11 EYLÜL SALDIRILARI
ABD tarihinin en büyük terör saldırısı olan 11 Eylül saldırıları 22. yılına girerken hayatını yitirenlerin yakınları ve mağdurlar tarafından açılan davaların çoğunun hala bir sonuca bağlanamaması tepki çekiyor.
Ayrıca saldırıyla ilgili birçok soru işareti cevabını bekliyor. Her ne kadar fatura Usame bin Ladin üzerinden Ortadoğu coğrafyasına çıkarılsa da saldırının bizzat Amerika derin devleti tarafından planlandığına dair çok ciddi işaretler var.
11 Eylül Saldırılarını iki ayrı iddia ile sorgulayan uzmanlar çok oldu:
1. İddia: Saldırıyı ABD hükümetinin kendisi planlamıştır.
2. İddia: Kuleleri yıkmak için kontrollü patlayıcılar kullanılmıştır, çünkü uçaklar o kuleleri yıkmak için yetersizdir.
ÖZET BİLGİ
- Tarih: 11 Eylül 2001
- Saldırı Şekli: Dünya Ticaret Merkezi'nin 1. Binası (Kuzey Kule, World Trade Center 1) ve 2. Binasına (Güney Kule, World Trade Center 2) iki farklı uçak çarptı. Pentagon binasına uçak çarptı ve bir diğer uçak da kaçırıldı.
- Saldırıya Üstlenen: El-Kaide terör örgütü. Liderleri Osama bin Ladin 1998 senesinde Amerikalıların öldürülmesi konusunda fetva imzaladı. İlk uçağın çarpması ilk başlarda bir “kaza” olduğunu düşündürtmüştü ancak ikinci uçağın görülmesi bir “saldırı” olduğunu kesinleştirmişti.
- Kaçakçılarla İlgili: Toplamda 19 terörist (Suudi Arabistan: 15, BAE (Birleşik Arap Emirlikleri): 2, Mısır: 1, Lübnan: 1). ABD hükümeti sonradan Irak’ın saldırılarla bir ilgisi olmadığını belirtti.
- Can Kaybı ve Kurtulanlar: 2996 ölü, 6000'e yakın yaralı. 1. Bina ve 2. Binada kalanların yaklaşık %87’si yapıları terk edebildi. Saldırı zamanı günün erken saatleri olduğundan binalarda 17,000’in üzerinde insan bulunuyordu. 90’a yakın farklı ülkenin vatandaşları hayatlarını kaybetti. Kısacası bu olay sadece ABD’yi değil, tüm dünyayı etkiledi.
- Kulelerin Çöküş Süreleri: 1. Bina çarpışmadan 102 dakika sonra, 2. Bina da çarpışmadan 56 dakika sonra çökmeye başladı. 1. Bina 13 saniye boyunca, 2. Bina ise 10 saniye boyunca düştü.
- Ek Hasar: 7. Bina da çöktü.
BÜYÜK İTİRAF
Film yapımcısı ve siyasi aktivist olan Aaron Russo, ünlü komplo teorisyeni ve İnfoWars program sunucusu Alex Jones ile gerçekleştirdiği bir röportajda, 11 Eylül olaylarından tam 11 ay öncesinde Nicholas Rockefeller ile yaptığı telefon konuşmasında bir olayın yaşanacağını ve Afganistan ile Irak’ın işgal edileceğini öğrendiğini belirtmişti.
Onca şey yanıp kül olmuşken teröristlerin pasaportları niye hiç etkilenmedi?
1945 tarihinde Empire State Binasına bir uçak çarptığı halde hemen onarıldı ve binada hiç çökme yaşanmadı. Bu da açıkça gösteriyor ki uçaklar bir yapının çökmesi için yetersizdir.
Uçağın yakıtı yandığı zaman 400-800°C arasında oluyor. Çeliğin erimesi için 1500°C olması gerekirken bu yapılar nasıl yıkılabilir ki?
Kulelerin sadece uçak darbeleriyle yıkılmaları imkânsızdır, bu tarz düşüşleri genellikle kontrollü patlayıcıların kullanımında görüyoruz.
Saldırı yapılan binalarda görevli personelden, kimlerin saldırı günü izinli olduğunu, göreve gelmediğini kamuoyu çok tartıştı. Bu nokta bile birilerinin saldırından daha önce haberdar olduğunu gösteriyor. Kim ne kazandı, kim ne kaybetti?
Saldırı sonrasında tabloya baktığımızda ABD ve İsrail’in saldırı üzerinden büyük kazanımlara sahip olduğunu görüyoruz. Saldırıyı bahane eden ABD ve Batı emperyalizminin İslam ülkeleri üzerinde baskı ve sömürülerini arttırdıkları ve işgallerine zemin buldukları ortada. Afganistan, Irak açıkca işgal edildi ve sömürüldü. Ve diğerleri...
Acaba 11 Eylül saldırıları kimin oyunu idi?
Cevap bekleyen bir çok soru var. Biz bir kısmını paylaştık.
Elbet gerçekler birgün ortaya çıkacak. Velhasıl 11 Eylül saldırılarının üzerinden 22 yıl geçti. Ayrıntıalr haber grafiğimizde;
1 Eylül saldırıları, tarihin akışını değiştirdi
ABD'nin 11 Eylül saldırılarına ilk cevabı, Afganistan'a girmek oldu.
