15 sanıklı davanın duruşması Bursa 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye devam edildi. Davanın son celsesine, adli kontrol şartıyla serbest kalan Hacı Hüseyin Çelenk, tutuklu yargılanan 13 sanık, sanık avukatları ve aileleri katıldı.
Tutuklu sanıklar duruşmaya Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemleri (SEGBİS) ile katılırken, olay gecesi görev başında olan birçok askeri personel ile sanıklardan H.K.'nin eşi tanık olarak dinlendi.
Haklarında "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme", "Türkiye Büyük Millet Meclisi, Türkiye Cumhuriyetini Hükümetini ortadan kaldırmaya ve görevini yapmasını engellemeye teşebbüs", "silahlı terör örgütü kurma, yönetme, silahlı terör örgütüne üye olma" suçlarından 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet ve 20 yıla kadar hapis cezası talep edilen Bursa eski İl Jandarma Alay Komutanı Yurdakul Akkuş'un bir numaralı sanık olarak yargılandığı duruşmaya, darbe gecesi nöbetçi olan askeri personellerin tanık sıfatıyla verdiği ifadeler damga vurdu.
Darbeden saatler önce telsizden Jandarma Entegre Muhabere ve Bilgi Sistemi'nden (JEMUS) gelecek mesajları takip etmeleri yönünde anons geçtiğini, anonstan sonra bütün personelin mesaj beklemeye başladığını ifade eden tanık, kendilerine gelen mesajda, "İlçe jandarma komutanlıklarında çalışan personellerin acilen görevlerinin başına geçmeleri gerekmektedir" ifadelerinin yer aldığını kaydetti.
H.Ö.K. ifadesinde, "Normalde JEMUS üzerinden gelen mesajlarda, mesajı gönderenin sicil numarası, isim soy isim bilgileri olurdu, fakat bu mesajda herhangi bir bilgi yoktu. Ben de bunun üzerine mesajı teyit etmek için merkezi aradım. Merkezden bana mesajın Albay Yurdakul Akkuş'un emriyle atıldığını, bana 3 kişinin bir belge getireceğini ve bu belgelerin içini açmadan ilçe jandarma komutanına iletmemi söylediler. Daha sonra görev yaptığım odaya jandarma komutanlığından geldiğini söyleyen 3 kişi geldi. Bize dışarı çıkmamızı söylediler. Biz de çıktık. İçeriden birkaç kere yazıcı sesi geldiğini duydum. Odada 10-15 dakika kadar kaldılar. Bize bir şey söylemeden ayrıldılar" dedi.
Yine 15 Temmuz gecesi Bursa Garnizon ve Jandarma Bölge Komutanlığı nizamiyesi girişinde nöbetçi uzman çavuş olarak görev yapan şahit H.A. da, o geceye dair önemli ifadeler kullandı. Kendilerine telefonla Bursa Bölge Komutanı Seyfullah Saldık ve Erkan Başkanı Albay Kemal Şahin'in nizamiye bölgesinden içeri alınmamasının istendiğini, daha sonra bu emrin 'İçeri alın, ama kendi çalışma odaları dışında bir yere bırakmayın' şeklinde değiştiğini, bunun üzerine o gece kendisiyle birlikte görev yapan tutuklu sanık D.D.'nin nizamiyeden giriş yapan Bölge Komutanı Saldık'a bu emri ilettiğini belirtti. Saldık'ın kendisine emri ileten D.D.'ye tepki gösterdiğini belirten Uzman Çavuş H.A., "Bölge Komutanı çok kızdığı için D.D.'yi alıp götürmemizi istedi.
Biz görevli arkadaşlarla onu alırken, sivil bir araç nizamiyeden giriş yaptı. Saldık 'O araç neyin nesi bir bakın' dedi. Ben de aracın peşinden gittim, araç arkada durdu. Araçtan bir uzman çavuş ve jandarma eri çıktı. Nereden geldiklerini sordum, daha önce evrak dağıtmaya çıktıklarını söylediler. Ben de aracı kontrol ettim. Araca binip tekrar nizamiyeye geçmelerini söyledim. Ana nizamiyeye dönünce girişte Saldık'ın Yurdakul Akkuş ile tartıştığını gördüm. Bölge komutanımız çok yüksek sesle, 'Ben cumhurbaşkanımızın, genelkurmay başkanımızın emrindeyim, darbeyi tanımıyorum, kimse de böyle bir şeye yeltenmesin' dedi.
Bunları orada bulunan herkes için söyledi. Akkuş bölge komutanımıza 'Bir konuşalım' dedi. Bölge komutanımız da 'Nasıl böyle bir şey yaparsın, ne konuşacağım seninle' dedi. Hatta Akkuş konuşmalar esnasında izinde olduğunu söyledi. Bölge komutanı da 'Madem izindesin git' dedi. Bana döndü Saldık, 'Akkuş da dahil JÖH taburu hariç kimse alınmayacak, karşı gelen olursa müdahale edin, silahla ateş eden olursa aynı şekilde karşılık verin' dedi. Ben de emrini takip ettim" ifadelerini kullandı.