor Ünlü zeytinyağı markası raflardan toplatılıyor
Yunus Emre Mesleki ve Teknik Lisesi’ndeki programa Belediye Başkan Yardımcısı Alper Taban, CHP milletvekili adayı Erkan Dönmez, İlçe Başkanı Engin Başar, Şube Müdürleri ve okul müdürleri ile öğretmen ve öğrenciler katıldı. DÜŞÜNCE VE ESERLERİYLE EFSANEDİR Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan programda konuşan Okul Müdürü Yazdan Taştan; “Türk milletinin yetiştirdiği en büyük tasavvuf erlerinden, Türk dili ve edebiyatı tarihinin en büyük şairlerinden biri olan Yunus Emre'yi anma programımıza hepiniz hoş geldiniz. 13.yüzyılın ikinci yarısı ile 14.yüzyılın ilk yarısında yaşamış olan Yunus Emre gerek hayatı, gerek düşünceleri ve gerekse eserleri bakımından bir efsane niteliğindedir. Türk halkı, kendi ruh kökünün ifadesini bulduğu Yunus Emre’yi her şeyden ve herkesten önce gönlünde efsaneleştirmiştir” TEMEL KAYNAK İSLAM “Şahsi hayatında ve sanat hayatında temel kaynak olarak İslam’ı seçmiştir. Şiirlerini İslam’ı anlatmak için güçlü bir vasıta olarak görmüş, dolayısıyla insanlara Allah adına söyleyeceklerini şiirle söylemeyi tercih etmiştir. O’nun şiirlerinde aşk önemli bir yer tutar. Yunus Emre her şeyden önce bir aşk şairidir zaten. Ancak bu aşk insani zaaflardan uzak, yaratıcı ile yaratılan arasındaki ezeli bağlantının ifadesi olarak ortaya çıkar. Fikirleri, duyguları, bütünüyle dünya görüşü bu engin aşkın sihirli aydınlığında yeşerir. Şiirleri kadar hayatı da bu yüceltici ve arındırıcı aşkın destanıdır. Çünkü onun için aşk hava, su ve gıda gibi insan için en tabii ihtiyaçlardandır. Bu sebeple hem bu dünyada, hem öbür dünyada aşkı istemiş ve aşkın peşinde koşmuştur. Hemen bütün şiirlerinde gizli veya açık bir şekilde beşeri ruh halinden ilahi ruh haline yükselişin ifadesi olan aşk üzerinde durulur. Ele aldığı her meselenin açıklanması ve yorumlanmasında tek ve gerçek rehber İlahi aşktır. Şekilden çok ruh güzelliği üzerine inşa ettiği aşk felsefesiyle ulaşmak istediği ana gaye, her şeyin ve bütün güzelliklerin kaynağı ve yaratıcısı olan Allah’a varmaktır” dedi. BENİM İŞİM SEVGİ İÇİN Yunus Emre’nin eserlerinin önemli bir kısmında doğrudan doğruya insan üzerinde durulduğunu vurgulayan Taştan; “O, her şeyde insanı merkez kabul eden bir düşünce sistemine bağlıdır. Dünyada görülen her şey eşref-i mahlûkat olan insan için var edilmiştir. Diğer bütün tasavvuf ehli gibi, Yunus Emre de İnsan-ı Kâmil’in peşindedir. Bütün gayreti insanın yücelişi ile ilgilidir. İnşam dünyanın aldatıcı, sahte bağlarından kurtararak asıl gayesine yöneltmek ana hedefidir. Yunus’un insana ve insanlığa nasıl bir anlayışla baktığını kavrayabilmek ve benliğinde kaynayan coşkun sevgi ırmağını duyabilmek için; ‘Ben gelmedim dava için, benim işim sevgi için / Dostun evi gönüllerdir, gönüller yapmaya geldim’ dizelerini hatırlamak gerekir” ÖMÜR DENEN ŞEY BİR PAZAR GEZİNTİSİ “Yunus Emre’ye göre bu dünya, içinde çeşitli güzelliklerin ve çirkinliklerin yan yana sergilendiği büyük bir şehir gibidir, insan da bu pazarda alış veriş eden bir kişi olarak düşünülüyor. Ömür denen şey işte böylesine bir Pazar gezintisi, bir alış veriştir. Bu büyük şehre gelen her insan kendisine tayin edilmiş bulunan sınırlı bir zaman dilimi içinde oyalanıp sonra da bir daha dönmemek üzere çekip gitmektedir. Bu dünya şehrinin pazarındaki rengârenk güzellikler insanoğlunu önce çok cezbetmesine, onu başlı başına bir zevk ve haz denizinin içinde tutmasına rağmen bir müddet sonra tat vermez duruma gelmektedir. Bu da dünya pazarının fani yapısının açık belgesidir” İLİM İNSANIN KENDİNİ BİLME İŞİDİR “Yunus Emre’ye göre ilimde ana gaye her şeyden önce insanlığın hayrına neticeler ortaya koymaktır. İnsanlık için hayırlı neticelere ulaşmayan bir ilim gerçek ilim olmaktan çok uzaktır. Bu ölçüler içinde ilim insanın kendini bilme işidir. Kendini bilmeden, kendi varlığının sırlarına ulaşmadan girilen bir ilim yolundan aydınlık yarınlara çıkmak imkânsızdır. Ona göre, okumanın ve ilim yapmanın asıl gayesi Hakkı rehber edinmek ve Hakkı bütün vasıflarıyla idrak etmektir” ifadelerini kullandı. BÜTÜN KÖTÜLÜKLERİN KAYNAĞI İNANÇSIZLIK “Yunus Emre’nin anlayışına göre bütün kötülüklerin kaynağı inançsızlıktır” diyen Taştan, şöyle devam etti: “Allah’ın ve onun tarafından yaratılmış olduğunun idrakine varamamaktır. Çünkü İslam dini bir mantık dini olduğu kadar bir gönül, dolayısıyla bir sevgi dinidir. Unesco, bütün insanları sevgi dolu gönlüyle karşılayan Yunus Emre adına 1991 yılını “Sevgi Yılı” olarak ilan etmiştir. İnsani değerleri ve tüm güzellikleri barındıran bu büyük insanı anlatırken aşk, sevgi, kardeşlik, ilim sözleri yetersiz kalıyor. Anadolu insanı asırlardır gönlünde yaşattığı bu büyük mutasavvıf şairi kendi yöresine katmak için adeta yarış halindedir. Bu sebeple onun hemen hemen memleketimizin her köşesinde bir mezarı olduğu görüşü ortaya atılmıştır. Türk milletinin her ferdinin gönlünde manevi bir abide haline gelmiş olan Yunus Emre’nin gerçeğe en yakın olan türbesi Eskişehir’in Mihalıççık ilçesine bağlı Sarıköy’dedir” Taştan konuşmasının sonunda anma programında emeği geçen öğretmen ve öğrencilerine teşekkür etti. Taştan’ın konuşmasının ardından Yunus Emre’nin hayatı anlatıldı. Öğrencilerin şiir ve ilahileri ile program son buldu.