Dönemin ABD Başkanı George W. Bush, Taliban'ın ABD'nin El-Kaide lideri Usame Bin Ladin'in iadesini reddetmesi üzerine 7 Ekim 2001'de Afganistan'ı işgal ederek Taliban rejimini devirdi ve ülkede iktidara Batı'ya daha yakın duran Hamid Karzai geçti.
ABD'nin Afganistan'ın teröristlerin ''üssü'' olmasını engellemesi için başlattığı operasyonlardan 18 yıl sonra ülke son dönemde DEAŞ militanlarının da barınmaya başladığı teröristler için güvenli bir liman haline geldi.
ABD'nin Afganistan'ı işgalinden bu yana ise ülkede 50 binin üzerinde sivil ve 2 bin 400 civarında Amerikan askeri hayatını kaybetti.
ABD liderliğindeki NATO güçlerinin Afganistan’daki savaş misyonu 28 Aralık 2014'te Kabil’de düzenlenen törenle resmen sona ermesine karşın ABD hala "terörle mücadele" ve "ülkeyi yeniden inşa etme" gerekçesiyle ülkedeki askeri varlığını sürdürüyor.
ABD'nin Afganistan'da şu an yaklaşık 14 bin askeri bulunuyor.
Irak'ın işgali
Afganistan'ın işgalinin ardından Bush yönetimi, 20 Mart 2003'te Irak'ta kimyasal silah bulunduğu gerekçesiyle ''önleyici savaş'' (preventive war) adı altında Birleşmiş Milletler Güvenlik kararı olmadan Irak'ı işgal etti ve Saddam Hüseyin'i devirerek idam etti.
ABD'nin Irak'ı işgalinin ardından mezhep savaşları ülkede yüz binlerce kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu.
İşgal yönetimi ülkeyi yeniden yapılandırırken kuzeydeki Kürt gruplar ile merkezi yönetim arasında derin görüş ayrılıkları etnik gerilimi artırdı.
Ülkede 2005 yılında Kürtlere "Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi" adlı yönetim şekli tanındı.
Irak, Amerikan işgalinin ardından Orta Doğu'da en karmaşık sorunlara sahip ülkelerden biri haline geldi.
Irak'a "istikrar ve demokrasi" getireceği vadedilen operasyona "Irak'ı Özgürleştirme Operasyonu" adı verildi ancak askeri müdahaleler sonucu yüz binlerce sivilin yaşamını yitirdi.
Sivil kayıpları ve milyarlarca dolara mal olan Irak işgali aynı zamanda terör örgütü DEAŞ'ın ortaya çıkmasına zemin hazırladı.
DEAŞ'ın doğmasıyla Irak halkı soykırım gibi savaş suçlarına da maruz kaldı.
Yeni dünya düzeni
11 Eylül terör saldırıların ardından başlayan ''yeni dünya düzeni'' terörle mücadelede yeni güvenlik stratejilerini de beraberinde getirdi.
Saldırılarla beraber sadece ABD'de değil tüm ülkelerde ulusal güvenlik algısı değişti. Devletler ulusal güvenliğe daha fazla para ayırmak zorunda kaldı.
Artık sadece konvansiyonel ya da kimyasal silahlar değil herhangi bir şüpheli araç, kişi ya da paket terör tehdidi olarak algılanmaya başlandı.
Havalimanları başta olmak üzere halka açık alanlarda daha fazla güvenlik önlemleri alındı, böylece yeni bir güvenlik anlayışı ve sektörü ortaya çıktı.
İslamofobi ve 11 Eylül
11 Eylül saldırıları başta ABD olmak üzere, Batı'da Müslümanlara karşı işlenen nefret suçlarında büyük artışa ve İslamofobinin giderek derinleşmesine neden oldu, medyada ''İslamcı terör'' ve ''radikal islam'' kavramları sık sık kullanılmaya başlandı.
Araştırmalar, medyanın, Müslümanların adının karıştığı terör saldırılarına diğer din ya da gruplara mensup kişilerce düzenlenen saldırılardan daha fazla yer verdiğini ortaya koydu.
Bush yönetimi, genel olarak Ortadoğu'da savaş yanlısı politika izlediği gerekçesiyle hem ABD'de hem de diğer ülkelerde sık sık eleştirilerin hedefi oldu. Afganistan'ı işgal ederken birçok ülkenin desteğini alan Bush yönetimi, aynı desteği Irak'a girerken bulamadı.
Bush'un ardından ABD başkanlığına gelen Barack Obama, "savaş karşıtı lider" olarak öne çıktı. Obama, başkanlığı döneminde Amerikan askerlerinin büyük bir kısmını Afganistan ve Irak'tan çekti.
El Kaide lideri Usame bin Ladin, Obama'nın başkanlığının birinci döneminde ele geçirildi ve öldürüldü.
Irkçı ve Müslümanlar karşıtı söylemleriyle öne çıkan ABD Başkanı Donald Trump da gerek seçim kampanyaları gerek göreve geldiği 2017 yılından beri 11 Eylül'ü gerekçe göstererek bazı Müslüman ülkelerin vatandaşlarına ABD'ye seyahat yasağı getirmek gibi bazı İslamofobik adımlar attı.